Küresel sanat kriz içinde

“Bulunduğumuz Yer.. Geçtiğimiz Zaman” başlıklı İzmir sergisinde son yapıtlarını izlediğimiz sanatçı, yaşadığımız coğrafya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın artık insanlık için yeterince tekin olmadığını, tehlikeli bir trajediye doğru ilerlediğini savunuyor.

Haberin Devamı

RESSAM kızım der ki, “Ben, hocam Ekrem Kahraman sayesinde kişiliğimi buldum. Beni Çekirdek Sanat ve Leonardo Sanat Galerisi’nde eğittiği ilk sanat dönemimde, hümanist ve tatlı hocalık kimliğiyle resimde özgürleşmemi sağladı. İçimden geldiği gibi fırçamı kullanma yolunu işaret etti. Hiç empoze etmeden, sanki benim içimi okurcasına yolumu bulmamda çok yardımcı oldu. Ekrem Kahraman içimde çığır açtı, onun sayesinde sanata tutundum, yeni bir hayatım başladı. Düşünen, şiir yazan, çizen bir sanatçının ardında önemli bir psikolojik yol gösterici olduğunu fark ettim. Onun öğrencisi olduğum için daima ona şükran duyacağım.”
Nadir Erenler’in yönettiği Çukurcuma Artist’in sevilen ressamlarından kızım Neslihan Karaağaç, günümüzde başarılı bir sanatçı ise, bir baba olarak benim de, dostum Ekrem Kahraman’a çok eskiden olduğu gibi, yıllar sonra da sevgi duymam gerek..

Haberin Devamı

Post-Modernizm çöktü!..

Ekrem Kahraman, “Bulunduğumuz Yer.. Geçtiğimiz Zaman” konulu İzmir sergisinde manifesto diyebileceğimiz bir bildiri yayınladı. Sunuyorum:
“Dünyada esas olarak ‘Aydınlanma Devrimi’ ütopyalarıyla birlikte anılan Modernizm’in sona erdiğini, Post-Modernistler ilan etmişlerdi. Üstelik kendi gelecek iddialarını da, bu iddialı siyasi-felsefi teori üzerine oturttular.
Günümüzde ise artık son yüzyılın bu en temel ideolojik ve kültürel argümanı, iddiası olarak öne çıkarılanr Postmodernizm’in kendisi de tıkandı ve artık entellektüel çevrelerde geçmişte olduğu kadar dillendirilmiyor bile. Çünkü ‘Büyük Anlatılar Dönemi Sona Erdi’ denile, denile insanlığın ortak evrensel ‘Aydınlanma Ütopyası’ çıkmaza sokuldu.
Artık bütün dünyada küresel olarak sanat, felsefe, kültür teorileri derin bir kriz içersinde.. Onca yüksek sesli felsefi-ideolojik iddialara, kurgulanan medyatik görüntülere karşın, reel egemen bireysel, toplumsal politik, ekonomik, sanatsal, kültürel argümanların, felsefi, ideolojik alt yapıları çökmüş durumda..
Sadece Türkiye’de değil, üzerinde yaşadığımız coğrafya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde, üzerine ayak bastığımız topraklar bütün masumiyetine ve insanlık için heyecan uyandırıcı enerjik niyetlerine karşın artık yeterince güvenli ve tekin değil..
Artık dünya-insanlık, tartışmasız bir biçimde her an feryat edip durduğumuz şu anımızdan çok daha tehlikeli ve büyük bir trajediye doğru ilerliyor.”


ESKİ DOST

Haberin Devamı

Ekrem Kahraman eski dostumuzdur.. İlk sanat muhabirliği yıllarımdan beri (1980 sonrası) Ekrem Kahraman’ı izlerim. İzmir’e her geldiğinde sergisini yazıp sanatseverleri duyurmak için özen göstermişimdir. Sevgili büyüğüm, İzmir’in sanat konularında en önemli otorite olan şair ve yazar Turgay Gönenç’in Ekrem Kahraman’ı çok takdir etmesi, bu sanatçıya olan saygımı artırmıştır.
Saygın ve sempatik bir orjinal kişiliği olan 1948 Tarsus doğumlu Ekrem Kahraman, yurtiçi ve dışında 80’in üzerinde sergi açarak, çok sayıda karma sergilere katılıp uluslararası fuarlarda yer alarak 16 ödül kazandı.
Sanatı hakkında bir çok kitap ve broşür yayınlandı. Sanatıyla ilgili, Birsen Hatipoğlu’nun yönettiği “Hayalperest Bir Çiftçiyim Ben” ve Süreyya Ahıskalıoğlu’nun yönettiği “Kendimize ait Ovalarda, Kendimize ait Dağlarda” isimli iki belgesel film çekildi.. Sanatçının çok sayıda ulusal ve uluslarası koleksiyonlarda resimleri bulunmakta.

ŞAİR RESSAM

Haberin Devamı

Küreselleşmenin duyarsız koca bir köye dönüştürdüğü dünyamızdaki haksızlıklara ve sömürüye cesurca karşı çıkan Ekrem Kahraman, insanlığın kurtuluş umudunu yapıtlarına ustaca aktarıyor.. Neoliberal yeni dünya düzenine karşı çıkıyor ve ülkemizde örnekleri pek az olan toplumcu ve yurtsever bir sanatçı olarak öncülük yapıyor.. Ekonomide olduğu gibi, küresel sanatın da kriz içinde olduğunu vurguluyor.
Kendisini hayalci bir çiftçi, resimlerini ise toprağı olarak niteleyen sanatçının dayandığı estetik alan, kendi coğrafyası olan Çukurova, Anadolu, Ortadoğu ve tüm yeryüzü olarak beliriyor. Yeryüzü ve gökyüzünün sonsuzluklarında insanlığın masumiyetine gönderme yapan sanatçı, derin boşluklar, ıssızlıklar, sonsuzluklar, iri beyaz bulutlar, küçük taşlar, ağaçlar ve otlar gibi soyut imgelerle özgürlükçü bir dil yaratmakta.
Ekrem Kahraman’ın yapıtlarını 12 Mart’a kadar Alsancak’ta Melahat Özübek yönetimindeki GaleriA’da izleyebiliriz. (Cumhuriyet Bulvarı, İkinci Kordon, No: 262 - Tel: 0232.464 50 94)


 

Yazarın Tüm Yazıları