Belli ki körfez üzerinden daha çok konuşacağız

Kurum; “Biz bu sorunu çözmek adına; 15 maddeden oluşan 'İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planımızı' milletimizle paylaşmış durumdayız. Orta ve uzun vadeli eylem planlarımızı da çok yakında açıklayacağız. Ve altını çiziyorum, bu işin takipçisi olacağız. İzmir Körfezi’nin, umursamaz ellerde heba olmasına, 'her seçim öncesinde Körfez’de kulaç atacağız deyip tek bir olumlu adım atmayan zihniyete' müsaade etmeyeceğiz. Ben Çevre Bakanı olarak diyorum ki; bunu herkes not alsın, o Körfez bir zahmet temizlenecek. Büyükşehir Belediyesi bir zahmet sorumluluklarını yerine getirecek. Yapması gerekenleri yapacak. İlgili herkese vazifelerini hatırlatmaya, İzmir halkı ve milletimiz adına devam edeceğiz" demişti.

Ardından da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurum'un İzmir Körfezi’nden getirdiğini söylediği deniz suyu şişesini göstermesine tepki göstermişti.

Ve Özel "Çevre Şehircilik Bakanı dün vicdanını göstermiş orada. Yalandan getirdiği o karanlık, Çevre Şehircilik Bakanı’nın kara vicdanıdır” diyerek bakan Kurum’u ağır eleştirmişti.

İzmir körfezi üzerinden siyasi tartışmalar devam ediyor. Geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne istedikleri, ne yapmaya çalıştıkları belli değil. Çevre politikalarının çerçevesi de aynı şekilde tutarsızlıklarla dolu. Lafa gelince ‘çevreciyiz’, ‘doğayı seviyoruz’ diyorlar; ama İzmir Körfezi'nin kirlemesini önleyecek dişe dokunur hiçbir adım atmıyorlar. Balıklar ölmüş, kötü koku almış başını yürümüş; bunların umurlarında dahi değil" dedi.

Anlayacağınız bu ve benzeri açıklamaları daha çok duyacağımız belli...

Aslında bu konu İzmir’i, Türkiye’nin dış ticaretini yakından ilgilendiriyor.

İhracat odaklı bir ekonomi anlayışını benimseyen Türkiye için körfezin kirliliği kadar derinliği de ayrı bir tartışma konusu...

Çünkü büyük gemilerin Alsancak limanına girişi artık zorlaşıyor.

Bu yakın bir zamanda ihracatı da, bölgenin ekonomisini de etkileyecek.

Siyasiler kendi içinde tartışmalarına devam etsin ama bir şekilde de ortak çözüm bulunsun.

Rotterdam, Antwerp

Sidney iyi örnekler

İzmir Körfezi’nin temizliği ve derinleştirilmesi, sadece çevresel bir zorunluluk değil; aynı zamanda ekonomik ve turistik bir sıçrama için büyük bir fırsat. Dünyadaki örneklere baktığımızda, benzer projelerin nasıl büyük değişimlere yol açtığını görebiliyoruz.

Körfezdeki kirliliği temizlemek için hem kısa vadeli hem de uzun vadeli bir planlama şart. Hollanda’nın Rotterdam Limanı örneği, böyle bir proje için yol gösterici olabilir. Rotterdam, “su yönetimi ve liman temizliği” için akıllı teknolojiler ve biyolojik filtreleme sistemleri kullanarak dünyanın en temiz endüstriyel limanlarından biri haline geldi. İzmir de, benzer şekilde biyolojik filtreleme, deniz dibini temizleyen özel araçlar ve kirlilik tespit sensörleri kullanarak Körfez’i yaşanabilir hale getirebilir.

Yine Antwerp Limanı, bu konuda örnek alınabilir. Şehir, limanın derinleştirilmesiyle büyük konteyner gemilerinin girişini kolaylaştırdı ve Avrupa’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi.

Temiz bir Körfez, İzmir’in turizmdeki rolünü kökten değiştirebilir. Sidney Limanı da başka bir örnek...

Sidney; limanın çevresini temizleyerek çevredeki işletmeleri canlandırdı ve şehrin turizm gelirlerini artırdı.

İyi örnekleri alalım ve böyle bir plan yapalım.

Marinaları da unutmayalım

Bu arada hatırlatmadan geçemeyeceğim.

Her seçim döneminde hem AK Parti’nin, hem CHP’nin kampanyalarında marinalar vardı.

Hatta Binali Yıldırım’ın önerdiği 35 projenin liste başında da marinalar vardı.

“Yüzülebilir körfezden” o günden bugüne “kirli körfeze” yeniden geldik.

Körfezi temizlemek, derinleştirmek sadece İzmir’in değil, Türk ekonomisinin de en önemli konularından biri olduğundan çözüm gecikmeli de olsa önümüze gelecektir.

Bütün bunları konuşurken de; körfezdeki marina projelerini de unutmayalım.

Karşıyaka artık uyanmalıdır

112 yıllık bir geçmişi var Karşıyaka’nın…  Ve son genel kurulda bir başkan adayı çıkmıyor. Çıkamıyor...

Gerçekten hüzünlü bir durum...

Bu konuda yazacağım.

Ancak şunu söyleyebilirim.

Karşıyaka’nın Göztepe’nin geldiği bugünkü durumdan dersler çıkarması gerekir.

Göztepe amatörden başlayıp Süper Lig’e taşınan mücadelesinde başarılı olmuş yöntemleri izleyerek geldi.

Mehmet Sepil’in elbette kulübü sahiplenmesi ve kurumsallaştırması önemli.

Ama daha önemli olan dünyada başarılı olmuş modelleri Göztepe’nin denemiş olmasıdır.

Karşıyaka bu haliyle kurumsal olarak Göztepe’nin çok gerisine düşmüştür.

Basketbol camianın tutunduğu branştır ama ne yazık ki yıllar sonra ilk defa orada da istikrar bozulmuştur.

Bu başarısızlığı elbette günü gelince konuşuruz.

Ama zaman kulübe sahip çıkma zamanıdır.