Paylaş
H.T. şimdi 16 yaşında. Şimdi H.T. de hapiste, terörle mücadele yasasına aykırı hareket etmek suçundan.
Lice’de geçen ay gösteri var. H.T. o gösteriye katıldığı gerekçesiyle, göz altına alınıyor.
Mahkemeye çıkarıldığında, gösteriye katılmadığını, korktuğu için kaçtığını söylüyor, “Polis havaya ateş açınca durdum, polis beni göz altına aldı” diyerek, kendisini savunuyor.
Savunması yargıçları ikna etmiyor, 16 yaşındaki H.T. tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi’ne konuyor.
Sıradan bir olay. Bunun gibi yüzlerce, binlerce olay ve tutuklama var.
HAPİSHANEDE FOTOĞRAF
Pek o kadar sıradan değil.
H.T.’nin babası Mehmet Turcan ömür boyu hapse mahkûm. 1993’te Lice’de Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanı Tümgeneral Bahtiyar Aydın tek bir kurşunla şehit düşüyor.
Cinayetin ardından Mehmet Turcan yakalanıyor, “organize ettiği ve olaya katıldığı” gerekçesiyle, ömür boyu hapis cezası alıyor. Bingöl Cezaevi’ne gönderiliyor.
H.T. o sırada üç aylık. Annesi üç aylık oğlunu alıyor, eşini cezaevinde ziyarete gidiyor. Hapishanede aile fotoğrafı. H.T.’nin hapishaneyle tanışması.
Şimdi kendisini hapiste, Diyarbakır’da.
AYNI KADER
DHA’dan başarılı gazeteci Ferit Aslan’ın bu çarpıcı haberi Meclis, kavga, Arınç, v.s. olayları arasında kaynayıp gidiyor. Oysa;
1- Haber tam bir dramı anlatıyor. İnsani açıdan dram. Siyasi açıdan bir kısırdöngünün bıktırıcı tekrarı.
2- Türkiye’de iki gerçek gündemden biri. İlk gerçek gündem ekonomik sıkıntı, ikincisi ise, sanki hafifçe geri plana ittiğimiz Kürt Sorunu.
İster Turgenyev’in romanından çağrışımla, “Babalar ve Oğullar” dersiniz, benzer kaderi paylaşan insanların alın yazısına lanet ederseniz, ister çeyrek yüzyıldır süren iç savaşa rağmen, o alın yazısının neden hâlâ değişmediğini sorgularsınız.
15-16 yaşında kız ve erkek çocuklar neden dağa çıkıyor, artık merak etmiyorsunuz.
Ahmet Arif’in unutulmaz dizelerini anımsıyorum, “Üç gün sana meme vermedik Adiloş bebem, hasta düşmeyesin, diye, töremiz böyle diye”.
Baba terör, oğul terör. Baba hapis, oğul hapis. Uzayıp giden bir zincir. H.T. o zincirin son örneği.
Arınç TRT ile zirvede
İKTİDAR kuyrukçusu medyaya bakıyorum, tek bir yazı yok, Bülent Arınç’ın Güldal Mumcu’nun odasına yaptığı baskını eleştiren.
Onlara göre, Arınç haklı, Güldal Mumcu Meclis’i yönetmeyi bilmiyor. Hepsi hık demiş, Arınç’ın burnundan düşmüş.
Ama, Arınç’ın burnundan asıl düşen TRT. Arınç’ın TRT’si var.
Dünkü Cumhuriyet’te Fırat Kozok imzasıyla yayınlanan haber, TRT’nin Arınç’a duyduğu aşkın altı dokuzluk fotoğrafı.
Bülent Arınç TRT’den sorumlu Başbakan Yardımcısı. TRT de, Arınç’a karşı görevini başarıyla yerine getiriyor.
Son bir buçuk aylık dökümlere bakıldığında, 20 Aralık’ta Arınç Manisa İl Danışma Kurulu toplantısında. 20 Aralık’ta Arınç TRT’de.
6 Ocak’ta Arınç gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. 6 Ocak’ta Arınç TRT’de.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Arınç parlamenton muhabirlerini ziyaret ediyor. Ve elbette Arınç TRT’de.
16 Ocak’ta Kocaeli Basın
Onur Günü programı var. Arınç orada, kaçar mı aynı zamanda TRT’de.
TRT’de “Politik Açılım” programı var. 17 Ocak’ta kim
var o programda? Bildiniz, evet Arınç var.
29 Ocak’ta Manisa’da yine il danışma toplantısı filan diye bir şey var, Arınç orada ve evvel Allah o toplantı TRT’de.
Arınç 30 Ocak’ta “top” yapıyor. O gün TRT’de Zirvedekiler programı var. Arınç zirveye çıkıyor, best of Arınç. Meğer Arınç zirveye tırmanmış, haberimiz yok, TRT sayesinde öğreniyoruz.
2 Şubat’ta Güldal Mumcu’nun odasını basıyor, ne gam, TRT’ye bakın, Arınç zirveden zirveye dört nala, almış başını gidiyor. Tutabilene aşk olsun.
Paylaş