KASSM See (Yemin) bir Hint TV dizisi. Yine bir başka Hint TV dizisi Kayameth (Kıyamet). İkisi de, İstanbul’da çekiliyor. İkisi de, aile dramı. Çekilen sadece sekizer bölümleri.
Sekizerden on altı bölüm İstanbul’u Hindistan’da tanıtmaya yetiyor. Beş yıl önce Türkiye’ye altı bin Hintli turist gelirken, şimdi gelen turist sayısı yılda yüz bine ulaşıyor.
Bu olağanüstü artışa bir not eklemek gerek. Bir Hintli turist ortalama 14 Avrupalı turist kadar para harcıyor.
Sinema, zaten Hollywood’a rakip Bollywood’u kurmasından belli, Hindistan’da hem dışarıya turist göndermek, hem içeriye turist çekmek açısından, önemli endüstrilerden biri. Hindistan’da yılda iki milyar sinema bileti satılıyor. Hint filmlerini 30-35 ülkede üç milyardan fazla seyirci izliyor.
Bunun ötesinde, Hindistan yabancılara, orada film çekmeleri için başta vergi olmak üzere, çeşitli kolaylıklar tanınıyor.
Ülkeler arasında "bir filmin nerede çekileceğine" ilişkin müthiş bir rekabet var. Hem gelir elde etmek, hem ülke tanıtımının araçlarından biri olarak.
Türkiye şimdi bu anlamda devreye giriyor.
DÖNÜM NOKTASI
Mecliste görüşülmekte olan vergi tasarısı, yabancı film şirketlerine vergi kolaylıkları sağlıyor. Eğer, Türkiye’de film çekerlerse.
Hafta başında bu konuyla ilgili yazdığım yazıya Kültür ve Turizm Bakanlığı ek bilgiler gönderiyor.
Bu bilgiler arasında yüreğimi burkan bir nokta var. Truva acısı. Beş yıl önce dünya sinemalarını sarsan, Brad Pitt’in baş rol oynadığı Truva efsanesini anlatan filmi.
Truva bizim ülkemizde. Ama, film başka yerde çekiliyor, kurulan bir sette. Truva’yı çeken film şirketi, gerekçe olarak, yapım maliyetinin yüksekliğini ve Türkiye’nin sinemaya teşvik vermediğini gösteriyor.
Truva filmi ile birlikte bizimkilerde bir sarsıntı yaşanıyor. Truva dönüm noktası. Akıllar hep Truva filminde.
Truva filminden sonra, Kültür Bakanlığı, Türk Vergi Konseyi ile birlikte, sinema sektörünü geliştirecek, teşvikler içeren bir model üzerinde, uzun süredir çalışma yürütüyor.
Bunun ilk sonucu, Meclisteki tasarının ilgili maddesi. Türkiye’de çekilecek yabancı bir yapımın sinematografik eser niteliği taşıması ve Kültür Bakanlığının uygun görüşü ile, o filmi çekecek olanlardan KDV alınmayacak.
YA BİZİMKİLER
Kültür ve Turizm Bakanlığının bana gönderdiği bilgi notuna göre, bazı ülkeler yabancı film şirketlerine verilen teşviklerde almış başını, gidiyor.
Yeni Zelanda, Bulgaristan, Kanada, Macaristan, Romanya, Yunanistan, Fas, İrlanda, İngiltere, Avustralya yabancı film şirketleri açısından sanki cennet. Yeter ki, film şirketleri filmlerini o ülkelerde çeksin. Büyük yapım şirketleri, milyonlarca dolarlık film bütçelerini bu ülkelerde harcıyor.
Bu yabancıları ilgilendiriyor. Ya bizim film şirketleri?
Kısıtlı bütçeleriyle, bizim film şirketleri de, vergi kolaylığı sağlanan ülkelere gitmek eğiliminde. Yurt dışında çekilen bazı TV dizileri bunun örneği.
Şimdi bizimkilerin de, yurt dışına gitmelerini önlemek için, ekonomik çareler aranıyor.
Bir filmi izlediğimizde, "iyiydi, kötüydü" diye, bir tepkiyle geçiştiriyoruz. Oysa, o filmin arkasındaki sahneler günlük hayatımıza, soframıza kadar uzanıyor.
Duygu, gelir, kültür farkı ve davranış türü olarak.