Sinop dersi: Türk sorunu

SİNOP yerel basınında dünkü manşetlerden birkaç örnek.

Haberin Devamı

“Milli direniş kalesi: Sinop”. “Teröristlere adım attırmadık”. “PKK’ya geçit yok”. “Sinop görevini yaptı”.

Dehşet milliyetçi, aynı zamanda alarm veren başlıklar.

Üç ay önce Sinoplu Bülent Yalçın PKK ile mücadelede şehit düşüyor. Şehit asker Sinop’ta sevilen bir kişi. 35 bin nüfuslu Sinop’ta, cenazesine 50 bin kişi
katılıyor, çevreden gelenler var. Bülent Yalçın’ın ailesi Sinop’ta Öğretmenevi’nin tam karşısında oturuyor.

Önceki gün Sinop’a BDP milletvekilleri geliyor, bir kahvede oturuyor. Kahvede bulunan bir yurttaş gelenlerin BDP’li olduğunu anlıyor ve kahveye Türk bayrağı asıyor. Kısa sürede Sinop çarşısında tüm dükkânlar Türk bayrağıyla donatılıyor. Kentte bir anda “Buraya teröristler geldi” lafı yayılıyor.

Çarşıda hareketlenme başlıyor. BDP milletvekilleri basın toplantısı yapmak üzere Öğretmenevi’ne geçiyor. Şehidin ailesinin oturduğu evin tam karşısına. Eve de bayrak asılıyor.

Öğretmenevi önünde biriken sekiz yüz kişilik kalabalık BDP’lileri protesto ediyor, binaya taş ve yumurta atıyor. Gece yarısı polis eşliğinde Sinop’tan ayrılan

BDP milletvekilleri için tam bir “faciadan dönüş”. Asla kabul edilemez.

BÖLÜNME KAYGISI


Sinop olayı PKK ve Öcalan ile başlayan barış süreci görüşmelerinin hiç de kolay olmadığının kanıtı.

A&G Araştırma’da Adil Gür’ün bir süre önce yaptığı bir araştırma, Türkiye’de Kürt sorunundan önce Türk sorunu bulunduğunu ortaya koyuyor. O araştırmada halka,

“Kürtlere daha fazla hak verilirken,

- Kürt sorunu çözümü kolaylaşır,

- Demokrasi gelişir,

- Bölünmeye sebep olur,

- Türk/Kürt çatışması çıkar” şıkları soruluyor.

Sonuçlar barış süreci açısından umut vermiyor. Kürtlerin yüzde 72’si demokrasinin gelişeceğine, sorunun çözüleceğine inanıyor. Asıl mesele Türklerin düşüncesinde. Türklerin yüzde 79’unda bölünme kaygısı ağır basıyor ve daha fazla hak verilmesini istemiyor.

Türkiye şimdi bu eksen üzerinde barış süreci yürütüyor. Sinop yukarıdaki anketi doğruluyor.

ALGI NEDEN BÖYLE

BDP milletvekillerini “terörist” olarak görmek nereden çıkıyor?

Daha bir-iki ay önce Tayyip Erdoğan durup dururken Öcalan ile ilgili idam tartışması çıkarıyor. Onun dumanı tüterken, PKK ile kucaklaşan BDP milletvekilleri için “Bunun kabul edilecek yanı yok, onların dokunulmazlığını kaldıracağız” diye defalarca açıklama yapıyor. BDP-PKK-terör işbirliği vurgusu yapıyor. Ama bir yandan da, herkesi barış sürecinde dikkate davet ediyor.

Sinop’un verdiği bir ders var. Barış için sadece Öcalan ve PKK’yı değil, asıl Türkleri ikna etmek gerek.

Haberin Devamı

Prof. Sözüer: Hukuka aykırı

Haberin Devamı

ERGENEKON davasında önceki gün eski Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları mahkeme salonunda. İlker Başbuğ’un avukatı onların tanık olarak dinlenmesini istiyor, mahkeme kabul etmiyor.

Konuyu yürürlükteki CMK’yı yapan hukuk ekibinde yer alan ceza hukukçusu Prof. Adem Sözüer’e soruyorum. Sözüer’in mesajı çok net:
“CMK 178. madde çok açık. Mahkeme bir tanığın dinlenmesini reddederse, sanık bu tanığı mahkemeye getirebilir. Mahkeme tanığı dinlemek zorundadır.

Kanunda, ‘Bu kişiler duruşmada dinlenir’ diyor. Dinlenmemesi, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Şayet mahkûmiyet kararı verilirse, sırf bu nedenle karar hukuka aykırı olur”.

Başka söze gerek yok.

Yazarın Tüm Yazıları