Haritayı devlet reddediyor. Burada devlet yerine ve adına Sağlık Bakanlığı var. Haritayı Sağlık Bakanlığı reddediyor.
Doktorların bir önerisi var. Makul, mantıklı ve insani duygu taşıyan herkesin desteğini alan bir öneri:
"Şiddet haritası hazırlayalım, işkenceyi önlemeye katkıda bulunmak üzere, bir şiddet haritası"
İyi fikir.
NE İŞE YARAR
Ne demek şiddet haritası?
Çok yalın. Nerede ve ne tür bir şiddet varsa bunların tamamı Türkiye çapında haritaya dökülüyor. Şiddetin coğrafyası ortaya çıkıyor.
Örneğin, işkence. İşkence yapılan karakollar, cezaevleri ve neresi ise bir harita çıkarılıyor. Harita üç tane gerçek ortaya çıkartıyor.
1-İşkence türü,
2-İşkencenin nerede yapıldığı,
3-İşkencenin kimler tarafından yapıldığı.
Böyle bir haritaya ilk bakışta şiddetin yoğunlaştığı bölgeler hemen göze çarpıyor.
Hükümet işkenceyi önlemekte gerçekten kararlı ise, o zaman işkencenin yoğunlaştığı karakol, cezaevi, artık neresi ise onların üzerine gidiyor. Harita bu kolaylığı sağlıyor.
Benzer haritalar bazı AB ülkelerinde var. Özellikle İskandinav ülkelerinde.
YENİDEN ARTTI
"İşkenceye sıfır tolerans" lafıyla kendini ortaya atan Tayyip ERDOĞAN, son zamanlarda bu alanda bol tekzib alıyor. İşkence Türkiye’de yeniden artıyor.
Araştırıyorum , neden arttığı konusunda kimsenin en ufak bir fikri yok. Ama , artıyor. Eskisi gibi, üstü kapatılmak istense de, artık gizli kalmıyor.
Ancak ve ne yazık ki , sorumlular yine al takke-ver külah , tatsız durum, cezasız kalıyor. O bilinen labirentlerdeki ilişkiler.
İşte, bu aşamada şiddet haritası, işkenceyi önlemek üzere. İnsan hakları ve hukuk ayrı. İşkence pratikte insan vücudu ile ilgili olduğu için, şiddet haritası önerisi Sağlık Bakanlığı’na gidiyor.
Sağlık Bakanlığı öneriyi geri çeviriyor.
Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Hem , "işkenceye sıfır tolerans" diye yola çıkan bir hükümette olacaksın, hem de şiddet haritasını geri çevireceksin.
Geri çevirmek, dolaylı yoldan göz yummak anlamına geliyor. İşkencecilere hayatı kolaylaştırıyor.
Krizin kredi kartı yüzü
KRİZİN pek çok yüzü var. İnsanı birebir vuran iki yüzü var, biri işsizlik, öteki kredi kartları.
Merkez Bankası kaynaklı bilgilere bakıyorum. Kredi kartı borcunu ödeyemeyen insanların sayısına bakıyorum, yıllar itibarı ile.
2003 yılında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 7.764 makul bir rakam. 2004 de kredi kartı borcunu ödeyemeyenler 41.257 ye çıkıyor.
2005 de 107.285 , 2006 yılında 133.807 , 2007 yılında 180.953 .
Geliyoruz 2008 e . Ne tahmin ediyorsunuz? 2008 Ocak-Ağustos arasında , yani daha Eylül’e Ekim’e gelmiyoruz. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 322.953 .
2007 de 180 bin , bu yılın bitmesine henüz 2 ay var 322.953.
Hamdolsun, bize bişey olmaz . Bize bişey olmuyor, kredi kartı borcu olanlara oluyor. Ve bankalara ve şirketlere oluyor.