"Yirmi beş yıldır ilk kez vergimi ödeyemedim, ceza geldi."
Bunu söyleyen bir kuyumcu.
"On yıldır kredi kartımın borcunu ilk kez ödeyemedim."
Bunu söyleyen deri ceket, deri çanta satan bir dükkan sahibi.
"Altı aydır dükkanımın kirasını ödeyemiyorum."
Bunu söyleyen havyardan peynire, baldan sucuğa kadar, her türlü gıda ürünü satan büyük bakkaliye sahibi.
Burası İstanbul’da halkın rağbet ettiği alışveriş merkezi, piyasanın kalbinin attığı yer, Mısır Çarşısı, ilerisi Tahtakale.
YÜCEL VE TANLA İLE
Geçen cuma Bahattin Yücel (Turizm eski bakanı) ve Bülent Tanla (eski milletvekili) ile Mısır Çarşısı ve Tahtakale’yi boydan boya dolaşıyoruz.
Piyasada durum ne? Kural aynı, ekonomik krizin ayak sesleri önce burada duyuluyor. Halkın sıkıntısı önce buraya yansıyor.
Bizden bir gün önce Mısır Çarşısı’nda anons: "Dışişleri Bakanımız Sayın Ali Babacan ve misafirleri çarşımızı şereflendirecektir, kendilerine kolaylık gösterilmesi ricasıyla..."
Babacan’ın konukları Pasifik ülkelerinden gelen bakanlar. Babacan’ın eşi o bakanların eşleriyle Mısır Çarşısı’na geliyor. Kolaylık göstermeye gerek kalmıyor, çünkü öyle aman aman alışveriş yapan çıkmıyor.
ÖZAL’IN ZİYARETİ
Mısır Çarşısı esnafı hep bir ağızdan:
"On aydır işler kesat, geçen yıla göre bazı mallarda fiyatlar düştü, ama yine de alan yok."
Alışveriş ne kadar düşüyor? Esnafın tamamı: "Yüzde altmış azaldı."
Yine de, bize ikramda kusur yok. Lokum, çay, çifte kavrulmuş.
Şimdi turist mevsimi. "Abi, turist de para harcamıyor."
Mısır Çarşısı ve Tahtakale’nin hali böyle ise, gerisi perişanlık.
"Rahmetli Özal ara sıra gelir, hatır sorar, piyasayı bizden öğrenir, sonra talimat verirdi, şimdi bizi ne arayan var, ne soran. Artık buramıza geldi, hálá yaprak kımıldamıyor."
Demeçlerle ekonomide pembe tablo çizenlere Mısır Çarşısı’nı öneriyorum.
Çarşıda parti kapatma
BAHATTİN Yücel ve Bülent Tanla ile gezimizin son durağı siyaset. AKP’ye oy veren, vermeyen, veren ama artık vermeyecek olan ayrışıyor.
- "Beni dört yılda bir bayıltıyorlar, Amerika’nın seçtiği birine oy veriyorum. Erbakan cumaya bile gidemiyor, aynı davadan yargılanmış Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, bu nasıl oluyor?"
- "Bizi yöneten parti kapatılıyor, bundan daha kötü ne olabilir? Biz Tayyip’e istikrar için oy verdik."
İlginç olan, istikrar için oy verenler, ekonomik krizden şikayet ediyor. Aksini düşünen de var:
- "Parti kapatmaktan bana ne, borsanın yüzde 70’i yabancıda, onlar düşünsün."
- "Tayyip’e inandık, ama o bizi çok yordu. Tayyip’le bizim geleceğimiz yok. Parti kapatmak gereksiz, ilk seçimde zaten gidecek."
Lehte ya da aleyhte, tablo karamsar.
Türbanla yükselen nesil
MISIR Çarşısı ve Tahtakale’yi dolaşırken Bahattin Yücel ve Bülent Tanla ile birbirimize danışıyoruz. Üçümüzün de gözlemi aynı:
"Kadınların dörtte biri türbanlı."
Burası halkın tam temsil edildiği yer. Esnaf:
"Kim ne giyerse giysin, bize ne. Ama, son iki yılda türban çok arttı. Ekonomik kriz vardı, Tayyip türbanı çıkardı, kendi balına çomak soktu."
12-13 yaşında çocuklar, 18-20 yaşında genç kızlar, anneleri başörtülü, onlar türbanlı. "Yükselen yeni nesil" türbanla yükseliyor.