Paylaş
Yüksekova mitinginde. Miting öncesinde Hakkâri Valiliği Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü “Tüm Personelin Dikkatine” başlığı ile bir genelge yayınlıyor:
“Hakkâri Valiliği’nin 20.05.2015 tarih ve 4977 sayılı yazılı emirleri gereğince Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun 26.05.2015 tarihinde ilimize gerçekleştirecekleri ziyaret ve açılış programı kapsamında (...) 23-24-25 Mayıs 2015 tarihlerinde tüm izinler kaldırılmıştır. (...) Yüksekova ilçemiz havalimanının açılışına tüm personel katılacaktır. Gelmeyenlerin hiçbir mazereti kabul edilmeyeceği gibi, haklarında yasal işlem yapılacaktır.”
- Tam tehdit, gelmeyene nasıl ceza verilecekse.
- Temel hak ve özgürlükler hiçe sayılıyor, isteyen gider, isteyen gitmez, sana ne.
- Miting nedeniyle devletin normal faaliyetine emirle ara veriliyor. Erdoğan ve Davutoğlu’nun birlikte katılacakları miting devlet faaliyetinden daha önemli. Yeter ki miting alanı kalabalık görünsün.
- Mitingi bir parti yapıyor, orada Cumhurbaşkanı nutuk atıyor. Konuşmasında “biz” ifadeleri, yanında Başbakan var.
- Mitinge devlet katılıyor, bunu açıkça ilan ediyor. Başından sonuna “parti-devlet” yapısının aynası. Valilik genelgesinin dili ve içeriğinin hiçbir demokraside yeri yok.
Bir ayda 6.5 gün
- 27 Nisan ile 24 Mayıs arasında sekiz-on TV’de toplam 152 saat 29 dakika konuşuyor Tayyip Erdoğan, çeşitli miting ve toplantılarda, hepsi canlı yayın. Bir ayda yaklaşık 6.5 gün. Kendi geçmiş seçimlerinde bile böyle rekor yok. Erdoğan rekor kırarken, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ile RTÜK de rekor kırıyor. Seçimin tarafsız ve eşitliğini sağlamakla görevli YSK’nın seçim döneminde bu görevini yerine getirmek üzere kararname çıkarma yetkisi var, çıkarmıyor. İhlallerle ilgili şikâyetleri geri çevirmekle meşgul, yetkisini kullanmıyor. Yayın adaleti ve eşitliği için RTÜK’e çağrı yapması gerekiyor, yapmıyor.
Aslında seçimde yeri olmayan birine saatlerce yer verilirken, seçime giren liderlere sadece dakikalar ayrılmasını RTÜK de izlemekle yetiniyor, görevini yerine getirmiyor. Hukukçular bu kadar keyfiliğin yasal yaptırımını araştırıyor. Böylesine eşitsizlik karşısında muhalefet partilerinin seçimde alacağı her bir puan alın teri.
Aaaa, Vatikan’ı bilmiyor
- DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Mercedes’i, inat sonucu ona “uçak verilmesine” dönüşüyor. Tayyip Erdoğan gerekçesini açıklıyor:
“Mehmet Görmez sadece bu ülkenin dini lideri değildir. Vatikan’a niye bakmıyorlar, dini liderin özel uçağı var. Vatikan’da bu olacak, bizim dini liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek, Ahmet Bey’le konuşacağım”.
Eyvaaah eyvah, Vatikan Katoliklerin yönetim merkezi olan bir “devlet”. Daha önemlisi, “Papa hem Devlet Başkanı, hem de Katoliklerin ruhani lideri”. Papa’ya sadece dini lider olarak değil, devlet başkanı olarak özel uçak verilebilir, kaldı ki, Papa’nın özel uçağı yok. İtalyan Hava Yolları Alitalia’ya ait uçakla dolaşıyor.
Diyanet İşleri Başkanı’na özel uçak vermeyi Papa’nın olmayan özel uçağına dayandırmak 12 yıl başbakanlık yapmış birinin vahim gafı.
Paylaş