Onlar töreden kurtulmayı başaran kadınlar

Hepsi de son altı ayda, Güneydoğu’nun değişik yerlerinde yaşanan, resmi kayıtlara geçmiş, gerçek olaylar. Bunun gibi, yüzlerce benzer dram var.

KA-MER’in 2004 yılı raporu bu örneklerle dolu... Her biri, ayrı bir roman... Bununla birlikte, töre ya da namus cinayeti bu olayların hiçbirinde yok!.. Girişim var, ama kadınların hiçbiri hayatlarını kaybetmiyor. Hepsi, sırtlarında ölüm fermanı, aileleri tarafından aranıyor, ama yaşamları sürüyor. Onlar nasıl kurtuluyor?.. Onlar şimdi ne yapıyor?..

Annesi tanık!.. Annesinin gözleri önünde, babası 17 yaşındaki kızına tecavüz etmeye kalkışıyor. Anne öfkesinden çıldırıyor, ama ana-kız adamdan feci halde dayak yiyor. Dişler kırık, gözler mor.

Adam vazgeçmiyor!.. Oral seks yoluyla gerçekleşen taciz sonrasında, kız karakola koşuyor. Geceyi karakolda geçiriyor. Hakkında suç duyurusunda bulunduğu babası gözaltına alınıyor. Sabahleyin karakolun önünde, babasının partili, kızgın arkadaşları genç kızı bekliyor. Kızı ifadesini değiştirmeye zorluyorlar. O değiştirmiyor.

Aile karar veriyor: ‘Ailemize leke sürdüğü, babasına iftira attığı için, ölmeli!..’ Ölüm emrini yerine getirmeyi erkek kardeşi üstleniyor.

Kendisinden üç yaş büyük erkek kardeşi, öldürmek üzere onu hálá arıyor.

...

İlk evliliği 15 yaşında. Kendisinden otuz yaş büyük bir adamla ve zorla evlilik. Köyün bıçkın delikanlılarından biri, kocanın köyde olmadığı bir gece, genç kadına tecavüz etmek istiyor. Kadın bağırıp yardım istiyor.

Kayınvalidesi uyanıyor, adam kaçıyor. Koca ertesi gün geldiğinde, adam ve kayınvalide gelini fena halde dövüyor. Bu arada aile karar veriyor: ‘Namus temizlenecek, kadın öldürülecek!..’ Karara kadının erkek kardeşleri de katılıyor.

Kadın iki çocuğunu alıp kaçıyor.

...

Akrabalar arasında kan davası sonucu, kadının kocası öldürülüyor. Öldüren kadının ailesi. Kadın büyük bir kentte iş bulup, dört çocuğu ile köyü terk ediyor. Kadın kendi ailesini suçluyor, ama kocanın ailesi de, kadın kente gitti, diyerek, namuslarını temizlemek üzere, kadın hakkında ölüm kararı alıyor. O 29 yaşında.

...

Zorla ve 14 yaşında köyde ağanın oğluyla evlendiriliyor. Üç çocuk doğuruyor. Ama, anlaşamıyorlar. Kadın ailesinin yanına dönmek istiyor. Adam, ‘Bizde kadının boşanma hakkı yoktur, sen bizim aile şerefimizi lekeledin’ diyerek, silaha sarılıyor.

Kadın çocuklarını alıp kaçıyor, polise sığınıyor.

...

Okula gitmesi başına dert açıyor. Okulla birlikte, giyimi, davranışları değişiyor. Müzik dinliyor. 14 yaşındaki şu kızın yediği naneye bakın siz!.. Ağabeyi bunu içine sindirebilir mi?.. Kız kardeşine okulu yasaklıyor. Kız okuldan vazgeçmek istemeyince, ‘Sen orada birini buldun, aile namusumuzu lekeledin’ diyerek, bıçağı çıkartıyor.

Bağrış, çağrış, kızı aile eve kapatıyor. Öğretmenler olayı öğreniyor.

...

Evli, 20 yaşında, iki çocuklu bir kadın. Kocası bir başka köyden, bir başkasıyla daha evleniyor. Kadın durumu polise şikayet ediyor ve ailesinin yanına dönmek istiyor. Şikayet mi?.. Koca, kadını iyice dövüyor. Erkeğin ailesi ise, daha da keskin. ‘Şerefimizi iki paralık etti, ölsün bu kadın!..’

TÖRE CİNAYETLERİNE ACİL MÜDAHALE EKİBİ

Töre cinayetlerinin önlenmesinde iki kurum öne çıkıyor. Diyarbakır Valiliği ile KA-MER, merkezi Diyarbakır’da bulunan, Kadın Merkezi.

Vali Efkan Ala, Diyarbakır’da herkesin parmak ısırdığı, gördüğüm en çağdaş yöneticilerden biri.

KA-MER’in başında bulunan Nebahat Akkoç ise emekli bir öğretmen. Eşi de öğretmen, ama ne yazık ki, faili meçhul cinayetlerden birinin kurbanı. Nebahat Akkoç, ülkesi ve yöresinin sorunlarını çok iyi bilen, tanıdığım en dirençli, en akıllı, tuttuğunu kopartan insanlardan biri. Kurduğu KA-MER, Güneyoğu’da kadına yeni bir hayatın kapılarını açıyor.

Valilik ve KA-MER elele veriyor. Töre cinayetlerinin üstüne gitmek üzere, arka arkaya ortak toplantılar düzenleniyor. Bunların sonunda, Acil Durum Müdahale Ekibi kuruluyor. Diyarbakır’da ve Mardin’de.

Bu ekip, vali yardımıcısı, KA-MER yöneticileri, Emniyet Müdürlüğü, müftülük, Jandarma, muhtarlar, Milli Eğitim Müdürlüğü ile birkaç sivil toplum örgütü üyesinden oluşuyor. Bunların Güneydoğu’daki birimleri, tüm bölgeyi tarıyor ve orada görevli.

Anılan ekip ne yapıyor?.. Muhteşem bir iş yapıyor!.. Töre cinayeti tehdidi ile karşı karşıya kalan kadınları kurtarıyor!.. Kısaca, hayat kurtarıyor!..

Polis, savcılık ve KA-MER ile diğer sivil toplum örgütleri işbirliğinde, o kuş uçmaz, kervan geçmez köylerde bile, bu müdahale ekibi artık biliniyor.

Tehlikede kalan kadınlar, önce polise, sonra KA-MER’e sığınıyor.

Hayatları kurtulduktan sonra ise, kısa ve uzun süreli iki çözüm var. Kısa sürede, Diyarbakır’da Valiliğin açtığı sığınma evinde barınıyorlar. Buraya İsveç ve İsviçre Hükümetleri yardım ediyor. Çağdaş bir yer.

Peki, hayat onlar için nasıl sürecek?.. KA-MER hayatlarını kazanmaları için, onlara çeşitli kurslar veriyor. Onları meslek sahibi yapmaya çalışıyor.

Müdahale ekibinin aksaksız çalışmasını sağlamak amacıyla, Kasım 2004’te Diyarbakır’da, Mart 2005’te de Mardin’de toplantılar düzenleniyor. Yörenin birçok yerinde, kriz masaları oluşturuluyor. Bir kampanya ile, bu girişim halka tanıtılıyor. Afişler hazırlanıyor.

Ve hayatlar kurtulmaya başlıyor!.. Gerçi, nüfus cüzdanı ve nüfus kaydı olmadığı için, belki hálá kayıtlara geçmeyen cinayetler var. Ama, kurtarılan kadınlar, yeni bir hayata adım atıyor.

KA-MER ve Valilik kadınları bilinçlendiriyor. Onları kurtardıktan sonra, önce onlara psikolojik destek sağlanıyor. Sonra, bir vatandaş olarak, kendilerini öldürmek isteyenlere karşı, onların da yasal hakları olduğu anlatılıyor. Olay yargıya yansımışsa, davaları izleniyor.

Bitmez, tükenmez bir enerji ve işbirliği!.. Töre cinayetlerinde son durum raporu böyleyken böyledir!..

NAMUS NEDİR ANKETİ

Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da bile çok ön plana çıkan bu namus cinayetleri, bu töre cinayetleri!.. Nedir bu?.. Halkın anlayışı, bakışı nedir?..

Dicle Ünivesitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Aytekin Sır bu konuda Türk, Kürt, Zaza, Arap, Alevi köylerinde ve kırsal kesimden göçün kent merkezine yoğun olarak yaşandığı yerleşme yerlerinde bir araştırma yapıyor. Anket sonucunda, ortaya çıkan çarpıcı gerçekler var.

Soru: Namus nedir?.. Yanıt: Yüzde 32.9 karım, bacım, annemdir. Yüzde 18.4 dinin emrettiğidir. Yüzde 13.7 erkeğin şerefidir.

Soru: Töre nedir?.. Yanıt: Yüzde 57.2 atalarımızın koyduğu kurallardır. Yüzde 17.7 dini kurallardır.

Soru: Kadının görevi nedir?.. Yanıt: Yüzde 49.9 korunmaktır. Yüzde 28.6 söz dinlemektir.

Soru: Erkeğin görevi nedir?.. Yanıt: Yüzde 70 sahip çıkmaktır. Yüzde 13.9 denetim altında tutmaktır.

Soru: Namusu korumak kimin görevidir?.. Yanıt: Yüzde 23.9 babanın, ağabeyin. Yüzde 21.0 ailedeki tüm erkeklerin. Yüzde 20.1 kendinin.

Soru: Cezalandırılmalı mı?.. Yanıt: Yüzde 83.7 evet.

Soru: Ne ceza verilmeli?.. Yanıt: Yüzde 37.4 öldürülmeli. Yüzde 25.8 boşanmalı. Yüzde 3.3 kendini öldürmesini sağlamalı.

Soru: Cezasını kim vermeli?.. Yüzde 64.3 kocası. Yüzde 5.4 hukuk. Yüzde 3.3 şeriat. Yüzde 2.6 ağabeyi.

Bu araştırma daha çok yeni. Yoruma hiç gerek bırakmıyor!..
Yazarın Tüm Yazıları