KLASİK ömrü sona eriyor. Artık tek tük Avrupa ülkesinde var. Hele de, yılbaşı ve benzeri özel çekilişler iyiden iyiye tarihe karışıyor. Biraz İspanya'da, biraz İtalya'da var. Bizde ise, müthiş revaçta!..
Milli Piyango yılbaşı çekilişiyle birlikte, umutlar yeniden ayakta. Boru değil, en büyük ikramiye tam 15 trilyon lira!.. Herkes hesapları çoktan yapmaya başlıyor, 15 trilyona ne alınır, günlük faizi nedir, rüyaları!..
Milli Piyango İdaresi yılbaşı çekilişi için tam, yarım, çeyrek olmak üzere, toplam 35 milyon 300 bin adet bilet basıyor. Türkiye'de her iki kişiden birinin bir piyango bileti satın alacağı hesabıyla!..
Yani, Türkiye'de her iki kişiden biri, mesleği, eğitimi, yıllık geliri ne olursa olsun, piyango bileti alıyor!.. Sosyolojik bir olay.
LOKOMOTİF İKRAMİYE
Bu kadar bileti satmak için, Milli Piyango İdaresi lokomotif ikramiye denilen bir yönteme başvuruyor. Yani, öyle bir büyük ikramiye rakamı ki, lokomotif olsun ve biletler satılsın!.. Çünkü, ikramiye düşük olursa, bilete talep de düşüyor.
15 trilyon rakamına böyle geliniyor. Bu rakamda, daha ağustos ayında karar kılınıyor. Geçen yıl yılbaşı büyük ikramiyesi 10 trilyon lira. Bu yıl 15, yüzde elli artış, demek ki, enflasyondaki fiili artış, halkın gözünde, böyle!.. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün enflasyon oranları orada, ikramiyedeki artış oranı burada!..
REKLAM YOK
35 milyon bilet nasıl satılıyor?.. Dün Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak ile konuşurken, değerli bilgiler veriyor. Hesap uzmanı kökenli Balak, farklı yaklaşıyor.
Bu kadar bilet için, sadece TRT'de alt yazılı reklamlar hazırlanıyor. Bir de, afişlere ağırlık veriliyor. Çünkü, en büyük reklam, ikramiyenin kendisi!..
Buna karşılık, geniş kitlelere günün her saatinde, vapurda, trende, köyde, dağda ulaşmak amacıyla, radyo reklamları var. Türkiye'de 3 bini aşkın radyo olduğuna göre...
Yazılı basına ve TV'lere reklam düşünülmüyor.
200 TRİLYON HASILAT
Geçen yıl, yılbaşı biletlerinin yüzde 99.9'u, yani hemen hepsi satılıyor. Bu yılın beklentisi de, aynı yönde. Beklenen hasılat 200 trilyon lira.
Piyango Avrupa'nın birçok ülkesinde klasik ömrünü tamamlıyor. O ülkelerde artık sayısal ve benzeri loto türleri önde.
Türkiye'de neden böyle?.. Piyango ile ekonomik sıkıntı, piyangoya umut bağlamak, piyango alışkanlığı ya da bir başka etken var mı, nedir bu?.. Balak bu sorularıma şu karşılığı veriyor:
"Ben bir araştırma yaptım. Örneğin, ekonomik kriz yaşadık, o sırada piyangoya talep düşmüş. Marmara depremini yaşadık, o sırada da, talep düşük. Özel işlem vergisi geliyor, talep yine düşüyor. Ama, ikramiye yükselince, talep artıyor. Halkın alışkanlığı, diye yorumluyorum."
Bana gönderdiği o araştırmaya bakıyorum, Balak'ın anlattıklarını yansıtıyor.
Bana kalırsa, piyango alışkanlığı ilezenginleşme umudu ve yaşam kültürü arasında bağlantı var.
Hepinize bol bol ikramiye rüyaları!.. Ya çıkarsa!.. Ah, o umut!..
Bugün bir mahkeme var
YARGITAY bir rekor kırıyor: 13 günde, bir mahkeme kararını bozuyor!.. 13 günde!..
Demek bu kadar önemli, onca yığılı dosya arasından 13 günde, rekor kırarak, jet hızıyla, verilen bir mahkeme kararını bozduğuna göre!..
Eğitim Sen'in kapatılma kararını reddeden mahkemenin kararını bozarak, "yok öyle değil, sendikayı kapatmak gerek", diyor Yargıtay. Eğitim Sen'in suçu, herkesin ana dilini öğrenmek hakkını savunan, tüzüğündeki bir madde.
Yargıtay'ın bozduğu karar mahkemeye gönderiliyor. Bugün işte o mahkeme var. O mahkeme ise, Eğitim Sen'in kapatılmasına gerek olmadığı kararında, muhteşem bir çağdaş yorum, bir çağdaş felsefe getirerek, sendikanın bu nedenle kapatılması isteminin yanlışlığına dikkat çekiyor.
Mahkemenin bugün vereceği kararı sabırsızlıkla bekliyorum!..