Paylaş
Dinlenme listesinde adı var, ama peşine düşmüyor.
Dünyayı sarsan dinleme krizi Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) elemanı, eski CIA ajanı Edward Snowden’ın itirafı ile başlıyor. İtirafa göre:
“NSA diplomatik temsilciliklere kapalı devre kamera yerleştiriyor. Ayrıca, aynı yerlerin bilgisayar ağlarına casus program indiriyor. Bu programla bilgisayarlara giriyor, elektronik posta ve yazışmaları izliyor”.
Modern casusluk. Sadece düşmana karşı değil, dostlara karşı da.
İLK FOYASI
NSA Amerikan Başkanı Truman tarafından kuruluyor.
NSA’nın ilk foyası 1960 yılına rastlıyor. O zaman kırk ülkede haberleşmeyi izlediği ortaya çıkıyor. Önceleri diplomatların ve askerlerin şifreli telsiz görüşmelerini dinliyor, sonraları uluslararası sivil telefon görüşmelerini de hedefleri arasına alıyor.
EMEKLİ MAAŞ DAVASI
Yıllık bütçesi 3.6 milyar dolar, personel sayısı yirmi ile elli bin arasında değişiyor. Amerikan büyükelçiliklerinde yürüttüğü çalışma dışında, dost ülkelerin topraklarında ve fakat ev sahibi ülkelerin denetimi dışında faaliyet gösteriyor, askeri üslere yerleşiyor. “Özel şirket” görüntüsü altında.
NSA Marshall yardımı ve Truman doktriniyle karışık, 1947’den bu yana Türkiye’de. 1958’de isim değiştiriyor, adı Jussmat oluyor, 1994’te Jammat adını alıyor. Amerikan İşbirliği Ofisi (ODS), artık kimlerle işbirliği yapıyorsa, Türkiye’de Özel Kuvvetler Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Merkez Orduevi, Kara Harp Okulu gibi askeri kurumların ortasında bulunuyor.
NSA’nın Türkiye’deki varlığı ise, ABD üsleri ve büyükelçilik dışında, Ankara’da özel bir “mühendislik” şirketiyle ortaya çıkıyor. NSA özel şirket görünümünde.
Şirkette görevli emekli bir subay bu yılın başlarında “izin paralarını alamadığı” gerekçesiyle dava açıyor. NSA’nın varlığı bu dava nedeniyle öğreniliyor.
TUTANAKLARDA VAR
O davaya gerek yok, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan Meclis’te Özel Hayatın Gizliliğine Yönelik İhlallerin Tespiti ile ilgili kurulan araştırma komisyonuna 17 Nisan 2013’te bilgi verirken, “NSA ve ODS Türkiye’yi dinlemektedir. Bizi işlerine karıştırmazlar, biz onların ne yaptığını bilmeyiz, içeride CIA ajanları cirit atar” diyor.
Meclis tutanaklarına geçen bu sözleri AKP es geçiyor, üstüne gitmiyor. Şimdi Snowden’ın itirafları sonucu Türkiye dahil pek çok ülkenin dinlendiği bir kez daha netleşiyor.
Yalnızca terör bağlantısı olabilecek kişiler değil, sivil ve askeri kişiler, hatta başbakanlar dinleniyor. Pek çok devlet başkanı durumu protesto ederken, Almanya Başbakanı Merkel Obama’yı arayarak, “Güven ilişkisini ağır biçimde yaralayan bu uygulama derhal son bulmalıdır” diyor. Dünya Snowden’ın itirafları ile çalkalanıyor.
Bizimkilerden çıt yok, dinleme normal, çünkü bizimkiler de kendi yurttaşlarını dinliyor. Kaldı ki, Amerika ile içlidışlı vaziyet var. Hangi çıt?
AKSÜNGER’İN ÖNERGESİ
Bu suskunluk karşısında CHP milletvekili Erdal Aksünger konunun yine de araştırılmasını istiyor. Araştırma komisyonu kurulması amacıyla Meclis Başkanlığı’na başvuruyor.
NSA ve ODS’nin Türkiye’deki faaliyetleri ciddi olarak araştırılırsa, ortaya kim bilir neler çıkar. AKP bunu ister mi, o ayrı.
Gül’den iki itiraz
ASLINDA biraz eskiye dayanıyor. Yine de, itirazı not düşmek ileride değerlendirmek açısından gerekli.
Bu yılın başında İdris Naim Şahin İçişleri Bakanlığı’ndan alındığında, Tayyip Erdoğan güvendiği ve fakat milletvekili olmayan bir valiyi İçişleri Bakanı olarak atamak istiyor. Abdullah Gül bu kararnameyi imzalamıyor. Kararname geri çekiliyor ve aynı bakanlığa Muammer Güler atanıyor.
Gül’ün ikinci itirazı geçenlerde yürürlüğe giren valiler kararnamesi ile ilgili.
Hep Kayseri’den milletvekili seçilen ve Kayserili olan Gül, Kayseri Valisi’nin görevden alınmasını istiyor. Hükümetin gönderdiği valiler kararnamesinde Kayseri Valisi yok. Gül kararnameyi imzalamıyor.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gül’ü arıyor, Gül telefona çıkmıyor. Hükümet Kayseri Valisi’ni görevden alan yeni bir kararname hazırlıyor, Gül o zaman imzalıyor.
Tepede işler pek “canım cicim” gitmiyor.
Paylaş