Meryem veledi Osep’in dönüşü

MÜBAŞİR mahkeme salonunun kapısında bağırıyor, her duruşma öncesindeki gibi, davalı ve davacıları salona çağırıyor. Bu seferki unutulacak gibi değil:

"Meryem veledi Oseeeep... Meryem veledi Oseeep..."

Yani, Meryem’in oğlu İsa, bildiğimiz Hazreti İsa. Hazreti İsa’yı duruşmaya çağırıyor, ama Hazreti İsa nedense duruşmaya katılamıyor. Katılamayınca, Türkiye’de yaşayan azınlıklara ait onca mal, mülk hazineye kalıyor.

Tam komedi. Türkiye’deki azınlık mallarını devlet zoruyla ele geçirmenin senaryosu. Yani, Vakıflar Yasası.

ONLAR İKİNCİ SINIF

Mübaşir neden Meryem veledi Osep’i duruşmaya çağırıyor?

Çünkü, yabancılara ait vakıflar tüzel kişiliğe sahip değil. Mallarını kendi adına tapuya kayıt ettiremiyor. Tapu varsa, mahkeme iptal ediyor. Bunları önlemek üzere, vakıflar mallarını rahiplerin, azizlerin, hatta Hazreti İsa’nın adına yazdırıyor. Ama, faydasız. Türkiye Cumhuriyeti farklı dini inançtaki vatandaşlarını ikinci sınıf gördüğü için, onların kurdukları vakıfların mal edinmelerini istemiyor.

Üstüne üstlük, mallarına el koyuyor. Bir anlamda gasp. Ne de olsa, devlet baba, döver de, söver de, asar da, keser de. El koymanın lafı mı olur?

Artık değil, Fener Rum Erkek Lisesi Vakfının aldığı tapu mahkemece iptal ediliyor, lise vakfı AİHM’e gidiyor, Türkiye tazminata mahkum oluyor.

GENİŞ ALANDA AT OYNATMAK

Demek yasanın değişmesi gerek. AKP şimdi değiştiriyor.

Bir bölümü görüşülmüş olan yeni Vakıflar Yasasının devamı bugün yeniden Mecliste. Ne var ki, yeni yasa, el konulan malları sahiplerine iade etmiyor.

Buna karşılık, çok garip bir şey yapıyor. Geçmişin suçluluk duygusu ile, tam ters yöne kayıyor.

Türkiye’de yaşasın yaşamasın, yabancıların Türkiye’de her türlü sosyal, din, sağlık, kültür alanlarında vakıf kurma ve mal edinmelerinin önünü açıyor.

Vakıf kurma alanı genişliyor, ama daha ilginci, artık hangi refleks ise:

Yabancıların kuracakları vakıflarda şirket kurmalarına, yurt dışında şube açmalarına ve hatta dışarıya para transferine izin veriyor.

Dar alanda kısa paslaşmalar yerini, geniş alanda at oynatmaya bırakıyor. Konunun uzmanı CHP milletvekili İsa Gök günlerdir, "bu egemenlik hakkını devreden bir yasadır, sömürge yasasıdır" diye yırtınıyor, ancak nafile.

Devamı pratikte. Pratikte, Türkiye’de herhangi bir büyük yatırım yabancı sermaye eliyle yapıldığında, artık farklı bir yöntem var. Her büyük yabancı yatırımın arkasında, bir vakıf lobisi var.

SON TUZAK

Türkiye’de yaşayan farklı dinlerden azınlıkların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalarına rağmen, ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri utanç verici. Bunu düzeltmek gerek, bu doğru.

Ancak, öyle düzeltiliyor ki, bu kez bankacılık ve borsadaki tuzak, vakıflar yoluyla, sosyal alanlara yayılıyor.

Bankaların yüzde 42’si, en liberal ülkede bile yok, Amerika ve Almanya dahil, borsanın yüzde 72’si, en liberal ülkede bile yok, İngiltere ve Hollanda dahil, yabancıların elinde. Yabancı sermayenin ürkütücü üstünlüğü.

AKP türbanla toplumu bölerken, vakıflarla yasasıyla sosyal dokuyu bölüyor. Özde, düzeltilmesi gereken bir sorunu çözmeye kalkıyor, ama olayı çığırından çıkartıyor. Vakıflar Yasası bunun son örneği.

Meryem
veledi Osep, hiç ummadığı biçimde geri dönüyor.
Yazarın Tüm Yazıları