Paylaş
Bu, yapılması öngörülen bir kömür santralının soğutulması için gereken su miktarı. Aynı santral için kömür çıkarmak, kazı yapmak, kazılan toprağı başka yere nakletmek gerekiyor.
1 trilyon 832 milyar tonluk toprağın kazılması gerek, o miktardaki toprak yirmi iki milyar tonluk ağırlığa denk geliyor.
Santralın ömrü otuz yıl. Santral için yılda 61 milyon ton kömür çıkarılacak. Bunun karşılığında yılda 13.5 milyon ton külün depolanması gerek.
Santralın otuz yıl işletilmesi halinde Türkiye’nin 2010 yılında saldığı toplam sera gazının 4.4 katına denk gelen 1.85 milyar ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı atmosfere salınmış olacak.
Ürkütücü rakamlar.
BİLİMSEL RAPOR
Konya Karapınar’da linyit rezervi var. Şimdi buraya termik santral kurulması planlanıyor. Bu plana karşı TEMA profesör, doçent ve jeoloji mühendislerinden oluşan bir ekibe bilimsel bir rapor hazırlatıyor. Rapor, santralın kurulması durumunda, bölgede neler olabileceğine ilişkin çarpıcı bilgilerle dolu.
Konya Karapınar ekolojik açıdan dünyada en önemli iki yüz alandan biri. Buna rağmen, 1950’den itibaren bölgeyi koruyamıyoruz. Hatta, bir ara “Konya Ovası” yerine “Konya Çölü” bile diyen bilimadamları var. Altmış yıldır Konya’daki çölleşmeye karşı mücadele veriliyor. 2006-2008 arasında TEMA dünyaya “Konya çölleşme çağrısı” yapıyor.
YÜZDE 10 KATKI
Karapınar’da 1 trilyon 800 milyar ton linyit rezervi var. Buraya yapılacak termik santral Türkiye’nin toplam kurulu enerjisini yüzde on arttırıyor. Ciddi artış. Enerji açısından şöyle elinin tersiyle itilecek santral değil.
Buna karşılık, bölgede yaratacağı tehlikeli etkileri de görmemezlikten gelmek yanlış. TEMA öncülüğündeki bilimsel rapor bu yanlışlara dikkat çekiyor.
BUĞDAY AMBARINA VEDA
Santralın çevreye vereceği zarar, kül depolama, kazı maliyeti ve toprağın nakli gibi güçlüklerin yanı sıra iki hayati etkisi daha var.
1- Santralı soğutmak için saniyede 88 bin ton su bulunması gerekiyor. Bunu sağlamak üzere, saniyede on litre su verebilecek 8 bin 800 adet yeraltı su kuyusunun sürekli çalışması şart. Ve bu otuz yıl süreyle çalışacak. Bunun bölgede bütün yeraltı sularının çekilmesinden başka anlamı yok.
2- Suların çekilmesi bölgede tarımı tehlikeye atacak, tarımda çalışan altmış bin kişinin ekonomik ve sosyal durumu tehlikeye düşecek.
Türkiye’nin “buğday ambarı” olarak bilinen Konya Karapınar’da ne buğday kalacak, ne ambar. Toprak, bitki ve su varlığı korunamayacak, bölgenin çevre koşulları tümüyle değişecek.
“Çöle santral” kurmuş olacağız. Enerji ihtiyacını, doğabilecek enerji açığını elbette hesaba katmak gerek. Bu açığı kapatırken, derin ekonomik, sosyal ve çevre sorunları enerji ihtiyacının önüne geçebilir.
Bilimadamlarının TEMA’ya Konya Karapınar santralı için hazırladığı raporu, ki burada aktardığım veriler o rapora dayanıyor, dikkate almadan santral kurmaya kalkmak yanlış olur.
Şavşat halk meclisi
ARTVİN-ŞAVŞAT ilçesi “Derelerin Kardeşliği” çevre platformu beş yıldır mücadele ediyor. Bölgede yapılmakta olan yirmi bir HES (hidroelektrik santral) projesini durdurmak için.
HES’lerin kullanacağı sular 49 yıllığına özel şirketlere satılıyor, sözleşme imzalanıyor. Sözleşme öncesinde halka bilgi verilmiyor ancak, ÇED sürecine gelindiğinde halkı bilgilendirme toplantıları düzenleniyor. “HES’lerin yararı” üzerine.
Halk HES’leri onaylamıyor. Altı HES ve bir taşocağı hakkında dava açıyor, yürütmeyi durdurma kararı alıyor. Buna rağmen HES çalışmaları sürüyor.
Şavşat halkı bu akşam “halk meclisi” topluyor, “Doğamıza ve suyumuza sahip çıkalım” sloganıyla.
Çevre duyarlılığına başka bir örnek.
İki yıldız: Çağlayan ve Yıldız
MECLİS denetimi demokrasilerde hükümetin denetlenmesi açısından ilk ve vazgeçilmez yöntem. Muhalefet bu denetimi çeşitli yollarla, bu arada Başbakan’a ve bakanlara yönelttiği soru önergeleriyle yerine getiriyor.
AKP hükümeti soru önergelerinin ancak dörtte birine yakın bölümüne yanıt veriyor. Cumhuriyet’teki habere göre, otuz üç bin soru önergesinden dokuz binine.
Yanıtı sektirmeyen iki bakan var. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Enerji Bakanı Taner Yıldız. İkisini de kutlamak gerek. Demokrasiye ve muhalefete saygı açısından.
Paylaş