Paylaş
Bu soru 20. yüzyıla gerçekten damgasını vurmuş, Sovyetler Birliği’ne ve orada sosyalizme son vermiş Gorbaçov’u sinirlendiriyor:
“Bazıları gibi gizlice para kaçırsaydım, Louis Vitton’u gizlice destekleseydim, konferanslar vermeseydim, daha mı iyi olurdu? Çalışıyorum ve kazanıyorum, bunun nesi kötü?”
Almanya’da yayınlanan haftalık Der Spiegel dergisi 15 Ağustos tarihli sayısında Gorbaçov’la uzun bir röportaj yayınlıyor. Dünyadaki her siyasetçinin baştan sona okuması gereken bir söyleşi.
Hem Rusya’nın ve Komünist Partisi’nin kendi iç çekişmeleri, hem de 80’lerin sonu, 90’ların başında dünyanın halini görmek açısından önemli açıklamalar yapıyor Gorbaçov. Ve politikacıların kimyası üzerine ipuçları.
BATI EL OVUŞTURUYOR
91 Temmuz. G-7 Zirvesi. Rusya’da ekonomik durum çok kötü, ülke çöküntüye gidiyor.
Gorbaçov zirvede Batılı ülkelerden 30 milyar dolarlık kredi istiyor. Amerika ve Japonya karşı çıkıyor, Almanya sessiz kalıyor. Sadece Mitterand destek veriyor, ancak kredi için bu destek yetersiz.
Batılılar ellerini ovuşturuyor, Rusya batmak üzere. Gerçekten de, kısa süre sonra, Gorbaçov’un izlediği açıklık ve yeniden yapılanma (Glasnost ve Perestroika) politikaları bir yandan Sovyetler Birliği’ni dağılma sürecine sokarken, diğer yandan parti içinde Gorbaçov’a darbe gerçekleşiyor.
Sovyetler Birliği’nde 225 ayrı dil konuşuluyor, her dine inananlar var, onları bir arada tutan sosyalizm. Sosyalizm çökünce, ülke dağılıyor.
YÜZDE DOKUZ ESKİYİ ARIYOR
Gorbaçov bugün memnun:
“Moskova’dan ayrılan her ülke kendi benliğine kavuşuyor, Ukrayna uçak, Baltık ülkeleri araba üretiyor bugün. Eski sistemde kalsaydık, bu mümkün olmazdı.”
Böylesine tarihsel değişimin en kritik günlerinde, Sovyetler Birliği çökerken Rus Basını sesini çıkarmıyor, insanlar sokaklara çıkmıyor, değişimi bekliyor. Ya bugün? İlginç.
Anketlere göre, Rus Halkı Sovyetler Birliği’nin çökmüş olmasına üzülüyor ama, yeniden o sisteme dönmek isteyenlerin oranı sadece yüzde dokuz.
Çünkü, Gorbaçov’a göre, o sistem demokrasi dışı, Komünist Partisi’nin egemenliği altında, hantal, bürokratik, çok ciddi ekonomik ve yönetim sorunları olan bir ülke.
EVİNDE BİLE KONUŞAMIYOR
Üstelik, kimsenin kimseye güveni yok. Gorbaçov:
“Eşimle evde hiçbir ciddi sorunu konuşmazdık. Bir şey konuşacağımız zaman, evden dışarıya çıkardık. Devlet Başkanı seçildiğimde, evimizi teknik olarak arattım, duvarlarda cihazlar bulundu, beni hep dinlemişler.”
Dinleme açısından Rusya, bugün pek çok ülke gibi hiç güvenli değil.
Gorbaçov’un asıl kaygısı Putin. Yeniden Devlet Başkanı olacağını tahmin ettiği Putin için şöyle düşünüyor:
“Putin yönetiminde Rusya Afrika tipi bir rejime kayma tehlikesi içinde. 20-30 yıl diktatörlükle yönetilen ülkeler gibi. Eski Rusya’ya dönüş. Eğitim, sağlık, yoksulluk gibi sorunları çözmek için gelmiyor, siyasal partiler rejimin kuklası, halka ne istediğini soran yok.”
SOVYET TARİHİ GİBİ
Gorbaçov son beş yılda üç kez ameliyat geçiriyor. Boyun damarından, prostattan ve belinden. 80 yaşına girerken, Sovyet Rejimini, yaşadıklarını perde arkası ve felsefesiyle anlattığı 25 cilt tutan anıları yakında kitapçılarda.
1917’de Lenin sosyalizmi kuruyor, otuz yıl Stalin ülkenin ve sosyalizmin anasını ağlatıyor, 1991’de Gorbaçov Sovyetleri dağıtıyor. 1931 doğumlu Gorbaçov 19 yaşında, 1950’de Komünist Partisi’ne giriyor, anıları Sovyetlerin tarihi gibi olsa gerek.
Çok üzgünüm Yalçın Çınar
KENDİ halinde, efendi, herkese saygılı, çevresiyle uyumlu, kimsenin aleyhinde konuşmayan, çalışkan bir meslektaşımız Yalçın Çınar.
Milliyet’te yıllarca birlikte çalışıyoruz. Ona bir iş teslim ettiniz mi, gerisini düşünmeye gerek yok, mutlaka en iyisini çıkartır. Fotoğrafçılıkta Milliyet’in çınarlarından biri. Gazetelerde fotoğrafçılığın sanata dönüşmesinde katkısı olanlardan biri.
Ne yazık ki, şifa bulmaz o hastalığa yakalanıyor. Ve önceki gün aramızdan ayrılıyor.
Yaklaşık bir ay önce beni arıyor, arabasını değiştirmek istiyor, VW’de tanıdığım olup olmadığını soruyor. VW’de bir arkadaşımı buluyorum, ertesi gün ben ona geri döndüğümde, o hastanede kemoterapi seansına girmek üzere. Arkadaşımın telefonlarını veriyorum ancak, aramaya artık mecali kalmıyor.
Hastalığını olgunlukla karşılıyor, kimseye yük olmak istemiyor, kimseyi incitmiyor.
Yalçın’ı hepimiz çok arayacağız. Mekanı cennet olsun.
Paylaş