Paylaş
Başkanlık Sarayının protokol girişine serilmiş kırmızı halıda terörist başı tören bandosu eşliğinde, ağır adımlarla yürüyor. Moro İslami Kurtuluş Cephesi lideri Murat İbrahim.
Kırmızı halının sonunda İbrahim’i, Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino bekliyor. El sıkışmak için.
O el sıkışma, kırk yıllık iç savaşın sona erdiğini ilan ediyor.
Bir terör örgütü olan Moro İslami Kurtuluş Cephesi Filipinler’de bağımsızlık amacıyla 1970’de ayaklanıyor. İç savaş ve terör kırk yıl sürüyor, 120 bin insan ölüyor, 120 bin.
Filipin Devleti terör örgütü ile imzaladığı anlaşma sonucunda Filipinler’de Bangsamoro adındaki bölgenin özerkliğini kabul ediyor.
KOMÜNİST FARC
Şemdinli, Çukurca, Kazan Vadisinde ölümlerin peş peşe geldiği saatlerde, bizim bir kaç bin kilometre kuzeyimizde Oslo’da, hani şu bizim Oslo’da…
Aynı gün, bizde şehitler düşerken, Manila’da devlet kırk yıldır savaştığı terör örgütü ile el sıkışırken Kolombiya elli yıldır savaştığı terör örgütü FARC
(Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) ile Oslo’da masaya oturuyor.
FARC Kolombiya’nın fakir ve tarımsal bölgesi Quindio’da 1960’larda kuruluyor. Köylü isyanı olarak başlayan komünist hareket yıllar içinde güç kazanıyor, kokain ticareti eşliğinde Kolombiya’yı tehdit eden kanlı terör örgütüne dönüşüyor. Amacı, kahve yetiştirilen Ouindio’da halkı refaha ve siyasal haklarına kavuşturmak. Terör üzerinden FARC Kolombiya’da beş eyalette etkinlik elde ediyor.
Kolombiya Devleti daha önce FARC ile bir kaç kez masaya oturuyor, ama anlaşamadan masadan kalkılıyor. Taraflar önceki gün Oslo’da yeniden bir araya geliyor.
KAN VE NUTUK
Kolombiya ile FARC’ın oturduğu masada şu dosyalar var:
Quindio kalkınacak, halkın siyasal hakları tanınacak, silahlar toplanacak, gerillalar topluma kazandırılacak, uyuşturucu ile ortak mücadele edilecek.
Şili ile Venezüella masada uzlaştırıcı olarak oturuyor.
Filipinlerden Kolombiya’ya, Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya tam bir dünya turu. Dünyanın iki ucundaki iki ülke aynı bela ile, terör ile baş edebilmek adına, ülkelerindeki terör örgütü ile masaya oturuyor.
Ne Filipinler, ne de Kolombiya her terör eylemi sonrasında “kanları yerde kalmayacak, devletimiz terörle sonuna kadar mücadele etmeye kudretlidir, devletimiz güçlüdür, bundan kimsenin şüphesi olmasın” nutukları atıyor.
Filipinler ve Kolombiya, bizim burun kıvırdığımız ülkeler, biri kırk, diğeri terörle mücadelede elli yıl sonra masaya oturuyor.
Bizde terör, 1984-2012, henüz yirmi sekizinci yılında, kırka, elliye daha çok var. Mücadeleye devam, “şehitler ölmez, vatan bölünmez”.
Sayın Bakan Ergin neredesiniz
İNÖNÜ Üniversitesi eski rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu üç yıldır Ergenekon tutuklusu. Trafik kazasında 22 yaşındaki oğlunu kaybediyor. Hilmioğlu’na cenazeye katılması için izin veriliyor.
Hilmioğlu Ankara’da evine geliyor, evinde bir saat kalabiliyor, doğru Sincan Cezaevine. Geceyi ağlayarak cezaevinde geçiriyor.
Neden evinde kalamıyor? Bilmem kim kokain baronu böyle bir durumda firar etmiş ya Hilmioğlu da firar ederse imiş.
İnsanlığın bittiği, acıların katmerlendiği yerdeyiz.
Siz, Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin, Sayın Fatih Hilmioğlu’nun yaşadığı sorunu çözmek için neden girişimde bulunmadınız?
Sayın Bakan, bana şimdi HSYK kararı, bilmem ne içtihadı, kara kaplı kitabın şu bap, şu fasıl, şu maddesinden söz etmeyin. Onları aşmak pekala mümkün.
Yeter ki, oğlunu kaybeden ve cezaevinde üç yıldır tutuklu bir bilim adamının hissiyatına sahip olabilin. Acılara acı eklemek değil Sayın Bakan, adınız üstünde, Adalet Bakanı, ne kadar kutsal, sizin göreviniz acıları azaltmak.
Kaldı ki, bu yaşadığımız kaçıncı dram, hepsinde aynı vurdum duymazlık.
PTT bir alem
İŞİNİZ ara sıra PTT’ye düşüyor mu? Umarım, düşmez.
Herhangi bir PTT bürosundan içeriye girince, en az sekiz, dokuz gişe görüyorsunuz. Dokuz gişenin sadece üçü çalışıyor. Diğerlerinde ya kimse yok ya da olanlar sürekli ofisin içinde bir yerlere gidip geliyor.
En küçük bir işlem için ortalama bekleme süresi kırk dakika. Bizim insanımız doğrusu çok sabırlı. Sırasının gelmesini bekliyor da, bekliyor. Örnek mi, alın size Levent PTT Şubesi.
Paylaş