"Ahırlarımıza verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ederiz." Bu kocaman pankart Büyükada’da saat kulesinin önüne, meydanın orta yerine asılıyor. Tayyip Erdoğan’a teşekkür.
Teşekkür eden Büyükadalı arabacılar. Orada atlar için yeni ahırlar yapılıyor. "Birileri" teşekkür için harekete geçiyor ve bu pankart asılıyor.
Geçen cumartesi Erdoğan, AKP ilçe kongresine katılmak üzere, Büyükada’ya gidiyor. Gazete ve TV’ler bu gidiş-gelişlerde daha çok "ne dedi, ne demedi" haberlerine yoğunlaşıyor.
Oysa, bu gidiş-gelişlerde bir de, "ne oldu" bölümü var. Şimdi, Büyükada’da ne oldu, faslından ince bir kaç nağme.
BOŞ ÇAĞRILAR
Büyükada’ya dört özel otomobil gönderiliyor. Erdoğan yokuşta yürümesin, yokuşu arabayla çıksın, diye.
Yine de, yürüyor. Ne de olsa, beraber yürüdük biz bu yollarda, vaziyeti. Yürürken, Erdoğan’ın canı biraz sıkılıyor.
Önce sessiz protesto ile karşılaşıyor. Fotoğrafı önceki gün Hürriyet’te yayınlanıyor. İskelenin yanındaki kahvede oturan yurttaşlar, ellerinde Hürriyet, Milliyet, Radikal, Posta ve bu arada Cumhuriyet gazetelerini yukarı kaldırarak, ona okudukları gazeteleri gösteriyor. Erdoğan’ın, almayın, okumayın, dediği gazeteler.
Bir başka yurttaş Erdoğan’ın duyacağı sesle, elinde Hüriyet, "Bu gazete doğru yazıyor" diye bağırıyor. Protesto dalga dalga Türkiye’ye yayılıyor.
ŞİMDİ kadınlar sinirli. Sadece bizim kadınlarımız değil, Avrupalı kadınlar da sinirli. Ve şimdi hep birden ayaklanıyorlar.
Bizimkiler fena halde sinirli, çünkü Türkiye’de kadınların temsil krizi var. Karar alma mekanizmalarında kadın katılımı çok düşük. Bizde genel oran yüzde 10 gibi. Meclis’te yüzde 9.1, belediye başkanlıklarında yüzde 0.56.
Avrupalı kadınlar sinirli, o gelişmiş demokrasilerde, örneğin Avrupa Parlamentosu’nda bile, kadın oranı hálá yüzde 30.
Avrupa Kadın Lobisi 16 Eylül’de kampanya başlatıyor. Cinsiyet eşitliği yoksa, modern Avrupa demokrasisi yoktur, sloganıyla eşitlik arıyor. Bizim kadınlarımız da, sekreteryasını KADER’in yürüttüğü kampanya ile bugünden itibaren ayakta. Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu, 83 kadın örgütü ile birlikte eşitlik istiyor. Hedefleri 50/50 eşitlik, bütün karar mekanizmalarında.
Ayaklanan kadınların üç gözde ülkesi var. İspanya, Finlandiya ve kimsenin aklına gelmez, Ruanda. Bu üç ülke, karar mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğine dikkat ediyor.
Yerel seçimler yaklaşıyor, partilerin dikkatine. Partiler kadınlara dikkat etmezse, kadınlar da, o partilere dikkat etmeyecek.
Şimdi de Aliağa Belediyesi mi
İDDİALARI CHP İzmir milletvekili Kemal Anadol soru önergesiyle İçişleri Bakanı’na yöneltiyor. Arka arkaya patlayan yolsuzluk iddialarında adı geçen bu kez AKP’li Aliağa Belediye Başkanlığı.
Kemal Anadol’un önergesine göre, Aliağa Belediye Başkanlığı belediye hizmet makbuzu adı altında makbuz bastırarak, yaptığı hizmet karşılığı para topluyor mu? (Hizmet karşılığı para toplayan belediye duydunuz mu?)
Denetim Komisyonu tespiti sonucu, bu makbuzlardan 1600 tanesi kayıp mı? Yani, toplanan paraların bir bölümü nerede? İçişleri Bakanlığı kayıp makbuzlarla ilgili herhangi bir işlem yapıyor mu? (Yapar mı?)
Makbuzla toplanan 18 milyar liranın da, kaybolduğu doğru mu? (Hepsi 18 milyar mı?)
AKP’li Belediye Meclis üyesi Şafi Teymur’un iddiasına göre, belediye şirketinin başında bulunan müdürün eşyalarını yükleyip, Aliağa’yı terk ettiği doğru mu? (Neden terk ediyor?)
Denetim Komisyonunun konuyla ilgili raporuna rağmen, Aliağa Kaymakamlığı ve İçişleri Bakanlığı, AKP’li Belediye Başkanı Tansu Kaya ile ilgili iki yıldır hiçbir işlem yapmıyor mu? (Başka partiden olursa, başkanı hemen görevden almıyor mu?)
Kemal Anadol kadar, bu soruların yanıtlarını herkes merakla bekliyor.