Bize sevinç, onlara gözyaşı

KULLANDIĞI araba ile hafif bir kaza yapıyor ama kuraldışı, ehliyetine geçici olarak el konuyor, kaza ile birlikte Alman Milli Takım Teknik Direktörü Löw basının hedefinde. Dünya Kupası’nın hemen öncesinde.

Haberin Devamı

Ya şimdi, kimsenin aklının almadığı 7-1’lik Brezilya harikası sonrasında Löw göklerde. Yine de Alman basınının hakkını teslim etmek gerek, bu hafta yayınlanan Der Spiegel’in son sayısında kapakta Löw var. Löw bize yabancı değil. Fenerbahçe’ye geliyor, bizde olağan, bir yılda kovuluyor, hatta Adanaspor’a gidiyor, orada da bir yılda işi tamam.


DİĞERLERİ GİBİ
Hiddink Real Madrid’i Avrupa Şampiyonu yapıyor, yetmiyor, Kıtalararası Kupa’yı, Chelsea’ye FA Cup’ı kazandırıyor, 36 yıl sonra Avusturya’yı Dünya Kupası’na taşıyor, Fenerbahçe’ye geliyor, bir yıl ancak dayanıyor.
Schuster Real Madrid’i şampiyon yapıyor, Beşiktaş’ta ömrü bir yıl sürüyor. Aragones İspanya’yı Avrupa Şampiyonu yapıyor, Fenerbahçe’ye geliyor, kısa sürede sonuç malum. Bu örnekler bizde çok bol. Eminim, bizimkiler şimdi Löw peşinde koşar, ama akıllanmış, son röportajında “Türkiye’yi düşünmüyorum” diyor.

Haberin Devamı


NEM VE TERAPİ
Löw Dünya Kupası öncesinde Brezilya’ya gidiyor, nem felaket yüksek, futbolcuların bir devre dayanması güç. Dönüyor, Alman Milli Takımı’na o iklime göre yer seçiyor, futbolcu odalarında sosyal medyayı yasaklıyor, fizyoterapist ve psikologlar eşliğinde. Futbolcuları yeniden klasik Alman eğitiminden geçiriyor:
“Yalan söylemeyeceksin, vaktinde işinde olacaksın, ev ödevini eksiksiz yapacaksın, bencillikten uzak, ben değil, biz olduğumuzu unutmadan, uygun arkadaşına pas vereceksin, topu hep ileriye atacaksın, ikili mücadeleyi hep sen kazanacaksın, karşı takımı bu bilinçle ezeceksin, zaferi hemen unutacaksın, bir sonrayı düşünerek”.
Brezilya maçı öncesinde Alman basını ortak dil kullanıyor: “Löw modern ve sabırlı, en kötü olayda bile, tek mimik yok, sanki sinirlerini aldırmış, Almanya ona güveniyor”.
7-1’lik unutulmaz rekorun fazileti burada. Kupayı kazanır, kazanmaz bilinmez ama, Almanlar şimdiden çok sevilen şarkılarını söylüyor: “Bizim sevincimiz onların gözyaşı”. Kazanırken, rakibe insaf yok, kaybederken yeniye hazırlık hemen başlıyor, Alman usulü böyle.

İhsanoğlu'ndan ilk gol

ADAYLIK yarışında, Ekmeleddin İhsanoğlu’na dilini ne zaman sivriltecek diye beklenen Tayyip Erdoğan, nasıl olsa tutamaz ya, “monşer” diyor. İhsanoğlu kalitesini gösteriyor, “Monşer, azizim demektir, memnun oldum” diyerek, Erdoğan ile kendi nazik üslubunda ilk polemiğinden üstün çıkıyor. Bilgi, görgü, hoşgörü, demokratik sabır ve üslupta ikisini yan yana koyun, kimin ağır bastığı hemen görülüyor. Gürültü, tantana yok, kendi yolunda “sakin güç”. Yeter ki CHP, MHP ve diğer partiler yanında hakkıyla dursun.

Haberin Devamı

Yeni ‘Merkez’ iddiası

BAZI gazetelerin son sayfalarında, altta tek ya da bir buçuk sütunluk küçük bir haber. Pek çok gazetede ve TV’lerde hiç yok, “Merkez Partisi” adıyla yeni bir parti kuruluyor.
Anadolu’nun değişik yerlerinden bazı arkadaşlarım arıyor, “Kimse farkında değil ama, bu parti önemli”. Nesi önemli? “AKP’ye alternatif, önümüzdeki günlerde AKP’den buraya geçişler olacak”.
Madem iddialı, neden bu kadar sessiz sedasız kuruluyor, ürkütmemek için mi? “İktidar ve muhalefetin ülkemizi getirdiği karmaşadan kurtarmak üzere vatan, namus, adalet ve din için birliğimizi tesis edecek hayatı tanzim” amacı güdeceği açıklanıyor. “Merkez” ama “din” vurgusu eksik değil. İddia gerçek mi değil mi, seçim sonrasında netleşir.

Yazarın Tüm Yazıları