Paylaş
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında bile cumhurbaşkanı düzeyinde korunan, hükümete bakan sokan, bürokrasi ve emniyet ile silahlı kuvvetlerinde örgütlenen, medya ve STK’lar üzerinden ayaklanma çıkarabilen FETÖ’nün Kırgızistan’daki tüm okulları Türkiye’ye devredildi.
Kırgızistan Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Maarif Vakfı arasındaki anlaşmayla; FETÖ kontrolündeki SAPAT Eğitim Kurumlarına bağlı 43 anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitim kurumu ile bir üniversite ve bir yönetim merkezi binası, vakfın idaresi Türkiye’ye geçti.
FETÖ’NÜN ALAMUT KALESİ
Böylece Kırgızistan’da adeta devlet sahibi olan FETÖ’cüler, kendisini en güvende hissettiği Orta Asya’daki “Alamut Kalesini” kaybettiler. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası dönemin Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev tarafından korumaya alınan FETÖ, Kazakistan’dan sonra 2020’de Kırgızistan’daki ayaklanmada rol oynamıştı. Yönetim değişikliği sonrası Kırgızistan Milli Eğitim Bakanlığı’na da FETÖ mensubu Almazbek Beishenaliev atanmıştı.
Ayaklanmalarla kaosa sürüklenen Kırgızistan’daki asıl değişim ise Milli İstihbarat Teşkilatı’nın girişimi ile kıta imamı Orhan İnandı’nın 2021 yılında yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi sayesinde oldu. Bu tarihten sonra Türkiye ile yakın çalışan Kırgızistan yönetimi ülkede darbe ve kaos planlayan FETÖ unsurları ile etkili mücadele verdi. Sonunda 43 okulu Türkiye’ye teslim ederek FETÖ’ye en öldürücü vuruşlarından birisini yaptı.
KAZAKİSTAN’DA TOPLANIYORLAR
1999’da Özbekistan’da darbe girişimi planladıktan sonra bu ülkedeki tüm yapılanması sonlandırılan FETÖ’nün Rusya’daki örgütlenmesi 2000 yılında Putin’in Devlet Başkanı olması ile sona erdirildi. Türkmenistan’da ise 2011’de FETÖ okulları kapatılırken, 15 Temmuz 2016 sonrası isim değişikliği ile ayakta kalmaya çalışan Azerbaycan’daki FETÖ okulları 2018’da tamamen tasfiye edildi. Birçok ülkede darbe yiyen FETÖ, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içinde yalnızca Kazakistan’da varlığını koruyor. FETÖ, Kazakistan’da Kazak Türk Eğitim Vakfı (KATEV) çatısı altında açılan FETÖ okullarını 2016 yılında “Bilim ve İnovasyon Vakfı”na devrederken, Orta Asya bölgesindeki örgüt elemanlarını Kazakistan’da toplamaya devam ediyor.
FETÖ’NÜN ALMANYA KALESİ SARSINTIDA
Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Gülen’in ölüm sonrası örgüt içi bölünme tartışmaları yapılırken Orta Asya’da olduğu gibi etkili olduğu ülkelerde de sarsıntı yaşıyor. Bunların başında ise Avrupa’da en örgütlü olduğu Almanya geliyor. FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasını yakından takip eden güvenlik kaynaklarından dün basına yansıyan bilgilere göre Almanya’da Başbakan Olaf Scholz’un parlamentoda yapılan güven oylamasını kaybetmesi FETÖ’cülerde Türkiye’ye iade edilme korkusuna yol açtı. Türkiye, Almanya’dan 161 FETÖ mensubunun iadesini istiyor. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Federal Meclis’i feshederek 23 Şubat 2025’te erken seçime gidileceğini duyurmasının ardından FETÖ’cüler Almanya’da yapılacak seçimler sonrasında aşırı sağın yükselmesi ile göçmenlere karşı olumsuz bir tutum takınılmasından endişe ediyor.
ADİL ÖKSÜZ DE ALMANYA’DA
FETÖ’nün en önemli isimlerinden Abdullah Aymaz gibi birçok FETÖ’cü yanında Türkiye’den firar eden FETÖ mensuplarının yaklaşık dörtte biri de yaşamak için Almanya’yı seçiyor. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin planlayıcılarından Adil Öksüz’ün de Türkiye’den kaçtıktan sonra son görüldüğü yerin Almanya olduğu biliniyor.
15 Temmuz sonrasında Türkiye’den firar eden FETÖ’cü askerlerin birçoğu da Almanya’ya kaçtı. Ayrıca, NATO görevindeyken Türkiye’ye çağrılmalarına rağmen firar edip Almanya’da yaşamaya başlayan FETÖ’cü askerlerin sayısı da oldukça fazla.
FETÖ, ALMANYA’DA DEVLETE SIZIYOR
Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkelerinin başında yer alan Almanya, FETÖ’nün mahrem yapılanmalarının en canlı olduğu ülkelerden biri. Örgüt, Türkiye’de kurduğu çarkı Almanya’da da aynı şekilde sürdürüyor. Burada kontrolü ellerinde tutmaya çalışan “mahrem abiler”, özellikle firari askerler üzerinde etkilerine devam ediyor. Firari askerler diğer FETÖ’cüler ile görüştürülmüyor. İş, ev ve ailelerinin ihtiyaçları da örgüt tarafından karşılanıyor. Örgüt, Almanya’daki FETÖ mensuplarından, özellikle de Türkiye’de ihraç edilen asker ve polislerden vatandaşlık almalarını çok önemsiyor. Örgüt, FETÖ’cü ihraç asker ve polislerin Almanya’da topluma entegre olmalarını ve Almanya’da kamu kurumlarında kendi iş kollarındaki kadrolara sızmalarını istiyor. Örgütün son beş senedir bu konuda ciddi bir planlama içinde olduğu, program ve yatırım yaptığı, bu sayede kademeli olarak Almanya kurumlarına sızarak gücünü Almanya bürokrasisinde de sürdürmeyi hedeflediği biliniyor.
SURİYELİLERDEN SONRA SIRA FETÖ’CÜLERDE
Almanya’nın Magdeburg kentinde 21 Aralık’ta Noel Pazarı’nda gerçekleşen saldırı, ülkede yaşayan tüm göçmenler için tehlike çanlarının çalmasına neden oldu. Saldırının failinin uzun süredir Almanya’da yaşayan Suudi Arabistan kökenli bir göçmen olması nedeni ile ülke genelinde göçmenlere karşı protestolar başladı. Bu protestolar ise en çok FETÖ’cüleri etkiledi. Örgütün yatırım yaptığı Almanya planı bozulmaya başladı. Şubat 2025’te yapılacak seçimlerde aşırı sağın güçlenmesi ile göçmen karşıtlığı yönündeki seçmen baskısının, vatandaşlık işlemlerinin engellemesinden endişe duyuluyor. Bu nedenle özellikle firari FETÖ’cü asker ve kamu görevlileri vatandaşlık işlemlerini hızlandırma telaşına girdi. FETÖ’cülerin bir diğer endişesi de Suriye’de yaşanan gelişmeler sonrasında Avrupa ülkelerinin Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri göndermek için yollar araması oldu. Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi ile sıranın kendilerine gelecek olması telaşı FETÖ’cüleri derinden sarstı.
Paylaş