Paylaş
Meslekten menedilmesi talep edilen Karatay, 9 Ocak’ta hâkim karşısına çıkacak. Ama öncesinde ABD’nin saygın üniversitelerinden, Harvard Tıp Fakültesi’nde Kardiyoloji Uzmanı olan Dr. Ozan Ünlü harekete geçti.
“Karatay Mağdurları Platformu” kurdu. Peki neden? Prof. Dr. Karatay ile bir alıp veremediği mi var? Kendisi yanıtladı...
SORUMSUZCA YAPILAN AÇIKLAMALAR HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATIYOR
Önce Ceyhun Ülker’in ailesine baş sağlığı diliyorum. 8 Kasım 2024’te hayatını kaybetti. Peki iddiaları nelerdi? Ülker’in arkadaşı da olan Evrensel yazarı Özcan Yaman’a anlattığı ve şikâyet dilekçesinde yer alan bazı iddialara beraber bakalım.
TÜM İLAÇLAR ‘STOP’
2014’te yüksek tansiyon sorunuyla gittiği Yeditepe Üniversitesi’nde anjiyo yapılıyor. 5 damarın yüzde 80-95 seviyesinde tıkalı olduğu belirtilerek, Bypass öneriliyor. Doğru hekim ve hastaneyi bulmak için gittiği farklı hastanelerde de tanı hep aynı: ‘Bypass.’ 2016’da TV’den tanıdığı ve giderek de inandırıcı bulduğu Prof. Dr. Canan Karatay’ın çalıştığı özel hastaneye gidiyor. İddiasına göre herhangi bir tahlil veya ileri düzeyde görüntüleme yapılmıyor, anjiyo raporlarına bakılmıyor. Ülker’e kalp hastası değil şeker hastası olduğu, asıl sorunun yaşam biçiminden kaynaklandığını söylüyor Prof. Dr. Karatay ve diyor ki: ‘Tüm ilaçlar iptal.’ Reçetesi ise ‘bol tuz.’ 4 yıl boyunca uygulanan bu ve benzeri ‘doğal’ tedaviler sonrası Ülker’in böbrekleri iflas ediyor, nakille hayatta kalıyor ve kalıcı engellilik hali oluşuyor. Süreç içinde de kansere yakalanarak hayatını kaybediyor.
LİTERATÜRÜN TAM TERSİ
Dr. Ozan Ünlü’nün “Karatay Mağdurları Platformu” kurmasının altındaki iki nedenden biri de işte bu, Ülker’e uygulandığı iddia edilen tedavilerin yanlışlığı. Diyor ki: “Detaylara hâkim değilim, haberlerden okuduğum kadarı ile hastanın şekeri var ve ilaç başlanmamış! Ki şeker hastalığı böbrek yetmezliğinin gelişmesinde önemli risk faktörüdür. Yanı sıra hipertansiyonu olan hastanın tüm ilaçları kesilmiş, yerine düşük doz bir tansiyon ilacı başlanmış. Üstüne bir de- literatürün tam aksine- ‘bol bol kaya tuzu tüket’ denmiş. Normalde bir insan 9-12 gr. arası tuz tüketir, bizse 5 altına düşürmeye çalışırız. Bu bile çok zorken bir hipertansiyon hastasına ‘ilacı kes, bol kaya tuzu tüket’ demek büyük risk. Karatay, neredeyse her programda, kolesterol ilaçlarının bırakılması gerektiğini, işe yaramadığını söylüyor. Oysa dünyada 250, Türkiye’de 165 kişiden biri ailesel hiperkolesterolemi (AH) hastası ve erken yaşlarda hayatlarını kaybetme ihtimalleri var. 80 milyonluk bir ülkede TV’ye çıkıp, bu kadar sık görülen ve ölümle sonuçlanabilecek bir hastalık için ‘İlacı bırakın!’ demek en az 500 bin hastanın hayatına kastetmek ya da hayatlarından binlerce yıl götürmek demektir. Bu beni dehşete düşürdü.”
BUNUN ADI MALPRAKTİS
Karatay başta TV’de boy gösteren bazı diğer hekimlerin de ‘doğal’ olarak pazarladığı birçok söylemin bilimsel olmadığının altını çizen Dr. Ünlü, bu söylemlerin yargı makamlarınca ‘ifade özgürlüğü’ olarak kabul edilmesini yanlış buluyor: “Arada ince bir çizgi var. Konuyu dillendiren hekimse, söyledikleri, onu dinleyenler tarafından ‘tavsiye’ olarak uygulanabiliyor. Oysa tıbbın temeli hastadır. Genelleme yapılmaz. ‘Meyve yiyin’, ‘Egzersiz yapın’ gibi basit tavsiyeler verirken bile, ‘Doktorunuza danışın!’ demek gerekirken, Karatay’ın ‘Aşı yaptırmayın’, ‘Şu ilaçları çöpe atın’ gibi ifadeleri bol keseden kullanması, hekim sorumluluğu almaması büyük sıkıntılar yaratabilir, ki yaratıyor da. Tavsiyeleri hastalara zarar vermeye ve şikayetler de yargıya taşınmaya başlamışsa o zaman bu, malpraktise (mesleki hata) girer. Bana çok kişi ulaştı. Çekinen çok da insan var. Karatay ile bir alıp veremediğim yok, amacım kavga etmek de değil. Bugüne kadar ‘tavsiyeleri’ nedeni ile zarar gören insanları bir araya getirmek, yargı yolunun açık olduğu konusunda farkındalık yaratmak, ayrıca toplumun geri kalanını da onun tavsiyelerine harfiyen uyanların acı tecrübeleri ışığında bilgilendirmek amacım.”
GENEL MOTİVASYON: ÜN-ŞÖHRET-MADDİYAT
Peki ama günün sonunda Prof. Dr. Karatay da bir hekim. Neden yanlış bilgi versin ki? Yanıtı şu: “İki tür hekim var; bir, kendisi de bilmeyen, yanlış öğrenmiş, bilimsel çalışmaları doğru yorumlayamayan. İki, doğrusunu bildiği halde yanlışı yaymaya devam eden. Karatay için hangisi geçerli bilemem. Genel bir yorum yapacaksak olursam- ABD’deki örneklerinde de olduğu gibi- bunun altında ün, şöhret ya da maddi bir motivasyon oluyor genellikle. Şunu da söyleyeyim; Karatay için ‘Hayatı boyunca bilimsel çalışmalar yapmış’ deniyor. Öyle bir algı var. Oysa PubMed, Science Direct gibi bilimsel dergilerde hayatı boyunca yazdığı sadece iki makale var. Biri, 2010’da eko kardiyografi ile ilgili bir çalışma. Yani anlattıkları ile alakası yok. Diğeri de 2012’de bir çalışmanın editörüne yazdığı mektup. Bilimsel başka hiçbir makalesi yok.”
KARATAY SESSİZ
Etik yayıncılık gereği Prof. Dr. Canan Karatay’ın iletişim danışmanına ulaşıp, röportaj isteğimi ilettim. Ancak “Karatay Mağdurları Platformu” hakkında yorum yapmayacaklarını, bunun bir itibarsızlaştırma kampanyası olduğunu ve haklarını yargı yoluyla arayacakları bilgisini verdiler.
BİR SORU BİR CEVAP
İLAÇ ŞİRKETLERİNİN ADAMI MISINIZ
- ABD’de ve Harvard’da olmanızdan kaynaklı böyle yorumlar okudum. Cevabınız olur mu?
“ABD’de de yasal sorumluluk gereği ilaç şirketleri ile öğle yemeği bile yeseniz, herkese açık bir web sitesinde adınız yayınlanıyor. Benim o sitede adım yok! Bedava öğle yemeği bile yemedim. Harvard, ABD’de en fazla araştırma desteği alan enstitü. İlaç şirketlerinden gelen parayla yapılan araştırmalar muhakkak vardır ama şahsi olarak benim aldığım tek kuruş yok. İnceleyebilirsiniz.”
Paylaş