BDP’nin önündeki 175 kilidi

“SİZ aslında tek bir maddeyi değiştirerek, onun üzerinden bütün anayasayı değiştirmek istiyorsunuz. Böyle bir şeyi denemeye kalkarsanız, demokratik meşruiyet sona erer, çok tehlikeli bir deneme olur”.

Haberin Devamı

Anayasa Uzlaşma Komisyonu önceki akşam Meclis Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplanıyor. CHP Milletvekili Atilla Kart’ın bu sözlerine, çok dikkat çekici, AKP’li üyeler itiraz etmiyor. Kabullenme pozisyonu.

Yeni anayasa çalışmaları şu tarihte bitsin, şu maddeler üzerinde şöyle anlaşmaya varılsın, kısmı çoktan geride kalıyor. Halka makul gelecek bir gerekçeyi bulmuş olsa, AKP bu komisyonu terk etmeye çoktan hazır. Tek hedefi var, “Başkanlık Anayasası”. Oysa, öyle bir rejim değişikliğine Türkiye hazır değil.
“Başkanlık” bizim için macera.

DEMOKRASİ DIŞI

Atilla Kart’ın “tek bir maddeyi değiştirmek” dediği madde, Anayasa’nın nasıl değişeceğini öngören 175. maddesi. AKP’nin hesabı şu. Zaten hazırladığı değişiklikte var bu.

Anayasa değişikliğinde halen gizli olan oylamayı açık oyla ve tek bir oylamada yapmak. Değişikliği 367 yerine, 330 oya indirmek. Sadece bu maddeyi değiştirerek, bütün anayasayı bu madde üzerinden değiştirmek.

Haberin Devamı

Yeni bir anayasa yapılırken, her türlü demokratik kurala ters, fiili bir durum. Dünya anayasalar tarihinde benzeri yok.

HER ŞEY MÜMKÜN

Terörü bitirmek konusunda AKP halen BDP ile flört halinde. 175. madde değişikliğinde BDP’ye güveniyor.

Böyle bir değişikliğin Meclis’ten geçmesi için 367 oya ihtiyaç var. AKP artı BDP yine de 367 etmiyor. “Olmayacak duaya amin demek” gibi.

Demokratik geleneklerin bu ölçüde zorlandığı bir anayasa değişikliğini Meclis’ten geçirmek çok zor. Burada kilit, BDP. BDP’ye verilen sözler var, Kürt sorunu bağlamında. Buna rağmen, BDP böyle bir oyuna ortak olur mu?

Osmanlıda oyun çok. Her şey mümkün.

'Politika , yapmak sanattır'

Greve giden madencileri "içimizdeki düşmanlar" olarak nitelyor. Falkland Adaları nedeniyle Arjantin'e savaş açıyor. Komünizmin amansız düşmanı, 'Soğuk Savaş'ın son kraliçesi.

Önceki gün hayata gözlerini yuman İngilizlerin efsanevi Başbakanı Margaret Thatcher'i ilk kez 1977'de Londra'da Avam kamarası'nda izliyorum. Henüz muhalefette, her söz alışında iktadarın canına okuyor. "Demir Lady" doğuyor. Onunla birlikte, İngiltre uzun yıllar sonra düya siyasetinde yeniden söz sahibi oluyor.

Haberin Devamı

Özal döneminde Ankara'ya geldiğinde, aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciyle sohbet ediyor. "Politika nedir" sorumuza verdiği karşılığı unutmuyorum:
"to get things done" ("Yapmak sanatıdır") Lafı filan bırakın, somut iş üretin diyor.

İsrail ve Filistin'den yine ret

2005, Tayyip Erdoğan İsrail'i, ertesi gün Filistin'i ziyaret ediyor. İki tarafa da "arabulucu olabileceğini" söylüyor.

Filistin lideri Mahmut Abbas basın toplantasında, yanında Erdoğan var, açıkca "Biz istemiyoruz" diyor. Aslında diplomatik nezaketi aşıyor. Ben ordayım, hatta Erdoğan şaşırıyor.

Erdoğan -Abbas ortak basın toplantısı devam ederken, İsrail'den benzer açıklama geliyor:"Biz Türkiye'nin arabuluculuğunu istemiyoruz".

Haberin Devamı

Bu kadar açık, ama bizimkiler geçenlerde yine denemeye kalkıyor, son girişim yine geri tepiyor. İki gün önce, İsrail ve Filistin birlikte "istemediklerini" tekrarlıyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları