Adalar Kaymakamı Mevlüt Kurban’ın bu sözü, onun başının yenmesine neden oluyor. Kaymakam Kurban, bu itirazı nedeniyle, Adalar Kaymakamlığından alınıyor, Antalya Vali Yardımcılığına atanıyor.
Olay sıradan bir nakil değil. Olay zamansız ve arkasındaki siyasal baskı nedeniyle, ibretlik.
AKP Adalar İlçe Başkanı Kaymakam Kurban’ı arıyor ve "Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile bazı İstanbul AKP milletvekillerinin adayı ziyaret edeceklerini, ziyaret sonrasında adada bir lokantada yemek ortamında Adalar hakkında brifing almak istediklerini" iletiyor.
Lokantada brifing! AKP usulü bilgi almak.
BAKAN GELMİYOR
Ziyaret günü Adalarda festival var. Herkes sokakta. Ancak, Adaları ziyarete Bakan Yıldırım gelmiyor, beş AKP İstanbul milletvekili geliyor. Kaymakam Kurban AKP milletvekillerine:
"Sayın Bakan yok, bu durumda milletvekillerine ve parti örgütü de yanlarında olduğu halde, bir lokantada brifing vermek alışılmışın dışındadır ve ters bir uygulamadır. Memur olarak her partiye eşit mesafede olmamız gerektiği için, size lokantada brifing veremem."
Kaymakamın bu sözü ortalığı karıştırıyor. Halkın gözü önünde milletvekilleri Kaymakama, "biz politikaya yeni bir tarz getirdik, halktan ve sokaklardan korkmamak gerekir, siz halktan korkuyorsunuz" diyor.
Kaymakam kendini savunuyor, "ben kamu görevlisiyim, siz dokunulmazlık zırhı içindesiniz".
Bu tartışma içinde ziyaret son buluyor. Ziyaretin sonuçları ortaya sonradan çıkıyor.
VALİYE BİLGİ
Kaymakam Kurban durumu İstanbul Valisi Muammer Güler’e resmi bir yazıyla aktarıyor.
Kendisi yanlışsa, kendisinin, değilse, milletvekillerinin TBMM Başkanlığınca uyarılmasını istiyor. Çünkü, halkın önünde söylenen sözler, otoritesini sarsacak türde. Bir yöneticiyi ciddi biçimde yaralayan tavırlar.
Bu olayı duyduğumda, çok gerilere gidiyorum. 50’li yıllara, Demokrat Parti dönemine. DP dönemine ilişkin okuduklarımla, bu olay arasında benzerlikler dikkatimi çekiyor. Boş popülizm, kamu yöneticilerine parti baskısı, iktidar şovenizmi, kamu yönetimini siyasallaştırmak, ne ararsan var.
Güler yazıya yazıyla yanıt vermiyor, bununla birlikte, Kaymakama da herhangi bir yaptırım uygulamıyor. Çünkü, uygulayacak bir şey yok.
İKİ YILDA ATAMA
Ne var ki, uygulama Ankara’dan geliyor.
Kaymakam Kurban iki yılı dolmadan, beş yıllığına geldiği Adalar’dan Antalya Vali Yardımcılığı’na atanıyor.
Kaymakam hemen alınmıyor. AKP milletvekilleri ile Kaymakamın arasında yaşanan olayın üzerinden, birbuçuk yıla yakın zaman geçiyor. Çünkü, olay yaşandığında, Kaymakam Kurban Adalar’daki görevinin altıncı ayını henüz dolduruyor. Hemen almak olmaz.
Kaymakam ise, eşyalarını çoktan topluyor. Toplamak zorunda. Emir Ankara’dan. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, zamana yayarak da olsa,AKP milletvekillerinin kaprislerini yerine getirmekte tereddüt etmiyor. Kaymakamı görevden alıyor.
Buna karşılık, kırmızı bültenle aranan yolsuzluk şampiyonlarına, yasaları yerine getirmekte çok tereddüt ediyor. Örneğin, önceki gün Hürriyet’te yayınlanan cenaze namazı fotoğrafındaki gibi, yan yana durduğu Yimpaş patronuna yasaları uygulayıp, onu ensesinden tutmak aklına bile gelmiyor.
Aksu, siyasi atama yapmaktan, yasaları uygulamaya zaman bulamıyor.
Adalardan bir yar gelir bizlere, o bir şarkı. Şimdi, adalardan bir kaymakam gidiyor, siyasete kurban.
Aya Yorgi’nin ağaçları
Efsane binbeşyüz yıldır sürüyor.
Büyükada’da Aya Yorgi Kilisesi altıncı yüzyıldan bu yana Ortodokslar için kutsal bir yer. Her yıl iki kez, dünyanın her yerinden Ortodokslar Aya Yorgi’yi ziyaret ediyor, dilekte bulunuyor.
Aya Yorgi Büyükada’nın tepesinde. Yokuşun başından başlayan ağaçlar kilisenin kapısına kadar uzanıyor. Ziyarete gelenler de, ağaç dallarına bez bağlayarak, dilek tutuyor.
Ne var ki, son zamanlarda Aya Yorgi’nin ağaçları birkaç metre geriye doğru kesiliyor. Bez bağlamak zorlaşıyor. Kesimi yapan adadaki Orman İşletmesi.
Ağaçları keserek, dilekte bulunmayı zorlaştırarak, bir Ortodoks adetine son verme çabaları.
Ağaçları keserken, Büyükada’da Nakşibendi Dergahı kurma çalışmaları ilerliyor. Dergahın bir kolu Pendik’te.
Her türlü yaptırımıyla AKP Adaların dokusunu değiştirme çabasında.