ABD’nin ılımlı Türkiye formülü

BİRKAÇ kaç hafta önce Bonn. Orta Doğu ve Irak konulu bir toplantı. Toplantıda söz alan Amerikalı askeri yetkili, sözü İslam’a kaydırıyor:

"Dünyada 1.3 milyar Müslüman var. Bunların yüzde biri, radikal İslam olsa, 13 milyon eder. Bu 13 milyon radikal İslamcı bizim düşmanımızdır."

Toplantıya katılanlar, bu adam ne diyor, demeye kalmadan, Amerikalı müthiş formülünü açıklıyor:

"Radikal İslama karşı, ılımlı Müslümanları kullanacağız. Bunun başında da, Atatürk’ün Türkiyesi geliyor."

Amerika’nın son numarası. PKK terörüne verdiği destek sonrasında, Türkiye’ye biçtiği yeni rol, ılımlı İslam. Ne demek Türkiye’yi kullanmak? Amerika, AKP iktidarını PKK terörüyle sıkıştırıyor, ama gönlünü ılımlı İslamla alıyor.

ONUR ÖYMEN

Toplantıya katılanlardan biri de, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen. Amerikalıya itiraz ediyor:

"Ilımlı İslam’la radikal İslam ayrımını hangi ölçüye göre yapıyorsunuz, bilmiyorum. Ancak, daha önce ılımlı İslam olan Afganistan ve İran’ın durumu bugün belli. Irak, kendi içinde parçalanmış. Ilımlı ile radikal, Irak’ta birbirine karışmış, birbiriyle savaşıyor.

Türkiye ise, laik ve demokratik bir ülke. Laiklik çıkarsa, ılımlı-radikal gibi ayrımlara gitmeye kalkarsanız, Türkiye’de demokrasi tehlikeye düşer. Bunlar çok kötü senaryolar. Kaldı ki, kimin kararıyla, kimi, kime karşı kullanmaktan söz ediyorsunuz?"

Amerikalı askeri yetkili yerine oturuyor ama, toplantıdaki sözleri, orada kalacak gibi görünmüyor. Bu vahim sözlerden Dışişleri Bakanlığı ne kadar haberdar? Haberi varsa, hangi girişimde bulunuyor?

Gerçi, sınır ihlal edildiğinde bile, nota vermek için birkaç gün bekleyen bir iktidar, bu sözler karşısında hangi girişimde bulunabilir ki?

DOST-DÜŞMAN

Türkiye’nin komşularıyla başını derde sokan Amerika, şimdi İslam dünyasını Türkiye’nin karşısına dikmeye çabalıyor.

O coğrafyada kimin ılımlı, kimin radikal olduğu nereden belli? Eğer, radikal İslam kavramıyla, bazı İslami terör örgütlerini kastediyorsa, Türkiye’yi onlara karşı kullanarak, bir de, onları mı başımıza bela etmeye çabalıyor? Böyle dost olduktan sonra, artık düşmana gerek yok.

Onur Öymen’in daha sonra gittiği Amerika’da belirttiği gibi, "dostlar ya da müttefikler birbirine bu biçimde zarar verirse, NATO’nun geleceği tehlikeye girer".

Bu uyarıyı yapan sıradan biri değil. Öymen bir zamanlar Türkiye’nin NATO’daki büyükelçisi.

Bağcılar Lisesi ve solcu AKP’liler

URFA ve Denizli’ye son olarak İstanbul Bağcılar Lisesi ekleniyor.

Küçük kız çocuklarına türbanlar, ilahiler, 23 Nisan’da Kuran okuma yarışmaları, 19 Mayıs’ta alternatif törenler derken, Bağcılar Lisesi’nde, hem de okul müdürü yardımcısının gözetimde, namaz kıldırma saatleri. Namazla kalmıyor, küçük çocuklara dinsel ideoloji şırınga ediliyor.

Bu demokratik rejimin, orta ya da uzun dönemde dini bir rejime kaydırılmasından başka bir şey değil. Çocuklar böyle bir eğitimden geçiriliyor. Buna karşı, resmi açıklamalar ise, tepki karşısında, her zamanki gibi, baştan savma güldürüler.

AKP’ye, "çok daha demokrat olduğu için" geçtiklerini açıklayan, eski solculara sormak istiyorum. Bağcılar Lisesi’ndeki namaz fotoğrafları, daha demokratik bir rejim için mi?
Yazarın Tüm Yazıları