Paylaş
Adalet Partisi milletvekilleri sıralara vuruyor, “komünistler Moskova’ya” diye bağırıyor. Sadun Hoca istifini hiç bozmuyor:
“En iyi plan Sovyetlerde yapılıyorsa, evet, onu örnek almak gerek.”
Ardından nasıl plan yapılır, sosyalist sistemde ekonomik kalkınmaya nasıl ulaşılır, onu anlatmaya başlıyor.
450 kişilik Mecliste 240 sandalyeye sahip Adalet Partisi (AP) iktidarı bu kez çıt çıkarmadan TİP milletvekili Sadun Hoca’yı dinliyor. Ders dinler gibi.
Yıl 1965. Türkiye İşçi Partisi (TİP) 15 milletvekili ile Mecliste. AP seçimde yüzde 52 oy alarak, iktidara geliyor.
TİP ile birlikte, Türkiye Parlamentosunda ilk kez sosyalist bir parti giriyor. TİP 15 milletvekili ile Mecliste en küçük parti ama, ana muhalefet gibi. Attığı her adım, söylediği her söz Türkiye’nin gündemini belirliyor.
ELLİNCİ YIL
Bu yıl TİP’in kuruluşunun ellinci yılı. TİP 13 Şubat 1961’de 12 sendikacı tarafından kuruluyor. Kısa sürede işçi ve köylü sınıfının, Kürt hareketinin, aydınların, sol ve ilerici kuruluşların partisine dönüşüyor.
1965 seçimlerine giderken Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’ın radyodaki konuşması hâlâ yüreklerde. “İşçiler, köylüler, arabacılar, marabalar, eli nasırlılar, ezilenler, sömürülenler” diye başlayan ünlü radyo konuşması.
Her toplantısı bin türlü saldırıya uğruyor. Milletvekilleri Mecliste dövülüyor. Ama, TİP bildiğinden şaşmıyor.
TİP’in Türkiye’nin siyasal yaşama katkısı bugün hâlâ geçerliğini koruyor.
- Anayasa, anayasal haklar, bireyin üstünlüğü gibi kavramlar toplumda ilk kez TİP sayesinde öğreniliyor.
- Otoriter anlayış ve uygulamaya karşı, demokratik hak ve özgürlükleri topluma ilk kez TİP aşılıyor.
- Anayasa Mahkemesinin denetim mekanizması olduğunu ilk kez TİP gösteriyor. İlk iptal davaları TİP tarafından açılıyor.
- Gensoru, Meclis araştırması ve soruşturması gibi, Meclis içinde iktidarı denetleyen mekanizmaları ilk kez etkin biçimde TİP işletiyor.
- Tam bağımsızlık teziyle yola çıkan TİP, Türkiye’deki Amerikan üslerinin varlığını açıklıyor ve sorguluyor.
- İşçi hakları TİP’le somutlaşıyor.
- Topraksız köylü toprak reformunu TİP ile öğreniyor.
Bunlar ilk anda aklıma gelenler. Çarpıcı olan, bütün bu ana başlıklar o tarihten bugüne, elli yıldır Türkiye’nin peşinde koştuğu, yerleştirmeye çalıştığı, tartıştığı kavramlar. İlk kıvılcım elli yıl öncve TİP ile.
KÜRT SORUNU
Günümüzde hâlâ çözüm bekleyen Kürt Sorunu enine boyuna yine TİP ile siyasal hayatımızdaki yerini alıyor.
1963’te Mehmet Ali Aybar Gaziantep’te partisinin toplantısında, resmi söylem dışında, sorunu ilk kez açıyor. Etnik, kültürel ve ekonomik çözüm gerektiğini söylüyor.
Bu sözleri bugün söylemek kolay. Bundan elli yıl önce, Kürt lafını ağza almanın suç sayıldığı, Kürtçenin yasak olduğu bir ortamda, Kürtlerin demokratik haklarından
söz edebilmek, her babayiğitin harcı değil.
Çoğulcu demokrasi, insan haklarına saygılı, devlet karşısında bireyi koruyan siyasal yapı, hukukun üstünlüğü TİP’in hedeflediği temel amaçlar. Her fırsatta bunlar için mücadele ediyor. Sonraki kuşaklar bu mirası devralıyor.
Pek çok dersin yanı sıra, TİP’ten bugüne kalan iki ana ders var:
- Sağda ve solda partiler, siyasal yelpazede kendilerine bu miras üzerinden yer arıyor.
- 15 kişi ile Mecliste güçlü bir iktidara karşı nasıl muhalefet edilebilir, bunu gösteriyor. TİP’in tarihini okuyun, muhalefet dersleri zengin örneklerle dolu.
TİP tarihi derken, Behice Boran’ı saygıyla anmak
elbette bir görev.
On günde 33 ölüm
TRAFİK kazalarındaki ölümler hariç, sadece iş kazalarından dolayı on gün içinde 33 insanımız hayatını kaybediyor.
Ankara’da OSTİM’de 20 kişi, Afşin-Elbistan’da kaza sonucu ölen bir kişiyi kurtarmak isterken toprak altında kalan dokuz kişi ve Batman’da üç kişi. Patlama, toprak kayması, gaz sıkışması, oksijen tüpü, v.s. Hele Afşin-Elbistan’da toprak altından cesetler kaç gündür hala çıkartılamıyor.
Batman’da üç kişinin gaz sıkışması sonucu hayatını kaybetmesi dün bazı gazetelerde, bırakın ilk sayfaları, iç sayfalarda bile yer almıyor. Çünkü, iş kazalarıyla gelen ölümler bu ülkede artık sıradan ve normal. İnsan hayatı değersiz, kimsenin umurunda değil.
33 insanla birlikte sönen aileler, o kadınlar ve o çocuklar. Hayat bu ülkede çok ucuz.
Paylaş