Paylaş
Türkiye’nin saat ayarını (halen uyduğumuz) GMT+2 yerine GMT+3 olarak belirlemesi, bizi ülkemizin ve insanımızın uluslararası ekonomik, ticari, diplomatik vs. işlerinin büyük çoğunluğunu yürüttüğü Avrupa ile olan ilişkilerimizi zayıflatacaktır.
Aslında bu AB üyelik hedefi olan bir ülkenin yapmaması gereken bir uygulamadır. Ama iktidarda referansı Suudi Arabistan olan (AB üyelik hedefi bir aldatmacadan ibaret olan) AKP varsa durum değişir.
Bu uygulama ile asıl amaç Suudi Arabistan saat dilimini kullanmak. Namaz saatlerini Mekke ve Medine’ye göre ayarlamaktır.
Suudi Arabistan’a (zaman kullanımı açısından) tam uyum sağlamak için bundan sonraki adım hafta sonu düzenlemesi (yani cumartesi ve pazar yerine perşembe ve cuma günleri tatil) olabilir. Ben söylemedim mi? Ben “Bunların referansı Suudi Arabistan’dır”, “Bunlar o rejime ve o rejimdeki uygulamalara özenirler” dediğimde bana tepki gösterenler şimdi ne diyecekler?
Bu işler yavaş yavaş olur. Gerçek düşüncelerini sakladıkları, sürekli takiye yaptıkları ve halkı aldattıkları için ve bütün bu düzenlemeleri birden yapmaya kalkacak yürekleri olmadığı için şimdilik yavaş yavaş yol alıyorlar. Bakalım Türk halkı bunlara daha ne kadar tahammül edecek?
Ali Rahmi BEYRELİ-20-21. Dönem Bursa Milletvekili
‘Hakikat Hürriyet’tedir’
HÜRRİYET’in bugünkü (dünkü) sayısının 26. sayfasında AKP sözcüsü Hüseyin Çelik “Bugün Türk delegasyonundan bir üye yurtdışına gittiği zaman ilgi odağı oluyor...” dediği yazılmakta, aynı gazetenin 3. sayfasında ise sanatçı Arif Sağ’ın Amsterdam Havalimanı’nda pasaport polisi tarafından özel sorguya alındığı yazılmaktadır.
Latince bir söz vardır: İn vino veritas = Hakikat şaraptadır.
Bu sözü günümüze getirelim: İn Hürriyet veritas (hakikat Hürriyet’tedir.) Faruk YURDATAP
İstanbul’un poşet ormanı
YANİ Belgrad Ormanı.
Özellikle de Neşet Suyu ve yürüyüş parkurunun bulunduğu alan.
Hafta sonu, hafta içi, akşam, sabah çöp kutuları silme dolu. Çöp kutularının etrafı ise çöplük.
Orman yolları, piknik alanları, derecikler, dereler, baraj göleti boş poşet, dolu poşet, tabak, çanak, şişe, kutu, ne ararsan var. Daha şimdiden sivrisinekler vızır vızır. Ormanın doğal sivrisinekleri değil bunlar. Çöp sinekleri çöp. Bir ısırırsa sıtmalardan sıtma hortlar. Bir kaşınırsan elini çekemezsin. Ormanın işletmesini üstlenen şirket her giren insandan, otomobilden dünyanın parasını alıyor. Restoranı kahvaltıdan akşam yemeğine kadar faaliyette. Hayatını o ağaçtan, çiçekten, böcekten, dereden sağlayan o işletmeci bile aracını ormanın içine park ediyor, hatta derenin üzerindeki köprüde deterjanla minibüs yıkıyor minibüs!..
Anladık. Ormanı bu hale sokanlar anlamıyor, anlayamıyor.
İyi de bastıkları yerde ot bitirmeyenlerin acısını, pisliğini, yıkıntısını neden devamlı biz insanlar yaşayalım.
Yeşile gidiyoruz, pislik görüyoruz.
Oksijene gidiyoruz, sivrisinek ısırıklarıyla dönüyoruz. Huzura gidiyoruz, magandalık buluyoruz. Bunları eğitmek bir evrim-devrim işi. Ona da ömür yetmez. Ölsek gözümüz açık gider. Oysa bu pisliği, saygısızlığı bıçak gibi kesecek bir çözüm var:
Parasıyla, hapsiyle ceza.
Hapset ormana girmesin, bas para cezasını çöp atmasın.
Topladığın ceza paralarıyla da koy bekçini, al sana istihdam.
Ben dövünüp ağlayacağıma, o dövünüp ağlasın.
Orman, Çevre, Milli Parklar... Orada kimse yok mu?
(Vatanını ağacıyla, böceğiyle, çiçeğiyle, kurduyla, kuşuyla, deresiyle, deniziyle seven, adı Yalçın Bayer’de saklı bir Türk.)
Muntazar, 19 Mayıs için geliyor
TGB Genel Merkezi, 19 Mayıs etkinliklerinde 3 ayrı program uygulayacağını açıkladı. 17-18 Mayıs tarihlerinde Uluslararası Gençlik Sempozyumu, 19 Mayıs’ta Tünel’den Dolmabahçe’ye on binlerce gencin katılacağı Diriliş Yürüyüşü ve son olarak da Maçka Küçükçiftlik Park’ta İnti İlimani (Şili), Karmate, Grup Çığ, Cherkezi Orchestra ve Mir Sanat Topluluğu’nun sahne alacağı dev bir şölen düzenlendi. 19 Mayıs akşamı düzenlenecek şölene, Bağdat’ta ABD Başkanı George Bush’un kafasına ayakkabı atan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi’nin de katılacağı duyuruldu.
‘Cezayir, Türkiye olmayacak’
ANKARA’dan Engin Balım yazıyor. Cezayir’deki AKP seçimleri kaybetmiş ve sol, meclise tam tamına 160 kadını vekil olarak sokmuş! Türkiye’de bir dönem atılan ‘Türkiye, İran olmayacak’ sloganı da, ‘Cezayir, Türkiye olmayacak’ şeklinde atılmış! Cezayir’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin logosu da ampule benziyor, yanan bir gaz lambası, Fas’taki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin logosu...
462 sandalyeli Cezayir meclisinde, 59 sandalye kazanan ve 7 İslamcı parti ve grubun liderliğini yapan Cezayir Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Abdullah Caballah, seçimlere hile karıştırıldığını, buna tepki olarak da gerekirse Tunus’ta olduğu gibi ayaklanma başlatacaklarını söylemiş...
1962’deki bağımsızlıktan bu yana ülkeyi yöneten cumhuriyetçi, laik ve antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Cephesi Partisi’nin 220 sandalye kazandığı seçimlerde, liberal Yurtsever Demokratik Blok ise 68 sandalye kazanabilmiş... Evet, 132 yıl Fransız buyruğuyla sömürü ile yönetilen Cezayir’de bile artık Türkiye’yi küçümseyen slogan atılmasının nedenini herkes düşünmeli.
Biliyor musunuz
- 21 yıllık yargıç Ayşegül Aksu’nun, adalet.org.tr’de “Çok sevdiğim mesleğimden HSYK’nın keyfi uygulamaları ve haksızlıkları nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. Boyun eğmektense boynumu vermeyi tercih ettim. Yalnızca Türk Ulusu’na bağlı ve yalnız O’nun adına karar veren tüm meslektaşlarımı saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diye yazdığını...
- SANATÇI Pınar Aydınlar (Sağ) ve Grup Munzur üyeleri Özlem Gerçek ve Ercan Duman’ın, Hozat ilçesindeki konserlerinde seslendirmiş oldukları “İbrahim’e Ağıt”, “Ali Haydar Ölmez” , “Kırmızıgül” ve “Kızıldere” adlı türküler ve konuşmaları nedeniyle bir kez daha Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yasadışı örgüt propagandası yaptıkları iddiasıyla bugün yargılanacaklarını...
Paylaş