Paylaş
HADEP'in futbolcuları
ADANA'da HADEP'in düzenlediği 'Barış' isimli futbol turnuvasında çok sayıda sporcunun gözaltına alındığı haberi dikkatimi çekti. HADEP'in son zamanlarda 'Barış' kelimesini sıkça kullandığı ve bunun bir uzantısı olarak söz konusu turnuvayı düzenlediği anlaşılıyor. Ancak, turnuva hakkında bazı soruların aydınlatılması gerekiyor.
Takımların adı neden PKK söylemiyle aynı? Örneğin, PKK Diyarbakır kentimize 'Amed' diyor. Takımlardan birinin adı da Amed... HADEP bunu nasıl açıklayacak? Takımlardan bazıları neden sarı, kırmızı ve yeşil renkli formaları taşıdı?
Takımlar neden sadece belli bölgemizdeki insanlardan oluşuyor. Türkiye Amatör 3, 2 ve 1'inci liglerinde sadece kendini belli etnik kökene dayandıran futbol takımı var mı? 'Barış' diyen HADEP, neden 5 binden fazla silahlı teröriste silah bırakma çağrısında bulunmuyor? Silahı asker ve polis mi bırakacak?
Bütün bunlar Türkiye'nin partisi olma isteğiyle hareket ettiğini söyleyen HADEP'in bu amacına uygun mu?
Türkiye'de sanatçılardan, gazetecilerden, yazarlardan ve diğer birçok meslek grubu üyelerinden oluşan dernek ve vakıflarda etnik kökene bakılmaksızın çok kişi görev yapıyorken, Adana'daki turnuva neden etnik kökene ve siyasete dayandırılıyor?
HADEP, Türkün ve Kürdün kaynaştığı Türkiye'de Kürt milliyetçiliği yerine 65 milyonun ortak sorunlarıyla ilgilenmelidir.
Murat TAŞ-Emekli Başkomiser-ANKARA
İlaca % 20 zam geliyor
İSTANBUL'dan bir ilaç firmasının çalışanı, ‘‘İlaca birkaç güne kadar %20 zam daha geliyor’’ diyor.
Okurumuz şunları anlatıyor:
‘‘İlaca ocakta % 7, martta %15, nisanda % 6 zam yapılmıştı; birkaç güne kadar da %20'lik zam yapılacak. Yani birleşik faiz hesabıyla %50'yi bulacak. Bu son zam normal karşılanmamalı; çünkü ilaç sektörü %12-13'ü normal buluyordu. Sağlık Bakanlığı tuttu, %20 dedi, sektör göbek atmaya başladı.’’
Neden mi?
‘‘MHP, Kemal Derviş'in altını oymak istiyor. Buğday taban fiyatlarında ne oldu; yüksek fiyat verdi, tarım kesimine popülizm yaptı. MHP ilaççıları da unutmadı.’’
Zam kimin cebinden çıkacak?
‘‘Devletin... Türkiye'de ilaç bedellerinin % 70'ini Emekli Sandığı ve SSK gibi kurumlar ödüyor. Varın zammın kimin cebinden çıkacağını hesap edin.’’
Osman Durmuş'un ne kadar 'halkçı' olduğu bir kez daha anlaşılıyor.
Bahçeli, Ozan Arif'le küs kalamaz
SAYIN Devlet Bahçeli, Oberhausen'de yapılan Türk Federasyonu'nun 22. Kurultayı'na şeref verdi. Biz de kendilerine gereken sevgi ve saygıyı gösterdik. Yalnız Devlet Bey'in Ozan Arif'e mesafeli yaklaşması, yanından geçerken görmezlikten gelip sırtını dönmesi, hiçbir cefakar ve vefakár ülkücünün dikkatinden kaçmamıştır. Ozan Arif, ülkücü harekette bir semboldür. Rahmetli Başbağumuzun 'evladım' dediği bir ağabimizdir. Siz de Başbağumuzun makamında olduğunuza göre sizin de evladınız sayılır. Evlat ile baba arasında kırgınlık olabilir. Kırgınlığın sebebini hepimiz tahmin ediyoruz. O malum olan kongreden sonra Ozan'ımızın dile getirdiği o şiir, Ozan'ımızın değil, bizim gönlümüzün feryadıydı. Bizim haykıramadığımız feryadımızı Ozan haykırdı. Bu da Ozanlar'ın ozan olmalarını gerektiren bir özellik değil midir?
Sizin gibi bir lider, hiç kimseye dargın ve kızgın olamaz. Sizin makamınız bilakis dargın v3e kırgınları barıştırma makamıdır.
Sizden vatanımız ve milletimiz için hayırlı çalışmalarınızı bekliyoruz. Bundan sonra inşallah iliklerimize kadar bizi kemiren şu yolsuzluk virüsünü bir daha Türkiyemiz'de duymayız.
Halil İbrahim ÖZTÜRK-BERLİN
Perişan
ÇIKTIM, memleketi eyledim seyran; /Ötmüyor bülbüller, güller perişan.../ Kardeş kardeşine selam vermiyor; /Bozulmuş dostluklar, haller perişan.
Teröristle hırsız kolkola girmiş! /Baştakiler baştan fırsatı vermiş. /İş sona dayanmış, ne yapsın Derviş! /Yapraklar kurumuş, dallar perişan.
Vurguncular vurmuş, yükünü tutmuş! /Aç-susuz çocuklar boynunu bükmüş; /Babanın sırtına ağır yük çökmüş; /Ayaklar perişan, eller perişan.
Fakirin gözünde kurumuş yaşı. /Tencere boş kalmış, kaynamaz aşı! /'Gemiyi yürüten o çarkçıbaşı, /Çekip gitsin' diyen diller perişan.
Gemi tam batarsa engin denize; /Artık hiçbir kaptan çekemez yüze! /Halk şaşırmış, diyor; 'Ne oldu bize?' /Kemerler tutmuyor beller perişan!
Seksene yaklaşmış Saide Eren'im. /Bunamış sanmayın, iyi görenim. /Gözlerim böyle şey görmedi benim; /Halk kazan kaldırmış, yollar perişan!..
Saide EREN-İSTANBUL
İsmail Cem'e
‘DIŞİŞLERİ Bakanlığı merkez memurları’, seslerini önce köşemizden duyurmak zorunda kaldıkları için İsmail Cem'den özür dileyerek şöyle diyorlar:
‘‘Bakanlığımızca 4009 sayılı kanun gereğince bir defaya mahsus olan Ataşe Yardımcılığı'nı dört gözle bekleyen biz merkez memurları, bu tayinlerin adil yapılmasını istiyoruz. Ancak çoğumuz bu haktan faydalanamıyor. Bundan öncelikle torpilli olanlar, yardımcı hizmette olup sonradan kadro alanlar, dışarıdan para ile lise diploması alanlar daha çok faydalanmaktadır. Bu kişiler kurye, şef kadrosu vs. işlemlerinde de önceliklidir. O zaman suç Personel Şubesi'nden mi kaynaklanmaktadır. Sayın Bakanımız bu tayinlerin adil olması için, hizmetine-sicil numarasına ve hatta genel yeteneğe göre yapılırsa kimsenin hakkı yenmemiş olur. Bu en büyük dileğimizdir. Çoğumuzun emekliliği geldiğinden bir defaya mahsus olan Ataşe Yardımcılığı'ndan bizleri mağdur ettirmeyeceğinizi bekliyoruz.’’
Büyükşehir’in gülleri
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi'nin, bilbortlardan duyurulan ‘‘50 günde, 50 proje, 50 temel’’ kampanyası çerçevesinde Göztepe Parkı içindeki gül bahçesinin açılışının dün yapıldığını söyleyen bir okurumuz telefonda şöyle dedi:
‘‘Tasarruf genelgeleri yayınlanıyor ama Büyükşehir gösterişli açılışlardan hálá bihaber... Göztepe'ye gelirken bu gül bahçesinin açılışını duyuran tam 81 bez afiş saydım. Bunun kadar da görmediğim vardır. Gül ithali de ayrı bir olaymış. Kim ithal ediyor; Büyükşehir'in Ağaç ve Peyzav AŞ gibi BİT'leri benzeri törenler için neler harcıyor, kimlere kazanç kapısı açılıyor, kimse bir şey bilmiyor. Artık gül de yetiştiremiyorsak biz ölmüşüz demek ki... Ben o gülleri altı ay sonra görmek isterim. Dikmek değil, bakmak önemli... ’’
Kanlı mı, kansız mı?
İSTANBUL'dan bir dostumuz Necmettin Erbakan'ın son demeçlerinden birinde ‘‘Bu sefer Bizans surları önüne keşif için değil yerle bir etmek için geleceğiz. Biz şimdi 1451'i yaşıyoruz. Toplarımızı döküyoruz. Bu sefer güçlü geliyoruz’’ dediğini aktarıyor. Sonra da soruyor:
‘‘Acaba Sayın Erbakan kanlı mı, kansız mı gelecek?’’
MESAJ
KADİR Has Üniversitesi kaçak yapıldı. Belediye Encümeni yıkım kararı aldı. Üniversite yürütmenin durdurulması için İdare Mahkemesi'ne başvurdu; ancak başvuru reddedildi. Bu kararın gerekçesini bekliyoruz. Gerekçeli karar geldiğinde üniversite binasını yıkacağız.
Eşref BALAMAN-Selimpaşa Belediye Başkanı
Paylaş