Paylaş
‘TBMM’de görmek istemediklerimiz'
Kasımpaşa'dan dikkatli bir okurumuz vardır; Bülent Ağırgün... Kendisi esnaftır... Toplumsal sorunlara duyarlıdır. Bölgesindeki tüm yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine cesaretle gider. Trafik denetiminde ve kahvelerden rüşvet alan polisleri, dergi ticareti yapan öğretmenleri, kaçak inşaata göz yuman belediye imar ve zabıta yetkililerinin amansız takipçisidir. Kaçak işyeri açanları, vergi kaçıranları Defterdarlığa bizzat kendisi ihbar eder... Haksızlığa uğrayanlar kendisine başvurur; onlara nereye başvuracağını söyler, gerekirse dilekçelerini bizzat yazar.
Semtinin ‘Halkın avukatı’dır; hırsızlıkların, haksızlıkların üzerine cesaretle gider, bir gazeteci gibi olayları araştırır.
Oturmuş, köşemiz için ‘Parlamentoda yeniden görmek istemediklerimiz’ diye bir çalışma yapmış ve çıkardıkları isimleri bize göndermiş. ‘‘Aday olurlarsa bu isimleri TBMM'ye yollamayalım’’ diyor.
Okuyalım:
SAKINCALI İSİMLER
‘‘Çalışma Bakanlığı sırasında SSK'ya aldığı 5 bin işçinin sınavında yolsuzluk ve usulsüzlük yapmaktan Necati Çelik (FP, Kocaeli Büyükşehir adayı); kamu ihalelerindeki şaibeli tutumuyla tartışma yaratmaktan ve İstanbul'a giderayak 3. köprüyü dayatmaktan Yaşar Topçu (Sinop, ANAP); TÜRBANK ihalesinde açık olmayan tutumundan Güneş Taner (İstanbul, ANAP); Meclis çatısı altında 'zamparalık' yapmaktan Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale, DTP); ABD'deki bir bankada sakladığı parasının hesabını kamuoyuna verememekten Nafiz Kurt (Samsun, DYP); Anayasa'ya aykırı şekilde telefon dinletmekten Meral Akşener (İstanbul, DYP); ihale takipçiliği yapmaktan Jefi Kamhi (İstanbul DTP), Meclis'te ilk transferin yolunu açmaktan Adil Aşırım (Iğdır, DSP'den ANAP'a geçmişti); transferlerden başları dönmekten ve her gittiği parti liderine ‘yalakalık' yapmaktan Kubilay Uygun (Afyon, Bağımsız), Cemal Alişan (DYP, Samsun), Erkan Kemaloğlu (Muş, ANAP); üstüne vazife olmayan işlere karışmaktan ve Alaattin Çakıcı ile ‘yarenlik' etmekten Eyüp Aşık (ANAP, Trabzon); ‘Susurluk' suskunluğunu hâlâ sürdürmekten Sedat Bucak (Şanlıurfa, DYP), TURBAN'ı soydurmaktan Ömer Bilgin (Isparta, DYP); eroin kaçakçılığından hüküm giymekten Mustafa Bayram (Van, ANAP'dan seçilip, FP'li oldu); tutarsız konuşmalarından ve Meclis'te sık sık kavga çıkartmaktan Kamer Genç (Tunceli, DYP); il örgütünün benzin paralarını firari Erol Evcil'e ödettirmekten, eski milletvekili Mehmet Gedik (Bursa, ANAP); parti yönetimine ‘politbüro' üyesi gibi çöreklenip gençlerin önünü açmamaktan Necmettin Cevheri (Şanlıurfa, DYP), Mehmet Gölhan (Ankara, DYP), Ali Şevki Erek (Tokat, DYP) ve Esat Kıratlıoğlu (Nevşehir, DYP); dış gezilerden dönerken Türkiye'ye kaçak silah sokmaktan Salih Sümer (Diyarbakır, DYP); çetelerle ilişkisi nedeniyle daha yargı önünde hesap vermemekten Mehmet Ağar (Elazığ, DYP); bakanlık yapmayı eşe dosta ihale vermek olarak algılamaktan Burhan Kara (Giresun, ANAP); Sedat Peker'in Türkiye'ye gelmesinde ‘aracılık' yapmaktan Enis Sülün (Tekirdağ, ANAP); Meclis'te varlığıyla yokluğu belli olmayıp, başbakanlık beklemekten usanan Sümer Oral (Manisa, ANAP); her seçimde ‘kontenjan adaylığı'nı talep etmekten Birgen Keleş (İzmir, CHP); şov için milletvekilliği maaşını almayıp, devletten trilyonlarca lira kredi kullanmaktan Sedat Aloğlu (İstanbul, DYP); parti içi demokrasi diye nutuklar atıp şimdi DSP'nin kapısında adaylık beklemekten Seyfi Oktay (Ankara, CHP), Yahya Şimşek (Bursa, CHP), Şahin Ulusoy (Tokat, CHP) ve Aydın Güven Gürkan (İzmir, Bağımsız); Refahyol ve Anasol-D'yi kurdurtup, yıktırtmaktan, başbakanlık hevesi kursağında kalmaktan ve son olarak da DTP'yi yarı yolda bırakmaktan Yalım Erez (Muğla, Bağımsız).’’
Listeyi daha uzatıp bazı liderleri de bu listeye dahil etmek gerekiyor. Onları kamuoyu biliyor. Sivil toplum örgütleri ile çeşitli illerdeki ‘Milletvekili İzleme Komiteleri' böyle bir çalışmaya ne derler acaba?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Siyasetteki ahlaksızlıktan seçmen de sorumlu.’’
(Prof. Dr. Erdal İnönü)
Varan'dan özür
VARAN Turizm Genel Müdürü İbrahim Aybar, ‘‘Yolcuya Saygı’’ (27.1.1999) başlıklı Mevhibe Loğoğlu'nun yazısını yanıtlıyor:
‘‘Sayın Loğoğlu dediği tarihteki yolculuk öncesi bir ilacını buzlukta götürmesi gerektiğini belirterek otobüste buzdolabı olup olmadığı sormuş ve olumlu yanıt almıştır. Otobüslerimizde soğutucular mevcuttur. Ancak iç hacimleri, ikram için bulunan 10 kadar su-meşrubat alabilecek boyuttadır ve buz üretmezler. Sayın Loğoğlu ise getirdiği büyük hacimde iki buz kalıbı arasındaki ilaç kutusunun bu soğutucuya yerleştirilmesini, buzda mahafazasını istemiş, gerekirse tüm meşrubatın boşaltılmasında ısrarlı olmuştur. Elbette yolcumuzun sağlığı çok önemlidir. Ancak buz kalıpları, soğutucu tamamen boşalmadan yerleştirilemez boyuttadır. Otobüs kaptanımız ve diğer mürettebat bu ısrar karşısında konuyu tesis nöbetçi müdürlüğüne iletmişlerdir. Sonuçta sadece ilaç kutusunu otobüsün soğutucusuna koymuşlardır. Seyahat güç de olsa, bu sorun ile birlikte gerçekleşebilmiştir. Ancak neticeden hiç tatmin olmayan Bayan Loğoğlu, ısrarla otobüs personelinin iş akdinin feshini istemiş ve arkadaşlarıma ne yazık ki terbiye sınırlarını oldukça aşan ifadelerde bulunulmuştur. Ben yalnızca eşi Büyükelçi Sayın Faruk Loğoğlu ile görüştüm ve gerçekleri anlatmaya çalıştım. Her şeye rağmen yaşananlar için özür diledim.’’
Paylaş