Paylaş
‘Eller yukarı!’
21.9.1998 pazartesi günü oğlumun arabası ile 13.00-14.00 sıralarında Cinnah'tan Çankaya'ya çıkarken Kuğulu göbeğinde kırmızı ışıkta durduk. Arkamızdaki 06 AF 603 plakalı Doğan SLX, neden durduk diye geçmek için bizi zorluyordu. Oğlum da elini çıkararak kırmızı ışığı gösterdi. Aracı süren derhal fırlayarak, ‘‘Eller yukarı, hüviyet, ehliyet’’ diyerek bize yöneldi. Kendisini Emniyet'ten sandık ve ‘‘Peki beyefendi siz kimsiniz?’’ demeye kalkıştık. Sivil kişi hemen ‘‘Biz MİT'çiyiz’’ diye küfür etmez mi? Hakarete uğradığımdan ‘‘Siz nasıl bizi bu şekilde durdurur ve hakaret ederseniz’’ deyince, kolumdan tutarak tartaklamak istedi. Canımı yaktı, kolumu morattı.
Bu sırada sağduyulu vatandaşlar ‘‘Olayı gördük, şahidiz’’ dediler. Olay yerine gelen resmi üniformalı bir polise ‘‘Bizi durduruyorlar, kimdir bunlar, siz onların hüviyetini sorar mısınız?’’ dediğimde, hanımefendi ‘‘Bunlar MİT'çi, neyse boşverin’’ dedi.
Bu kişiler MİT'çi veya başka resmi görevli kişiler olabilir.
Ne olursa olsun, böyle çok özel görevi yüklenenlerin uluorta 'MİT'çiyim' şuyum, buyum demesi, onu bu görevde tutanların sorumluluğunda değil midir?
Yılbaş'ın adı Van'dan insin
VAN'dan arayan iki okurumuz konuşuyor: ‘‘DTP Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, adı ve telefonu Çakıcı'nın not defterinde yer aldığı ortaya çıkınca niye panikliyor?
Van Valisi iken Yılbaş'ın adı, Mahmut Yıldırım'ı (Yeşil) eylemlerde kullandırdığı yolundaki iddialara da karışmıştı.
Bizler onu Vanspor Başkanlığı'na getirerek, stadyuma adını verdik.
Sonra politikaya atıldı; DYP örgütünü Van'ın ünlü Kartal Ailesi'nden alarak, parlamentoya girdi. Sonra DTP'ye geçti.
İki yıldan beri Van'a gelmiyor. Van'ın yolunu unuttu. Bize hayrı dokunmayan bir milletvekilinin adının Van Stadyumu'ndan indirilmesini istiyoruz.
Şimdi İçel'den milletvekili seçilmek istiyormuş. Mersin ve Tarsuslular'a hayırlı olsun!’’
Bu diplomayı
WC'ye atacağım
ROBERT Koleji mezunu ve iyi derecede İngilizce bilen bir kişiyim. Michigan Üniversitesi İngilizce Dili Enstitüsü'nden Proficiency (uzmanlık) sertifikası aldım ve Yeni Kolej'de öğretmenliğe başladım. Ancak Michigan Üniversitesi'nin MEB tarafından denkliği kabul edilmediği için dersten çıkarıldım. Daha sonra Çapa Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü'nde sınava girerek İngilizce öğretmenlik belgesi aldım. Yani okulu dışardan bitirdim. Mali nedenlerle resmi olarak öğretmenlik yapamadım ve stajyerliğim kalkmadı. Bugün için İngilizce öğretmen açığı olmasına rağmen ancak devlet okullarında ücretli olarak öğretmenlik yapabiliyorum. Fakat bu ücret bir müstahdeminkinden çok daha az. Ayrıca özel okulların statüsünün farklı olması nedeniyle, özel okuldan teklif almama karşın, göreve başlayamıyorum. Eğer benim aldığım bu diploma İngilizce öğretmenliği için yeterli değilse onu MEB'in tuvaletine atmayı düşünüyorum.
Tuncel FENMAN-İSTANBUL
Mısırın değeri iki çiklet parası
BİR çiftçi çocuğu olarak verilen emeklere, güneşten kararan tenlere, çizgileri artan yüzlere ve toprak emekçilerinin ellerine geçen paraya çok yakından tanık oluyorum. Sorunum; mısıra biçilen taban fiyatı... Özenle yetiştirilen ve ancak beş ay sonra hasadı yapılan mısırın kilosu 47 bin 700 lira olarak saptandı. Diğer bir deyişle 1 kg. mısır karşılığında bir köy kahvesinde ancak bir bardak çay içebilir veya iki tane sakız alabilirsiniz. Belirlenen taban fiyattan nakliye, işçi vs. parası çıkarılırsa geriye kalan -ya da kalmayan- parayı siz düşünün.
Bu şekilde devam ederse halk poşetli ekmek şöyle dursun, sofraya ekmek bile getiremeyecek. Sizce uykusuz gecelerin, yanık tenlerin bedeli bir bardak çay olabilir mi? Esra ÖZKAN-ADANA
ADANA'nın gerçek kimliğinin korunması tarihsel bir önem taşıyor. Deprem için ayrılan yardım ve yeni inşaat fonlarının kültürel değerlerin de onarılması ve yaşatılması için kullanılması gerekiyor. İşte Mimarlar Odası Genel Merkezi ve Adana Şubesi tarafından bugün Adana'da Seyhan Oteli'nde bu konuların tartışılacağı ‘‘Adana Deprem ve Kültürel Miras’’ forum-paneli düzenlendi. Konuşmacılar: Ozan Veli Tüzün, Oktay Ekinci, Oğuz K.Köksal, A.Cevdet Yağ, Ferhat Arkun, Saadettin Tantan, Prof. Tamer Gök, Doç. Emre Madran, İpek Durukan.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Türkiye'de mafya ve çete ile savaşanlar en önemli savaşçısını kaza kurşunu ile kaybetmişlerdir.’’
(Eyüp Aşık)
Paylaş