Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Taşar: Ailemin gezi masrafları cebimden çıktı

Hayvancılıkta da Amerikanlaşıyoruz

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, gezisini iki gün daha uzattı. ‘‘Hoşgeldin Taşar!..’’ yazısı üzerine önceki gün bizi New York'tan arayarak, ‘‘Bu gezide eşim ve iki çocuğumun masraflarını ben karşıladım. Bugün dönecektim, işler uzadı, yarına (bugüne) kaldı’’ dedi.

Taşar, bu geziyi daha önce yapacağını, ancak ikinci Körfez krizi nedeniyle ertelediğini bildirdi. Washington'daki lokantada kendisini uzaktan izleyen Houston'lu okurumuzun aktardıklarına karşılık şunları söyledi:

‘‘ABD, enerjiden sonra tarım sektörünü ikinci önemli sektör olarak kabul etmeye başladı. Tarım ve hayvancılıkta yeni üretim tekniklerini öğrenmemiz gerekiyor. Hazırladığımız üç projemiz var... Bunlardan biri devlet çiftliklerimizde ABD ile ortaklaşa projeler üretmek. Örneğin hayvancılık projemize 1.3 milyar dolarlık bir kredi bulmamız gerekiyor. Bu yıl için de 270 milyon dolar gerekiyor. Bu projeyle damızlık büyükbaş hayvan, manda, Ankara keçisi üretimi ile arıcılık ve pazarlamaya ağırlık vereceğiz. Büyük ve orta ölçekli işletmelerle üretici birliklerini teşvik edip, krediler vereceğiz. Hayvancılık için yem ve silaj (yeşil ot ve mısır salamurası) üretimine geçmek istiyoruz. Artık eskisi gibi et ithal etmek değil, yeni ırklarla hayvancılığımızı geliştireceğiz. Onlara gelin buyurun, ortak olalım, üretelim Türk cumhuriyetleri ve Ortadoğu'ya açılalım diyoruz.

MC DONALDS'IN SPONSORLUĞU Washington'da yem sanayicileri ile bir araya geldim. Büyükelçimiz Nüzhet Kandemir'le birlikte ABD Tarım Bakanı, yardımcıları ve müsteşarıyla görüştük. Amerikan işadamlarını Türkiye'ye tarım alanında işbirliği yapmaya davet ettim. GAP projesini anlattım. Daha sonra Kongre binasında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Vakfı'nın işadamlarının bulunduğu bir iş yemeği yedik. Onlara yatırım yapabileceği üç alanı anlattım: Öncelikle GAP'ta yeni yaratılan 1.7 milyar hektarlık sulanabilir arazide neler yapılabilir? Pamuk, soya fasulyesi, ayçiçeği, meyva ve sebze yetiştiriciliği, pamuğa dayalı tekstil sanayii, gıda sanayii üzerinde kendilerinin bilgi ve birikiminden yararlanmayı, sermaye getirmelerini istedik. Bunlardan bir grup, GAP projesi için önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek. Bu ziyareti Gaziantep'deki SANKO sponsorluk yapacak. Akşam, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin Türk lokantası Cities'teki yemeğine katıldık. Bir jest olsun diye Türk-Amerikan rozetini taktığım doğrudur. Yemeğin sponsorluğunu McDonalds yapmışsa onu bilemem...

KANGURU ETİ... Benimle ilgili bilgileri aktaran Boston'lu okuyucunuz bir yerde konuşmamı yanlış anlamış... Ben 'Türkiye'ye kanguru eti ithal edeceğiz' demedim, 'Türkiye'ye geçmişte kanguru eti sokulduğunu' anlattım. Et lop olarak getirildiğinden gümrüklerde fark edilememiş olabilir. Almanya'daki Tarım Fuarı'nı gezerken kanguru etini yedim, gerçekten lezzetli bir et. Görüşünü sığır etiyle aynı ve 10 misli ucuz... Amerika'da, hayvancılığımızı geliştirmemizi istemeyen, lop et satmak isteyen lobiler var. Bize, 'neden et almıyorsunuz' diyorlar. Biz de, üretim için damızlık alacağız, diyoruz. Şunu da söyleyeyim... Siyasi amaçlı ithalat hayvancılığımızı mahfetmiş. Avrupa'nın elinde ne kadar elde kalmış hayvan varsa getirilmiş... Hem de bir liralık mal, iki liraya sokulmuş. Ben bugün lop dahil canlı-cansız hayvan ithalatını yasakladım.

AİLEMİN PARASINI BEN VERDİM Eşimi ve iki çocuğumu Amerika'ya neden getirdiğime gelince... İkinci Körfez krizi nedeniyle geziyi yapamayınca, Bayramı vesile yaptık. Antalya'ya gitmesini de bilirdim. Fakat vakit yok, hayvancılık kararnamesini çıkartmam lazım. Bu gezi bayramla birleştirmek değil, bayramı feda etmek diye ele alınmalıdır. Aslında çocuklar benimle gezmekten hiç memnun kalmadılar. Dallas'a bir çiftliğe 3.5 saatte gidiyorsunuz, oradan bir başka yere... Onları tabii götürmedim gezilerime, otelde bıraktım. Geceden geceye de otel odasında gördüm çocukları... Ailemin bütün gezi masrafları bana aittir, devlete hiçbir yükü yoktur. Düşünün, Gaziantep'de dayım vefat etmesine rağmen yoğunluktan cenazeye bile dönemedim.

Taşar, ailesi ve beraberindeki heyete, iki haftalık ayrılıktan yeniden hoşgeldiniz diyoruz.

Vah Topçu vah...

Özal'ın anıt ezarının açılışı dolayısıyla gelen tepkilerden bir bölüm: Demirel'in yasaklı döneminde avukatlığını yapan, Özal'a en ağır hakaretlerde bulunan ve sonra da anıtın yapımı için 300 milyar veren Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu'nun dün hiç mi vicdanı sızlamadı, yüzü kızarmadı! (Tolga Aytaç-İstanbul). Turgut Özal'a hakkımı helal etmiyorum. Verdiğim vergileri haram ediyorum (Şükrü Babacan-İSTANBUL). Ankara'da devlet mezarlığı dururken 300 milyara bir anıtmezar yapılması kadirbilirlik, şükran borcu olmamalıdır (Kasım Kızıver-Ankara). Birçok okulda laboratuvar yok, öğretmenin kürsüsü yok. Bu savurganlık neden yapılıyor? Bunun hesabı sorulmalıdır (Ergin Deniz-İSTANBUL). Müslümanlara mabet ve mezar süslemelerinin caiz olmadığını söyleyecek bir Diyanet yetkilisi yok mu? Hastanelerin halini, böbreğini satışa çıkaranları düşünün (Yalçın Erkan-Edremit). Atatürk ve İnönü vatanın toprağı ve taşlarının sıcaklığında huzur içinde yatıyorlar. Hala unutulmadılar, Özal'ı ise akrabaları bile çoktan unuttu (Hüseyin Yıldız-Bandırma).













Yazarın Tüm Yazıları