Paylaş
VATANDAŞIN Vergisini Koruma Derneği Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü ‘‘Niye Maliye değil de polis?’’ yazımız üzerine arayarak konuya açıklık getirmek istedi. Eski bir hesap uzmanı olan ve geçmişte SSK Genel Müdürlüğü yapan Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
‘‘Maliye müfettişleri, hesap uzmanları dürüst insanlardır. Ancak, her kesimde olduğu gibi bozuk insanlar olabilir. Son operasyonlarda tutuklanan ve halen görevde olan hesap uzmanı ve Maliye müfettişi yoktur... Gözaltına alınan ya da tutuklananlar ise, şimdi yeminli mali müşavirlik yapan eski kamu görevlileridir.’’
Yeminli mali müşavirlik tartışılır hale geldi?
- Evet, devletin maliye müfettişi, gelirler kontrolörleri ve vergi denetmenleri varken, yeminli mali müşavirlere neden KDV iadesi işlemi yaptırılır? Bu uygulama bugünkü sakat tabloyu ortaya çıkartmadı mı?
Son Maliye ve Gümrük operasyonlarında, yeminli mali müşavir unvanını kazanan eski bürokratların adları bu gibi olaylara karışınca ne gibi işlem yapılıyor?
KİM BU MALİ MÜŞAVİRLER
Sadece mühürleri ellerinden alınıyor ama unvanları kalıyor. Bakanlığın, mührünü elinden aldığı yeminli mali müşavirlerin isimlerini kamuoyuna açıklaması lazım. Maliye nedense bunları sır gibi saklıyor. Bir mesleğe duyulan saygı ancak bu tür önlemlerle sağlanabilir. Bu yapılmayınca dürüst ve namuslu yeminli mali müşavirler de töhmet altında kalıyor.
Bunlara karşı bir müeyyide yok mu?
- Bu tür şaibeli ve kirli insanlara karşı, Oda'ları olan TÜRMOB'un Disiplin Kurulu'nu çalıştırılması lazım. Yoksa devletin soyulmasına daha çok göz yumulmuş olur. Sonra her olayda polisin müdahalesini beklemek niye? Polisin ortaya çıkardığı olaylar karşısında Maliye Bakanlığı etken durumdan edilgen duruma düştü. Vergi incelemesi savsaklanıyor mu diye düşünülür hale geldi.
Naylon fatura ve sahte gümrük çıkış belgeleri ile ilgili operasyonlarda hesap uzmanlarının etkisi var mı?
- Olmaz olur mu? Maliye Bakanlığı'na sormak gerekiyor... Hesap uzmanları, İzmir'de son 'Balina Operasyonu'nu altı ay önce başlatmıştı. Üç hesap uzmanı, birçok firma için tutanak tutmuş, hayali KDV'lerin önlenmesi durdurulmuş ve kamu alacağı güvence altına alınmak için de 10 trilyonluk haciz işlemi uygulanmıştı. Hatta bu incelemeler beş-altı ile yayılmıştı. Sonra, Maliye Bakanlığı'nın bir yazısı üzerine rapor yazma aşamasına gelen hesap uzmanlarının ellerindeki defterler geri alındı. Peki bu uygulama hangi yasaya göre yapıldı? Çünkü hiçbir yasada bununla ilgili bir hüküm yok. Raporun yazımının gecikmesinden ötürü 10 trilyonluk gelirin Hazine'ye aktarılamamasından kim sorumlu olacaktır?
MALİYE NEREDE?
Vergilerimiz hayalicilere ödenen KDV'lerle uçuyor.
- Yalnız bu mu? Baksanıza off-shore'cuların uğradıkları zararlar bile vatandaşın ödediği vergilerle karşılanmak isteniyor. O zaman Borsa'da kaybedenler de zararlarının karşılanmasını isterlerse ne yapılacaktır? Bu sorunlar 1980 sonrasında başladı ama şu bütçenin haline bir bakın; bir yılda toplanan vergilerin yüzde 90'ına yakını, borçların faizine gidiyor. Böyle devlet olur mu?
Maliye nasıl toparlanır?
- Maliye Bakanlığı son operasyonlarla artık 'gölge'de kalmıştır. Vatandaşın ödediği verginin hakkı aranacaksa; bu, müfettiş raporlarının engellenmemesi ve vurgunların bir an önce ortaya çıkarılmasıyla olur. Yoksa, engelleme olursa akla bazı kuşkular doğar. Bakanlığın öncelikle bu konumdan süratle çıkması lazımdır. Kamuoyuna bir an önce yeterli açıklama yapılmalıdır. Aksi takdirde devletin saygınlığına gölge düşürülmüş olur.
Çare...
- Devletin öncelikle vergiyi tam ve zamanında toplaması için her türlü önlemi alması gerekiyor. Maliye'nin istihbarat merkezi sıkı şekilde çalıştırılmalıdır. Çok düşük düzeylerde maaş alan Bakanlık denetim elemanlarının özel sektöre kaçmalarına engel olunmalıdır.
Trafik Komisyonu'na çözüm önerileri
İSTANBUL Milletvekili ve Trafik Komisyonu Başkanı Ahmet Tan'a... Eski bir Trafik Alt Komisyonu üyesi olarak özellikle de yurtdışında çalışan TIR şoförlerinden almış olduğum bilgileri yardımcı olur ümidiyle sizlere sunmak istiyorum.
Kamyon ve otobüs sürücülerinin takometlerindeki hız ve çalışma sürelerinin kontrollerinde rüşvet alma söylentilerinin de önüne geçilebilmesi için seyyar trafik ekiplerinin yerine belirli noktalarda sürekli denetim yapılmalıdır. Ayrıca, sürücüler takometrelerini kontrol edilmek üzere her hafta bu noktalara teslim etmelidirler.
Kamyon ve TIR'lara Avrupa'da olduğu gibi hafta sonları belirli saatlerde trafiğe çıkış izni verilmelidir.
Kamyon ve TIR'larda tonaj kontrolü mutlaka yapılmalıdır. Taşıyıcılardan ziyade yükleme yaptıranlar sorumlu tutulmalıdır.
Taşıtlara son gün kullanım süresi getirilmelidir. Avrupa'da taşımacılığın % 90'ı demiryoluyla biz de ise % 90'ı karayoluyla yapılmaktadır. Bu çelişki süratle giderilmelidir. Bunun için master planları yapılmalı, demiryolu ve denizyoluna ağırlık verilmelidir. Bu konu tüm hükümetlerce takip edilip devlet politikası haline getirilmelidir.
Ecz. Müjdat KOÇ-20. dönem milletvekili
İETT'nin vurgunu
A. Müfit Gürtuna'ya... Harbiye'den 54 mağdur adına yazan A. Ümit Moral ‘‘İETT, ücretsiz seyahat kartı aldatmacasıyla, gazetelerin yazdığına göre 1 milyondan fazla 5'er milyon TL toplamışlardır. 15 gün sonra da bu kartların geçersiz saydılar. Verilen bir hakkın çıkar amacıyla aldatmaca yapılarak geri alınması dolandırıcılık, emniyeti suistimal ve Anayasal haklara tecavüz değil midir? Sorumluları kınıyor, İstanbul Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz.’’
Bu arada Büyükşehir Kent Orkestrası'nda çalışan sözleşmeli 40 sanatçı 8 aydır ocak ayı zamlarını alamamışlar. Bir sanatçı yakını ‘‘Müdürler altına milyarlarca lira değerinde ithal araba alırken, 1999 temmuzundan beri zam almayan bu sanatçılara kim sahip çıkacak?’’ diye soruyor.
THY mağduru olan benim acizane yazımı köşenizde yayınladığınız için teşekkür ediyorum. Akabinde THY kaybolan valizlerim zararını ödemek için ilgili sigorta şirketi, kişi başına 20 kg. bagaj ücreti olan 400 USD'yi hesabıma yatırdı. Bilginiz olsun.
Paylaş