Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy

Uğur Mumcu... Yaşamı boyunca Türk Aydınlanması’nın önündeki engelleri yıkmak için çalıştı;Devletin itibarını düşünmek yerine düşüren politikacılara karşı ödünsüzce karşı çıktı;Sağdan, soldan, dincilikten ve ırkçılıktan kaynaklanan teröre karşı sürekli savaştı; ülkeyi yönetenlerin yanlışlarını ve sapmalarını halkımıza anlatmayı öz ödev bildi; ulusal değerlere saldıran dönek ve satılık varakpârecilerin gönüllü denetleyicisiydi;Yılmak yorulmak bilmeyen örnek bir Kemalist’ti...Muammer Aksoy... 1961’deki çağdaş Anayasa’nın hazırlanmasında önemli katkı sağladı; Ulusal petrol ve madenler konusunda ödün vermez bir mücadele sergiledi; Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun önerisi doğrultusunda 19 Mayıs 1989’da ADD’yi kurdu; yılmak yorulmak bilmeyen örnek bir Kemalist’ti... Bu örnek Atatürkçülerimiz,- Uydurma dâvâlarla zindâna atılmalarına karşın, mücadelelerini ülkemizde kalarak verdiler; Türkiye’yi emperyalistlere peşkeş çekme aymazlığına karşı ödün vermeden savaştılar; amaçları, Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’nda yükselen bayrağı özenle taşımak, dalgalandırmak ve kuşaktan kuşağa devredilmesini sağlamaktı.Her ikisi de vahşî ve kanlı bir biçimde susturuldular.Başka hangi ‘suçları’ vardı bu Atatürkçülerin? - Tam bağımsız, laik, demokratik, üniter bir Türkiye Cumhuriyeti için mücadele vermek; inandıkları doğruları kalemleriyle savunmak; padişahlığa karşı Cumhuriyeti, şeriatçılığa karşı laikliği, savaşa karşı barışı, kula kulluk yapmaya karşı kişinin kendi aklını kullanmasını, teröre karşı hukukun üstünlüğünü, kardeş kavgasına karşı birlik ve beraberliği, ortaçağ karanlığına karşı Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’ni ve ilkelerini anlatmak, öğretmek ve savunmak...Ne hazindir ki, bu alçakça cinayetler bugüne kadar aydınlatılamadı. Bu nedenle de, yıllar geçmiş olmasına rağmen, kamu vicdanı rahatlamadı. Yara hâlâ kanamaktadır.Aksoy’dan Mumcu’ya, daha doğrusu Kubilay’dan Kışlalı’ya, vahşî yöntemlerle aramızdan bedenen koparılıp alınan aydınlarımızın, unutulmaz anıları önünde saygıyla eğilirken şunu özellikle vurgulamak isteriz ki, onların söylemleri ve eylemleri bizim de söylem ve eylemlerimiz olmuştur ve kuşaktan kuşağa bir bayrak gibi devredilecektir.Dursun ATILGAN-Avrupa ADD Federasyonu Genel Başkanı

Susturulan gazetecilik

? 17. Adalet ve Demokrasi Haftası dolayısıyla Ankara CUMOK’un düzenlediği ‘Dinlenen, İzlenen, Susturulan Gazetecilik’ konulu panel yarın Kavaklıdere Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 17.00-19.00 saatleri arasında. Yöneten: Haluk Yalvaç. Konuşmacılar: Faruk Bildirici, İlhan Taşçı ve Yahya Zabunoğlu.

‘Avrupa’nın başkenti’nde tarihi yapılar perişan

ANKARA’nın; AB tarafından ‘Avrupa Kenti’ ilan edilerek ödül aldığının söylenmesi ve buna ilişkin pankartların Ankara’nın her yerine asılması üzerine açıklama yapan Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Av. A. Erdem Akyüz şöyle diyor:“Ankara’nın nasıl ödül aldığını anlamak için uzun boylu araştırmaya gerek yok. Başkentin en merkezi yeri olan Kızılay ve Sıhhiye Meydanlarını birleştiren Atatürk Bulvarı üzerindeki kısa bir gezinti yeterli olacaktır.Ankara Adliye Sarayının karşısında, DTCF’nin bitişiğinde olan üst geçit altındaki çeşme, hayrat ve vakıf perişan durumdadır. Eski Türk ve Osmanlı mimarisine uygun olarak yapılan, burmalı mermer sütunlu, kurnalı çeşmenin, muslukları sökülmüş, mermerleri kırılmış durumdadır. Tinerci ve kimsesizlerin içinde yaktığı ateşlerle is ve kömüre bürünmüştür. Hergün binlerce kişinin ve turistin önünden geçtiği bu vakıf çeşmesi perişan bir durumdadır. Bu mekandaki kirlilik ve bakımsızlık ürkütü boyutlardadır. Bunların acilen düzeltilmesi gerekir.”

Çubukçu’ya karne

TÜRKİYE Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, hükümetin eğitim-öğretim yılındaki performansını değerlendirdi. Gürkan Avcı, domuz gribi lobisinin oyununa düşmeyerek okulları erken tatil etmeyen Bakan Çubukçu’nun çok doğru bir politika izlediğini, kendisine hal ve gidişat dersinden 100 üzerinden 80, kılık kıyafet dersinden 100, temsil kabiliyeti dersinden 90 verdiklerini, Bakan Çubukçu’nun bazı konulardaki başarısızlıklarına rağmen ‘Gelen gideni aratır’ sözünü bugüne kadar söyletmediğini ifade etti.