Trafikte denetimin artması Ankara’yı rahatlattı

ANKARA Emniyet Müdürüne trafikle ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı bir vatandaş olarak teşekkür etmek istedim.
Neden mi?

Özellikle Ankara’da son bir kaç senedir artan bir trafik terörü yaşanıyor. Ticari taksiler dolmuş şöförleri ve halk otobüsü sürücüleri kural tanımıyor. Kırmızı ışıkta geçiyor. Eğer siz yaya iseniz gözünüzü iki değil dört açmanız gerekiyor. Çünkü size yeşil yanmasının en ufak bir önemi yok. Üzerinize doğru her an gelen bir dolmuş yada taksi çıkabiliyor. Başıma şöyle bir olay geldi. Eşimle oğlumu bebek arabasıyla gezmeye çıkarttık eve dönerken ağladı ve ben kucağıma aldım. Kırmızı ışıkta geçerken yeşil yandı ben karşıya geçtim, eşimde bebek arabası olduğundan geçemedi. Yeşilin yanmasını bekledi bizde yolun karşısındayız ona bakıyoruz. Bebek arabasıyla yolun yarısına geldi baktımki ışık bize yeşil yanmasına rağmen bir taksi üzerine geliyor yola doğru fırladım taksiciye bağırdım görmüyor musun diye, adamın umrunda değil. Eşim yolun yarısında bekledi taksici geçti ve sağa park etti birde indi utanmadan ne bağırıyorsun lan demez mi! Birbirimize giriyorduk etraftakiler yetişmese. İşte Ankara da trafik böyleydi. Bu noktada kurallara uyan şöfor arkadaşları bu söylediklerimden tenzih ederim. Ancak arabası olan işe hergün arabayla gidip gelen her Ankaralı bu söylediklerimi eminim destekleyecektir. Ticari araç sahipleri yolları sanki kendi tapulu mallarıymış herşeyin sahibi onlar mış gibi kullanıyorlar. Ne yayalara nede özel araç sahiplerine hiç bir hak tanımıyorlar.
Son bir kaç aydır gerçekten de trafik denetimlerinin sıklaştığını görüyorum ve trafik polisi sayısıda artmış gibi bu durumdan da çok memnunum. Ankara Türkiye’nin Başkenti, trafikte de birbirimize saygının başkente yakışır olması gerekir öyle değil mi?
Murat KILIÇ

Büyükşehir aracının o otelde ne işi vardı

ANKARA Rixos Oteli’nin 11 Ekim pazar günü Tunus kapısının önünde saat 01.30 sıralarında Büyükşehir Belediyesi’nin Gıda ve Temizlik Yardım Dağıtım Aracı dörtlülerini yakmış bir vaziyette işçileri ile Rixos (5 yıldızlı) otelinde ne arıyorlardı? Şimdi sayın Gökçek çıkıp, “Araç bozuldu ya da yana çekmiş hava alıyorlardı” gibi laflarla konuyu geçiştirecektir. Ancak olay günü Antalya Millevekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun danışmanının bu otelde düğünü olduğu ve devlet büyüklerinin önemli bir bölümünün de düğüne iştirak etmiş olmaları akıllara acaba Gökçek, belediyenin imkankanlarını bu düğünde kullanmış olabilir mi sorusunu getiriyor? E.B.

Atatürk’e karşı bu rahatsızlık nedir

AB Atatürk’ü Koruma Kanunu’ndan rahatsızmış biz de rahatsızız ama kanunun işlememesinden!
Melih Gökçek Ankara’nın tarihi parklarından Gençlik Parkı’nı sözde restore ediyor ve bir da bakıyorsunuz ki adra kadabra, hokus pokus ‘Ne mutlu Türküm Diyene’ yazılı ışıklı Atatürk siliüeti yok olmuş, yerine de altın rengi top şeklinde kocam bir heykel kondurulmuş!
Tam bunu eleştirirken bir de ne olmayagörsün! Ulus Meydanı’ndaki bronz heykel, sözde bakıma alınıyor ve sap sarı çirkin bir renge boyanıyor! Gökçek çıkıyor ve “Ben de beğenmedim! Kim yapmış haberim yok” deyip sıyrılıveriyor!
Sayın Gökçek, haydi Ata’nın heykeline boyalı saldırıdan haberiniz yok diyelim; iyi ama Gençlik Parkı’ndaki ışıklı Atatürk panosundan da mı habersizsiniz? Günlerce gazeteler bu konuyu yazdı. Parkın girişindeki kaya parçasında imzanız bile var!
“Ne mutlu Türküm diyene” yazısı ve yılların ışıklı silüeti sizi neden ve niçin rahasız etti?
E.B.
Yazarın Tüm Yazıları