TMSF şirketimiz neden kapatıldı

1998 yılında Ankara merkezli İnteraktif Telekomünikasyon San. Tic. A.Ş.’yi Ankara’nın büyük bir kısmının Kablo TV alt yapısının oluşturulması ve işletilmesi için kurulmuştu. İktisat Bankası’nın hissedarı olduğu şirketimiz Türk Telekom ile 10 yıllık lisans sözleşmesi imzalamıştı. TMSF’nin 2002 yılında İktisat Bankası’nın yönetimine el koymasından sonra doğal olarak şirket yönetimi de Fon idaresine geçmiştir.

Türk Telekom’un özelleşmesi ile birlikte bünyesinde bulundurduğu Kablo TV’yi de Türksat Uydu Haberleşme A.Ş.’ye bağlamıştır. Zaman içerisinde Türksat ve TMSF yönetimleri arasında çıkan ve ne yazık ki yazılı basına da tam sayfa olarak yansıyan anlaşmazlıklar sonucu şirketimiz Eylül 2006 yılında faaliyetine, kağıt üzerinde faal kalmak kaydıyla ve personel alacaklarının tümüyle ödeneceğine dair teminat verilmesine karşın kapatılmıştır.

Aradan 29 ay geçmiştir.

Başlangıçta bazı personelin alacaklarının tamamı, bir kısmına ise kısmen ödeme yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarına başta olmak üzere çeşitli makamlara bakiye ödemelerin yapılması hususunda yapmış olduğum yazılı müracaatlar olumlu bir sonuç vermemiştir. Yazılarım ilgili makamlar tarafından TMSF’ye gönderiliyor. TMSF Tahsilat Dairesi’nden gelen yazılarda ise özetle "Şirket ile Türksat A.Ş. arasında kablo televizyon şebekesi mülkiyeti ve işletmesinin kime ait olduğu yönünde ortaya çıkan ihtilafın yargıya taşındığı, yargının verdiği ihtiyati tedbir kararı ile şirketin faaliyetsiz ve gelirsiz kaldığı bu nedenle çalışanların çeşitli tarihlerde iş akitlerinin fesh edilmek zorunda kalındığı, şirketin tekrar faaliyete geçmesi veya bir mali kaynak temini halinde bakiye alacaklarımızın ödenebileceği"

belirtilmektedir. Peki neden şirket ile T.Telekom arasında imzalanan sözleşmenin bitim tarihi beklenmedi? Vergi, SSK ve piyasa borcu bulunmayan ve TMSF’ye de düzenli ödemelerini yapan şirketimiz neden kapatıldı; bu da ayrı bir soru işaretidir.

Hiçbir sorumluluğu olmayan personelin, TMSF yani devlet tarafından cezalandırılmasını anlamak mümkün değildir. Yurtiçi ve yurtdışında karşılıksız yardımlar yapan devletimiz, hakkımız olan alacaklarımızı ödemekte neden duyarsız kalmaktadır? Şirket satılacak ise borç ve alacakları ile satılacaktır.

Devletimiz yine mağdur olmayacaktır. Biz personelin alacakları ise fazla bir yekün teşkil etmemektedir. İşin acı tarafı bütün kurumlar duyarsız kalmaktadır. Çaresizlik içinde bekliyoruz. Neyi ne zamana kadar bekleyeceğiz, o da belli değil... Bir vatandaş ve bir alacaklı olarak ne yapmam gerekiyor. Yapabileceğimin hepsini yaptığımı sanıyorum. Birilerinin yaptığı gibi AİHM’ye mi başvurmamız gerekiyor? Unutmayalım ki ’kol kırılır yen içinde kalır’...

Sonuç olarak personel dışında gelişen olaylar personeli çok mağdur durumda bırakmıştır. Acilen çözüm bulunmasını ve faizi ile birlikte TMSF tarafından ödemelerin yapılmasını bekliyoruz.

Tevfik KARAMAN tevfik006@gmail.com

GÜNÜN SÖZÜ

"Başbakan’ın liderlik rolünü, Davos’taki tavrından sonra Avrupa benimseyecektir. Batının ve küresel gücün desteğini alacaktır; bunu göreceğiz."

(Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü
Prof.Deniz Ülke Arıboğan)
Yazarın Tüm Yazıları