YAKLAŞIK bir ay kadar önce “Maalesef yine Tekel” başlıklı yazımızda 29.07.2009 tarihinde süresinin olacağını belirttiğimiz ünlü ‘2. el makineler’ için alınan teminat mektubunun irat kaydedilip kaydedilmediğini, gerek ayrılan Genel Müdür Fahri Arıkan’a gerekse yeni Genel Müdür Kasım Demirel’e, ayrıca da hukuk müşaviri ve avukatların yüksek vekâlet ücreti aldıklarını sormuştuk.
Ne yazık ki, yanıt alamadık.
Ocak 2005’te başlayan 17 milyon Euro’luk sigara makinesi ithalatı öyküsünden söz ediyoruz aslında. Tokat’a alınan makineler iade edildi ama.. ‘ayıplı mal’ veren MTS firmasına hiçbir yaptırım uygulanmadı. Teminat irat kaydedilmedi. Biz bu yanlış işleri sorguluyoruz. (Tekel diyoruz ama Haziran 2008’de özelleştirildikten sonra adı ‘Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri’ (TTA) oldu.)
İHALE BAŞTAN SAKATTI
Olayı hatırlayalım. Tekel 2004’te 8 sert paket makine almak için yurtdışında 6 firmayı davet etmiş (davet mektubu İngilizce, teknik ve idari şartname Türkçe), süre kısalığı nedeniyle bu firmalardan sadece MTS (İhale öncesinde Genel Müdür Sezai Ensari’nin ziyaret ettiği firma) ihaleye girmiş ve almıştı. Şartname ve sözleşmede, makinelerin yeni, teminatın kontrgarantili olacağı belirtilmişti. Bunlara uygun olmaması durumunda sözleşmenin tek taraflı feshedileceği ve teminatın irat kaydedileceği hükmüne karşın... MTS’den alınan makinelerin bu hususlara uymadığı Ankara 1. ve 7. İdare Mahkemelerinin 21.12.2005 ve 10.02.2006 tarihli kararları ile saptanmıştı. Yani ‘kullanılmış’ oldukları belirtilmişti. Bu tespit, sözleşmenin 27. maddesi gereğince teminatın gelir kaydedilmesini gerektirmekte ise de Tekel tarafından yerine getirilmemişti. MTS de, teminatının serbest bırakılması istemiyle sorunu 2006’da yargıya taşımıştı. Ne acıdır ki bu dava görülürken maaşlarının dışında binlerce YTL vekâlet ücreti alan Tekel avukatlarının savunmalarını, sözleşmenin ilgili maddelerine göre değil de, MTS’nin lehine olan maddeler üzerinden yapmaları garip karşılanıyor. Bu süreçle ilgili olarak “Tekel’in üretim kayıpları yargıdaki savunmada neden gündeme getirilmedi” sorusunu ortaya çıkarıyor. Şartname ve sözleşme iyi incelenmeden yapılan bir savunma da Tekel için “kayıp” oluyor. Bir başka gariplik de, Tekel’in 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açmış olduğu tazminat davasını takip etmemesi hususunun mahkemece dikkate alınarak MTS’nin teminat mektubunu iadesiyle ilgili açmış olduğu davanın şirket lehine sonuçlanması...
YENİ SORULAR
1- Tekel’in hesap ve işlemlerini sürekli denetleyen Başbakanlık Yüksek Denetleme bu olayları neden incelemiyor? 2- Başmüfettişler Zekai Özdemir ve Fikret Eren, MTS firması ile Tekel’in imzaladığı sözleşmenin 27. maddesini neden görmezlikten geldiler. 3- Makinelerin ‘2. el’ olduğuna ilişkin iki idare mahkemesi kararı olduğu niye göz ardı edildi? 3- Teminatın kontrgarantili olup olmadığı neden incelenmedi? 5- Halen THY Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten -o tarihte Tekel Yönetim Kurulu Başkanı ve Kemal Unakıtan’ın eski danışmanı olan- Kazım Çalışkan, İstanbul C. Başsavcılığı tarafından sorumlular hakkında açılan davaya Tekel’in “Zarar-ziyanı yoktur” diyerek karar aldırması, mahkemeyi yanıltmaya yönelik sayılmaz mı? 6- Bir müdürün 350 lira için Ağır Ceza’da yargılanması için sayfalarca rapor yazan müfettişler (ve de Teftiş Heyeti) makine alımları ile ilgili olaylara daha ne kadar duyarsız kalacaklar? European Tobacco’nun 290 bin dolara almak istediği Tekel’in 2. el makinelerinin aynısının Kıbrıs’a 1.1 milyon Euro’ya alınmasındaki sorumlular da unutulmamalı hiç.
Memurlara karşı açılan davalara aslan kesilen hukuk müşavirliği, ‘2. el makineleri’ satmak isteyen MTS’ye karşı suspus olurken galiba biz daha çok şey yazacağız.
(Meclis KİT Üst Komisyonu’nda bugün Tekel’in hesap ve işlemleri incelenecek. Komisyon üyeleri inşallah bu hususları dikkate alırlar. AKP’li Başkan Ünal Kacır, yardımcısı Vahit Kiler, yazılanları iyi okuduklarında vahameti daha iyi anlayabilirler.)
Türel: Peşkeş çekmedim
ANTALYA eski Belediye Başkanı Menderes Türel, pazar günkü ‘Yavşak işler’ yazısı üzerine aradı, kendi dönemiyle ilgili eleştiriler nedeniyle kendisine haksızlık yapıldığını söyledi. Turizm yatırımcısı Fettah Tamince’nin şirketinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak göreve başladığını açıkladı, Lara Düden Park ile ilgili olarak Savcılığa intikal eden ve Başbakan’ın geçenlerde kısaca gündeme getirmek istediği ‘skandal’ üzerine “Savunma yapmak durumundayım” dedi. Türel, Düden’i geçen dönem Muratpaşa CHP Meclis üyesi Yasin Tekdemir’e 1 milyon TL’ye değil, 800 bin TL artı KDV’ye ihale ettiğini söylüyor. (Gene yaklaşık 1 milyon TL tutuyor) Ancak Yasin Tekdemir, belediyenin kendisine açmış olduğu tahliye davasına itiraz ederek belediyeyi davalı durumuna düşürmüş. Tahliye davasının iptali ile ilgili müracaat ihale yapılmadan gerçekleşmiş. Buna rağmen belediye Tekdemir’e, belediyeye açtığı davalardan vazgeçmesi halinde bu ihaleyi onaylayabileceğini bildirmiş. Türel, Pekdemir’e belediye ile hem davalı olup, hem de iş yapmayı etik bulmadığını söylemiş ve davalardan vazgeçmesi halinde ihalenin onaylanacağını aktarmış. Pekdemir, “Bu konuyu hukuk çözsün, davamdan vazgeçmiyorum” deyince belediyede ihaleyi iptal etmek zorunda kalmış. Daha sonra Düden’le ilgili projede fonksiyon değişikliklerine gidilmş. 4 lokanta çay bahçesi ile kır kahvesine çevirilmiş. Otopark, tuvalet ve spor tesislerinden halkın yararı gözetilerek ücret alınmamasına karar verilmiş. Büyükşehir yeniden ihaleye çıkmış, ancak bu kez fonksiyon değişikliğinden ötürü ihaleye en yüksek 350 bin TL teklif gelmiş. Türel, Abdurrahman Bozdaş’ın yaptığı kayıtlarda CHP’li EKDAĞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Ocak’ın, “Ben oraya 400 bin TL vermem” dediğine dikkat çekiyor.
Sonra bilindiği gibi ihale Abdurrahman Bozdaş’a veriliyor. Büyükşehir Belediyesi’nde yönetim değişince iki CHP’li, hissenin %60’ını almak istiyorlar. Bozdaş, bunların ses ve görüntülerini alıyor. Görüntülere göre “Kardeşim bizimle anlaşamazsan sana burada ekmek yok” diyor CHP’liler. Türel soruyor: “Belediyenin EKDAĞ Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Ocak ile Kepez Meclis üyesi Serdar Tanrıkulu, suçsuz iseler neden partilerinden istifa ettirildiler. (Tanrıkulu istifa ettirildi, Ocak ise partiden ihraç için il disiplin kuruluna sevkedildi) Niye Savcılığa suç duyurusunda bulunuldu? Bir tek cevabı var, kendilerini kurtarmak için. İşin bu boyutuna kimse bakmıyor. Ben ihaleyi ilkinde iptal ettim ama orasını kimseye peşkeş çekmedim. Ben hiç partizanlık yapmadım, bunu biliniz. Resmen onlar işletmeye ortak olmak için elektriğini, suyunu kesip baskı yapıyorlar. Bu yolsuzluk değil de nedir?”
GÜNÜN SÖZÜ
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edeceğini düşünmek aptallığın en büyük kanıtıdır.”