Paylaş
Tekel’in 2003’teki ihale bedeli 1.15 milyar dolardı; 2008’deki ihale bedeli ise 1.72 milyar dolardır. Merkez Bankası kurlarına göre, 2003’te dolar yaklaşık 1.33 YTL; 22 Şubat 2008 tarihindeki ihale günü ise 1.20 YTL idi. Bu kurlarla ihale bedelleri çarpıldığı takdirde aradaki fark yaklaşık olarak 400 milyon YTL olduğuna göre, Tekel daha fazla bedelle ihale edilmiş olmuyor mu?
Diğer taraftan ’bilmeyenlerin dillerinden düşürmediği’ 2004 yılında, birtakım hileli yollarla 2. el makineler alınsaydı, Tekel’in fiyatı daha yüksek olurdu ’palavrası’nın da rakamlar ortaya döküldüğünde temelden sakat olduğu görülecektir.
Bir şey daha hatırlatalım... 2004 yılında iki vardiyada 11.000 ton kutulu sigara üretme kapasitesi olan Tekel’de aynı yıl kutulu sigara satış miktarı 8510 tondur... 2005 yılı içerisinde aylık ortalama 800 ton kutulu sigara satan ve her ay sonu ortalama 500 ton stok devreden bir işletmenin makine gereksinimi olduğu söylenebilir mi? Herhalde bunu Tekel’ciler de doğrular.
Keza, 2006 yılında Tekel, Tokat sigara fabrikasına beş adet, Samsun fabrikasına 2 adet 450 devir dakikalı 7 kutulu ’yeni’ makine aldı. Bir örnek verirsek; Tekel’in en çok satılan kutulu sigarası, ’Tekel 2001’dir. 2006’da ’Tekel 2001’ sigarasının toplam satış rakamı yaklaşık 18 milyon kilo; 2007’de ise 16 milyon kilodur. Bu rakamlar kıyaslandığında Tekel’in satışlarının düşüşünün nedeni kutulu makine değil, sık sık gündeme getirdiğimiz siyasetçilerin oyuncağı haline gelmiş, bazı yöneticilerin beceriksizliğidir...
Hál böyle olmasa bile eski Genel Müdür Sezai Ensari’nin ileri sürdüğü düşünceleri savunmak mümkün değil... Tekel’e ünlü 2. el sigara paket makinelerini ’yeni’ diye pazarlayan Ispanyol MTS ile bu firmanın sahibinin oğlunun; (bundan önceki yazılarımızda sözünü ettiğimiz aracı) Şenol Çelik ve Bessam Yıldırım ile birlikte kurduğu ’FZCO-Dubai’ firmasıyla ortak girişim grubu olarak girdikleri ve kazandıkları Tekel ihalesinde, Kamu İhale Kurulu’nca saptanan 14 ayrı mevzuata aykırılığın incelenmemesine ne demeli?
Tekel’in değerinin pazar payı ile doğru orantılı olarak düşmesinde konuşamayacak kişilerin başında eski Genel Müdür Sezai Ensari gelmekle birlikte, Maliye Bakanı Unakıtan, ÖİB Metin Kilci, eski Tekel Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Çalışkan’ı da unutmamak gerekmiyor mu?
Tekel’le ilgili KİT Alt Komisyon incelemesi 5 Mart Çarşamba günü başlıyor. KİT Komisyon üyesi milletvekilleri, bunları dikkate alır mı bilemeyiz ama vurdumduymazlıkların ülkemizi ne hale getirdiği ortada... Haydi hayırlısı...
THY’de steward’lar artıyor, hostesler giderek azalıyor
"BİR dostum THY ile seyahat edeceksen dikkat et; kabin memuru olarak görev yapan hostesler azalıyor, bindiğin ilk uçakta bir say bakalım, dedi. 25 Şubat’ta THY ile New York’a seyahat ettim. Sık sık da Amerika’ya gider gelirim. Dostumun dediği doğru çıktı, uçakta ’erkek hostesler’ daha çoktu; yani steward’lar... Saydım, 11 görevliden ancak 5’i hostesti. Türkiye’deki dostuma telefon ettim; ’Doğru, erkeklerin sayısı artmış’ dedim. Bana ’THY yönetimi daha çok erkek hizmetli alıyor’ dedi. Hostesler artık etek de giymiyorlar. Gerçi, Avrupa’nın diğer havayollarında çalışan hostesler de genellikle pantolon giyiyorlar artık. Ama dostumun söylediği şu gerçek de var: THY’de yaklaşık 1/4 oranında olan kadın hostes ağırlığı artık yarıya gelmiş; yani daha çok steward’lar alınıyor.
Demek artık türbanlı THY’de türbanlı hostes dönemi başlarsa, hiç şaşmamak gerekiyor."
Samsun’da kapatılan 2 santralın öyküsü
SAMSUN’un Tekkeköy İlçesi’nde kurulu 2 mobil santralın mahkeme kararı ile faaliyetlerinin durdurulmasından dolayı kentte büyük sevinç yaşandı. Herkes "Artık rahat bir nefes alıp zehirlenmeyeceğiz" dedi. Bu santralların uzun bir öyküsü var:
2000 yılında yapılan ihaleyle ’Mobil’ adıyla sabit santrallar halkın tepkisine rağmen faaliyete geçirildi. Çaresiz halkın imdadına Samsun Baro Başkanlığı yetişti ve 11.3.2002’de İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Samsun İdare Mahkemesi, açılan yürütmeyi durdurma talepli iptal davasında yetkili olmadığını belirterek, dosyayı Ankara 10. İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, 20.2.2003’teki kararında mobil santralların çalışmasını durdurdu. Ekim 2003-Temmuz 2007 döneminde yapılan sözleşme gereği devlet faaliyetleri durdurulduğu için Cengiz Enerji AŞ ile Aksa Enerji AŞ’ye toplam 128 milyon 199 bin 310 dolar tazminat ödedi.
’Siyaset’ bu süreçte hep vardı.
Mobil santrallar, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan yönetmelik değişikliği ile ’ÇED olur’ raporu verilerek genel seçimlerin ardından 1.8.2007 tarihinde apar topar tekrar faaliyete geçirildi. Bunun üzerine Samsun Barosu bu ’olur’ raporunun iptali için aynı ay içerisinde Ankara 10. İdare Mahkemesi’ne tekrar dava açtı. Dava geçtiğimiz 22 Ocak’ta sonuçlandı ve mobil santralların faaliyetinin durdurulmasına karar verildi.
Bu büyük bir hukuk zaferiydi; bunun arkasında çevreye ve insan sağlığına zarar verdiği için yıllardır mücadele eden duyarlı Samsunseverler ve STÖ’ler vardı. Hukuki zaferinin ardından evlerine ve işyerlerine Türk bayrağı çekenler oldu. Artık zehirlenmeyeceklerdi.
Samsun Baro Başkanı Ahmet Gürel, Ankara 10. İdare Mahkemesi’nin örnek bir karar verdiğini belirterek, "Bu yargı kararının uygulanması ve santralların artık buna göre çalıştırılmaması gerekmektedir" diyerek, bölgede kurulması planlanan termik santralın faaliyete geçmesi durumunda aynı hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirtiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
"KIBRIS’ta sessiz bir volkan var... Egemen devletten vazgeçilmesi, hele bu Rum’un dayatacağı bir anlaşma olursa, Kıbrıs ve Türkiye’de olacaklardan korkarım. İnşallah olmaz, Türkiye’nin bu sıkıntılı günlerinde bir Kıbrıs sıkıntısı çıkmaz, dilerim. Başa gelecekler iyi düşünülmelidir."
(KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş)
Mesaj Panosu
ORDUMUZ, vatanımız için bu zor hava koşullarında terör yuvalarını yok ederken verdiği şehitler için yerel ve ulusal TV’lerimizde eğlence programlarının ağırlaştırılmasını, bayrak logosu kullanılmasını, futbol müsabakalarına çıkan oyuncuların kollarına bant takmalarını ve maçtan önce saygı duruşu yapmalarını talep ediyoruz.Y. Selami BOR
Paylaş