Tarihten ders

KADIKÖY'den E.G., ‘‘Her zaman tarihten ders almak gerekiyor’’ diyerek şöyle diyor:

Kadıköy'de Salıpazarı (Kuşdili çayırı) vardır; salı ve cuma günleri burada pazar kurulur. O pazarın hemen kıyısındaki bir türbenin arkasında (eskiden mezarlıktı, kaldırıldı) mütevazi bir mezar vardır. Mezar taşında şöyle yazar:

‘‘Millet ve memleket uğruna şehit olan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal'in ruhuna fatiha! (...) Türk milleti edebiyen yaşayacak, müslümanlık asla zeval bulmayacaktır. Allah millet ve memlekete zeval vermesin. Fertler ölür, millet yaşar, inşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır.’’

Okurumuz, Yozgat Valiliği'nin internet sitesinden aldığı bilgilerle bu yazıya kaynak teşkil eden olayları sıralıyor. Ermeni çetelerinin çıkartıkları olaylara karşılık Osmanlı, 'Tehcir Kanunu' çıkartıyor. Buna karşılık Ermeniler isyanlarını sürdürüyor, 1915'de Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesi köylerini ateşe veriyorlar. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in öncülüğünde isyan bastırılıyor ve Ermeniler, Suriye'ye gönderiliyor. Mondros Mütarekesi'nden sonra 'gadre' uğramış durumunda ortaya atılan Ermeniler, kendilerini sürgüne gönderenlerin cezalandırılmasını istiyorlar. Padişah baskılara boyun eğmek zorunda kalıyor. Boğazlıyan Kaymakamı ve Mutasarrıfı Kemal Bey 'suçlu' bulunuyor.

PADİŞAH BİLE ÖNLEYEMEDİ

Duruşmalarda İngiliz Yüksek Komiserliği'nin, Rum-Ermeni Şubesi'nin temin ettiği birçok yalancı şahite Kemal Bey aleyhine şahitlik yaptırılıyor. Duruşma sürerken İngiliz ve Ermenilerin baskısıyla mahkeme başkanı değiştiriliyor. Ve 1919'da Kemal Bey idama mahkum ediliyor. Padişah Vahdettin ‘‘Ferit Paşa millet ile Padişah arasında siyah bir perde çekti’’ diyerek kararı imzalamak istemiyor. Ancak Şeyhülislam Mustafa Sabri Bey, yargılamanın 'adaletli olduğunu ve idamın yerine getirilmesi' yönünde görüş bildiriyor.

Valilik sitesinde Kemal Bey'le ilgili şu yorum yeralıyor: ‘‘Bu şekilde verilen fetva ile Ermenilere kısas hakkının verilmiş olması gibi garip bir adalet ölçüsü ve İngilizlerin baskısı ile Türk hükümeti ve İslam müftüsü, bir Türk İslam vatanseverinin idamını tasdik ettiler.’’

Kemal Bey, İstanbul'a getirilerek Beyazıt Meydanı'nda idam ediliyor.Vasiyeti üzerine Kadıköy Kuşdili'ndeki mezarlığa gömülüyor.

ECNEBİLERİN OYUNU

İdam sephasında şunları söylüyor:

‘‘(...) Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet.’’

Ancak millet kendisini unutmuyor ve TBMM'nin 14.10.1922'de çıkarttığı özel bir kanunla 'milli şehit' olarak ilan ediliyor.

Okurumuz E.G. son sözünü söylüyor: ‘‘Bunları ne için yazdım.... O günlerden bugüne baktım; Rauf Denktaş'ı görür gibi oldum... Dilerim, Sayın Denktaş'ın akıbeti, Boğazlıyan Kaymakamı gibi olmaz!’’

Çiçek’ten Uzanlar’la ilgili açıklama

ADALET Bakanı Cemil Çiçek dünkü ‘‘Uzanlar'ın iadesi (Gülay) Çokay'ınkine benzemesin’’ yazısı üzerine arayarak, ‘‘Biz de benzememesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz’’ dedi.

Çiçek, suçluların iadesinin ve kaçakların yakalanmasının ya uluslararası sözleşmelerle ya da ikili anlaşmalarla mümkün olabildiğini hatırlattıktan sonra şunları söyledi:

‘‘Uzanlar'la ilgili olarak Şişli Sulh Ceza'dan gıyabi tutuklama kararı çıkınca geçen ağustos ayında 'kırmızı bülten' çıkarttık. Çünkü, bu kişiler (Kemal ve Yavuz Uzan), Türkiye Cumhuriyeti tarafından dolandırıcılık, sahtecilik, zimmetine para geçirme ve Bankalar Kanunu'na muhalefetten aranıyor. Aradan geçen zaman içinde Interpol ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü aracılığıyla 5 Aralık'ta bakanlığımıza iki kişinin Amerika'da olduğu yolunda haber gelince gerekli işlemlere başladık. Zaten bu konuda daha önceden dosyayı İngilizce olarak hazırlamıştık ve ABD'ye gönderdiğimiz dosya ile hemen tutuklanarak Türkiye'ye iadelerini istedik.

Hangi anlaşmaya göre.

-
Aramızdaki ikili anlaşmadan doğan haklarımıza göre... Dolayısıyla Adalet Bakanlığı olarak yapabileceğimiz budur. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ilgili dairesi, olumlu anlamda gerekli gayreti gösteriyor. Ancak bu kişiler Amerika'da ise... Ama ABD'nin durumu farklı, her eyaletin kanunları var. Bunun dışında biz bir değerlendirme yapamayız. Gazetelerde çıktı; Amerika yakalanırlarsa iade edeceklerini bildirdi.

Siz Amerika'ya gitmiştiniz.

-
ABD'de Adalet Bakanlığı bünyesinde yolsuzluklarla mücadele ile ilgili bir komisyon var. 50-60 hakim ve savcı görev yapıyor bu komisyonda. Uluslararası kurallar neyse, ne gerekiyorsa yapılacaktır. Ancak, aklımıza gelmeyen konu varsa herkesi dinleriz.

Örneğin Uzanlar, California'da ise...

-
Benim oranın savcılığına çat kapı telefon etme yetkim yok. Temayül gereği Dışişleri'ne yazarız, onlar elçiliğimiz aracılığıyla ABD Adalet Bakanlığı'na sorarlar.

Gülay Çokay'ın iadesinde bazı belgelerin eksik olduğu ileri sürülmüştü.

- Doğru olamaz... Örneğin bizim Metin Kaplan için yapmadığımız iş kalmadı; belki 50 defa talepte bulunduk; dosyalar hazırladık. Eğer o ülke eksik buluyorsa, bizden belge isteyebilir. Biz her zaman birçok ülkeden iade işlemi yaptırıyoruz. Kamuoyu merak etmesin, yakalanıp iade edilmeleri için biz üzerimize düşen görevi yapıyoruz.

Biliyor musunuz?

CHP'ye geçen eski ANAP milletvekili ve Bakırköy Belediye Başkanı Naci Ekşi'nin Küçükçekmece'den adaylığa hazırlandığını... AKP'nin Bakırköy'e, il genel meclisi üyesi Mimar Salih Taşbaşı'yı (eski ANAP'lı) düşündüğünü... Bağcılar Belediye Başkanı Av. Feyzullah Kıyıklık'ın bu kez Küçükçekmece'den adaylığının gündeme geldiğini... Tutuklu ANAP'lı belediye başkanı Orhan Tıraşoğlu'nun yolsuzluklarıyla ünlü Beylikdüzü (Kavaklı) Beldesine DYP'den işadamı Murat Gülal'ın aday gösterileceği... CHP'nin Bahçelievler adaylığına Musa Çulha'nın adının geçtiğini... Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu'nun, partisi ANAP'tan ya da bağımsız adaylığı düşündüğünü...

Biliyor musunuz?
Yazarın Tüm Yazıları