HALEN Dikmen Vadisi 2. Etap’ta Belediyenin arsa sahiplerine verdiği konutlarda oturmaktayız. Evlere yerleştiğimizde bize kısa sürede tapularımızın verileceği söylendi.
Ancak aradan yaklaşık 8 sene geçmesine rağmen halen tapularımızı alamadık. Tapuları olmadığı için konutlar rahatlıkla alınıp satılamıyor, devamlı bir tedirginlik içindeyiz.
Büyükşehir Belediyesi’nden tapularımızla ilgili bilgi istediğimizde ya baştan savılıyoruz veya bir takım bürokratik zorluklar anlatılmakta. Sayın Gökçek gerek yazılı gerekse görsel basında kısa sürede iş bitirmesiyle (50 günlük, 60 günlük köprüler, alt geçitler) övünmekte oysa Dikmen Vadisi’ndeki hak sahiplerini 8 yıldır süründürmektedir.
Özdal KUTLU
Doğru söylemiyorsunuz
HÜRRİYET Ankara’da, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’nın su sorunu olmadığını söylediğini okudum. Doğru söylemiyor.
Ben 3 ay önce Batıkent Kardelen Mahallesi’nde bir daire aldım. İki aydır oturuyorum ancak benim evime üç gündür hiç su gelmediği gibi ondan öncede sadece hafta içi belli saatlerde basınçsız olarak geliyordu ve hiç bir zaman sıcak su kullanamadım. Komşular bu sorunun bir yılı aşkın süredir olduğunu söylediler.
ASKİ’ye durumu belirttiğimizde; suyun olduğunu söylüyorlar.
Av. Ertuğrul Cem CİHAN
Kültürel değerlere sahip çıkmak lazım
ANKARAM Platform "Ankara’da yaşanan sorunların çözümüne ’bir nebze bile katkıda’ bulunmayacak Ankara Gar Meydanı’nı işlevsiz kılarak kamusal alanların yağmalanmasına zemin hazırlayacak olan Büyükşehir’in Gar Önü Katlı Kavşak Projesi’ne karşı çıkarken, herkesi bu konuda duyarlı olmaya" çağırıyor.
Projenin ’yanlışlığı’ konusunda şu tespitler yapılıyor:
- Gar kavşağı, yapılan düzenleme ile bugünkünden daha yetersiz bir hale getirilmekte, bir yöndeki trafik için sağlanan kesintisiz akıma karşılık, diğer tüm yönlerdeki hareketler için kapasite azalmakta, sıkışıklık artmaktadır.
- Ankara’da kent meydanlarının önce kavşaklara sonra da yeraltı tünellerine dönüştürülmesi sürecinde tarihi Gar Meydanı (kavşağı) da bir tünel giriş-çıkışı haline getirilmiş olacaktır.
- Alt geçidin inşaatı sırasında, koridordaki çevresel, kültürel ve tarihi değerler tahrip edilecektir.
Küresel sermaye egemenliğinin son temsilcisi olarak AKP, emekten yana olan, ulusal olan tüm değerleri tahrip etmekten çekinmemektedir. Mutlak teslimiyet anlayışı ile iradeler üzerinde tahakküm kurulmak istenmekte, tüm değerler hiçleştirilerek toplumsal hafıza silinmeye çalışılmaktadır."
Ankara Platformu’nun, yıllardır Ankara Belediyesi’ni şu noktalarda uyardıklarını da hatırlatıyor:
- Ulus tarihi kent merkezin,
- Atatürk Orman Çiftliği,
- Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi,
- Katlı kavşak projeleri,
- Doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi... gibi proje ve çalışmalarınızda, yaya önceliğini sağlama, şeffaflık, katılımcılık, kültür varlıklarının korunması, Cumhuriyet’in simge değerlerinin gözetilmesi, Ankara’nın ’başkent’ kimliğinin korunması gibi konularında sınıfta kalıyorsunuz, hatalarınızdan ders almıyorsunuz.
Biz, Ankara’nın Melih Gökçek yönetiminde özellikle AKP iktidarı döneminde belirli bir plan dáhilinde yönetildiğini biliyoruz. Ancak bu plan kentin, toplumun, kamusal çıkarın planı değildir. Bu plan kamusal alanların yok edilmesi planıdır. Bu plan kentin ve ülkenin talan planıdır. Bu plan kurumsal rüşvet araçlarıyla rant projelerinin hayata geçirildiği emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin planıdır."
Ankaram Flatformu’na, bu çalışmasından ötürü teşekkür ediyoruz.
3 değil, 13 çocuk olsun
BAŞBAKAN Erdoğan "eğer nüfusumuzun azalmasını istemiyorsanız, bir ailenin en az üç çocuğu olmalı. Azını isteyenler Türk Milletinin kökünü kazımak istiyorlar" diyor.
Yurttaşın ekonomik durumu bozulmuş, hükümetin uzattığı erzak paketlerine el açmış, belediyelerin hayır çarşılarından, aşevlerinden karınlarını doyurmuş, iki çocuğunun gereksinimini karşılamakta zorlanmış; kime ne?
Öyle ya ’Allah deldiği boğazı doldurur!’
Her aile ’en az üç çocuk yapmalı’ onun için de!
Bana kalırsa Başbakan bu sözleri önüne çıktığı ’milli iradenin’ gözlerine bakarak değil, geriye dönerek iktidar ’nimetlerinden’ yaralanan ’birlikte yürüdükleri’ ekonomileri güçlü destekçilerine söylemeli...
Onlar için üç çocuğum da, on üç çocuğunda gereksinimlerini karşılamak o denli sorun olmaz!
Dar gelirli yurttaşın ’en az üç çocuk’ yapmasının aileye vereceği ekonomik zorluk, bol gelirlilerle karşılaştırıldığında ne demek istediğim çok iyi anlaşılacak.
Anlaşılmıyor mu?
Başbakan’ın da ’en az üç çocuk’ söylemi anlaşılmıyor doğrusu...
Erol OKTAY
Büyükşehir’e ulaşamıyoruz
HİLAL Mahallesi Hollanda Caddesi Yıldız’da ikamet etmekteyiz. Yaklaşık bundan 3 ay önce bir kanalizasyon çalışması yapıldı. Daha sonra buna müteakip yolumuz bozuk ve engebeli bir hale geldi. Bütün telefonlarımıza rağmen yetkili birine ulaşamadık. Büyükşehir Belediyesi, Yol Şubesi, Fen İşleri ve Asfalt Şubesi’ne açtığımız sayısız telefon cevapsız kaldı. Artık asfalt da istemiyoruz. Sadece dökülen çakıl taşlarının temizlenmesine razıyız.