YOL-İŞ Sendikası yıllarca temsil ettiği sınıftan ayda işçi yevmiyesinin %80’ni aidat olarak alıyor.
Bu da ortalama her işçiden 30-50 YTL maaştan, çek-of sistemiyle sendikanın hesabına geçiyor. Bu sistem böyle devam ettikçe de kendi sınıfının kanını emmeye devam edecek. Bugün Yol-iş Başkanı 9.5 bin YTL, yardımcıları 8 bin YTL civarında net maaş alıyorlar. 4 tam maaş tutarındaki ikramiyeyi de sayarsak ortalama maaşları 12 bin YTL’ye geliyor. Sınırsız temsil karşılama, harçırahlar v.b. hariç...
Bu ülkede sürekli milletvekili maaşları konuşulur ama sendikacıların maaşları hiç konuşulmaz. Bari sendikacılık konusunda bir gayretleri olsa da, o da yoktur! Sendikacılık aslında zor bir iştir. Fakat, kamu sendikacılığı ’fırıldak’ çevirmeyi becerebiliyorsan, düzene ayak uydurabilmişsen kaymaklı ekmek kadayıfıdır. Çünkü, kamuda hak elde etmek mücadeleye tabi değildir. Kamuda işten atılmak sorunu da yoktur. Sendika işten atılmış birilerinin hakkını arasın. Sözleşme zamları sendikaların mücadele ile aldıkları zamlar olmamıştır. Çünkü siyasetçiler oy uğruna seçim kazanma arzusu ile zaten işçiye parayı vermektedirler... Türkiye’nin en büyük sendika konfederasyonu Türk-İş’in üyesi kamu işçisidir. Bu konfederasyona bağlı sendikaların ise, Türk sendikacılığına zerre kadar faydası yoktur! Özel sektör sendikacılığı yapmak gibi gayeleri yoktur. Çünkü, özel sektör sendikacısı olmak, sendikacı olmayı gerektirmektedir. Oysa bunlar düzenden sömüren, düzenin tuzu kurularıdır. Türk-İş’in 400 bin civarında üyesi vardır. Ve bu konfederasyon en büyük konfederasyon olarak öğünmektedir. Oysa Türkiye’de işçi sıfatıyla çalışan 10 milyon insan varken,400-500 bin kamu işçisi ile en büyük konfederasyonum demek için insanın utanması gerekmez mi?
Bunlar utanmazlar!
20 milyar maaş alırken de, gayrimenkul krallığı ortaya çıksa da haksız elde ettikleri kazanımlar ortaya çıksa da bunlar utanmazlar! Bir de biz sivil toplum örgütüyüz derler. Hangi sivil topluma hizmet ettiklerini de bilen yoktur!
Maalesef ağalık sistemini eleştiren bu çağdaş zihniyet kendileridir. ’Modern ağalık’ sistemi kurmuş ve bizim kafası çalışmayan vatandaşlarımız ise bunlar bizim haklarımızı koruyor diye arkalarından sürükleniyor. Bizler bunlara mustahakız... Ne düşündürücü bir durum ki bir devlet düşünün kendi işçininin haklarını koruyamıyor da sendika dedikleri ’modern ağaların’ ellerine teslim ediyor.
Fuat ÖZBEY-ANKARA
TCDD, Deniz Feneri’ne bağış standı açtıramaz
AKP hükümetinin iş başına gelmesinden bu yana meydana gelen yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya döküldüğü bir süreci yaşamaktayız. Biz emekçilere insanca yaşam koşullarını yaratmak, sosyal devletin gereklerini yerine getirmekle görevli hükümet uygulamalarıyla her geçen gün sosyal devleti sadaka kültürüyle yaralamakta, bunun yerine sadaka toplumu yaratma çabası içinde olduğunu görmekteyiz.
Deniz Feneri Derneği e.V de bu uygulamaların bir aracı olarak faaliyetini sürdürmektedir. Aç ve yoksul vatandaşlara yardım adı altında iyi niyetli vatandaşlardan topladıkları bağışları nasıl suiistimal ettikleri Alman mahkemeleri kararıyla ortaya çıkmıştır.
Bu derneğin yolsuzlukları bu kadar ayyuka çıkmışken bu dernekle aynı ismi taşıyan ve ülkemizde faaliyet gösteren Deniz Feneri Derneği’nin TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın bilgisi dáhilinde olduğunu düşündüğümüz Ankara Garı içinde yardım ve bağış toplama standı açmışlardır. Kendi işyerimiz olan Gar’da Sendikal faaliyetlerimiz için her türlü engeli ortaya koyan anlayış, söz konusu ’Memurlar Vakfı’ ve ’Deniz Feneri’ gibi yandaşları olunca her türlü kolaylığı ve kurum imkánlarını seferber etmekten çekinmemektedirler.
Sendikamız demiryolcuların ve yurttaşlarımızın iyi niyetlerinin sömürülmemesi için Ankara Gar’da kurulan Deniz Feneri bağış standının kaldırılması için TCDD nezdinde girişimde bulunmuş ancak kurum yetkilileri bunu dikkate almamışlardır.
Bunun üzerine Deniz Feneri Deneği bağış standının kaldırılmaması durumunda standın önünde basın açıklaması yapacağımızın kurum yetkililerine iletilmesiyle ’bağış standı’ apar topar kaldırılmıştır.
Almanya’da faaliyet gösteren bu derneğin adaşının mahkeme tarafından onaylanmış bu kadar suçlama ve suiistimal ortadayken, Ankara Gar’da Deniz Feneri Derneği standının açılmasına izin vererek Demiryolcularını ve Demiryollarını kullanan yurttaşlarımızın iyi niyetinin sömürülmesine izin verilmesini kınıyoruz.
Yunus AKIL-Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı
Yenimahalle Belediye Başkanı bizi kandırdı
BİZLER Yenimahalle’de oto galericiler olarak Ahmet Duyar’dan şikayetçiyiz.
Yenimahalle bölgesinde oto galericileri toplayarak size yer göstereceğim, kendi aranızda kooperatif kurun size Galeri Sitesi yapacağım dedi. Ama maalesef kaç aydır bizler galerici olarak, kooperatif kurmamıza rağmen, belediye yer göstermiyor. Belediyede bir yetkili ile muhatap olamıyoruz. Kimse bize yer göstermiyor. Daha öncede oto galerilerine kapatılacak diye tebligat gönderen Ahmet Duyar şimdi de bize arsa göstermekten kaçıyor. Bir kaç galerici arkadaş kendi aramızda para bile topladık, bankaya yatırdık. Belediye bize yer gösterirse kendi yerimizi yaparız diye... Maalesef Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar bizleri kandırdı. Yer dahi göstermedi. Bari galerileri kapatsınlar da bizler kurtulalım. Meskenlerin altlarından taşınalım çünkü zabıta memurlarıyla uğraşmaktan biz de bıktık.
Eğer Yenimahalle’den tekrar adaylığını koyup bizlerden oy almak istiyorsa yanılıyor. Bize sahip çıkmayan yer göstermeyen Belediye Başkanına neden oy verelim? Bina sakinleri ile her gün arabalar yüzünden sıkıntı yaşıyoruz.
Ankara milletvekilleri de bize sahip çıkmıyor, ancak sesimizi sizin köşenizde duyurmak istedik.