Paylaş
Abartılı projeler ve abartılı söylemleri de hatırlanan Erbakan Hoca’nın bu kehaneti tutacak gibi, % 50 oy ile tek başına iktidar artık. Hoca merhumun, ömrünün son demlerinde haylazlıkla itham ettiği eski talebeleri için sıradan olmaya başladı. Muhalefet oy kullanmaya gerek görmeyen veya oy kullanacak kadar kendine yakın bir siyasi oluşum bulamayanlar da hesaba katılırsa, muhalefet, blok olarak azınlığa düşmüş durumda, bunun siyaset diline tercümesi ise iktidarın, kendi içinde muhalif renkler bakımından, muhalif partilerden daha nitelikli siyaset arzını da kapsıyor olması. İktidara oy veren sosyoloji, muhalefetin ısrarla öne çıkardığı yolsuzluk iddialarını, iktidarın çeşitlendirilmiş ve muhtelif soslara bulanmış sosyal politikaları arasına yediriyor ve gerçek olma ihtimalinden etkilenmiyor.Tek olta atıp bütün gün balık beklemek, biraz emekli eğlencesi sayılır. Muhalefet artık, olta balıkçılığından derin sularda doğru ağ düzenekleri ile serpme yapmaya kafa yormalıdır. Yoksa Erbakan hoca daha çok haklı çıkar... S.Ö.
Günün sözü
“Küsen döşeğini ayrı sarsın mı?” Murat Sevinç (www.diken.com)
GÜLTEN AKIN’IN ARDINDAN...
“AH, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya”
PROF. ÖRSAN ÖYMEN DE SAHAYA İNİYOR
KILIÇDAROĞLU ADAY OLMASIN
ESKİ CHP PM üyesi Prof. Örsan Öymen, CHP’nin aldığı son seçim sonuçlarından sonra, tabandan da gelen bazı beklentiler ve talepler üzerine, parti içinde daha aktif olmak ve geleceğe yönelik bazı çalışmalara başlamak doğrultusunda bir karar aldığını duyurdu ve şöyle dedi:“1 Kasım 2015 seçimlerinde CHP yaklaşık % 25 oy almıştır. Bu oy oranı, birinci parti olarak çıkan AKP’nin aldığı oyların yaklaşık yarısı kadardır. Böylece CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beş yılda girdiği altıncı seçimini de açık ara farkla kaybetmiştir. CHP tabanının ve seçmeninin bu durumu kabul etmesi mümkün değildir. Kılıçdaroğlu önümüzdeki kurultayda genel başkan adayı olmayacağını açıklamalıdır. Kılıçdaroğlu böylece, bir yandan onurlu bir davranış sergilemiş olur, bir yandan da CHP’yi ve Türkiye’yi geleceğe taşıyacak genç ve yeni liderlerin önünü açmış olur.CHP’nin ihtiyacı olan şey, CHP’nin parti programındaki temel ilkeleri ve ideolojiyi özümsemiş olan genç ve yeni bir liderdir. CHP’nin yeni lideri, Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlanma devrimlerine, altı okta ifade bulan temel ilkelerine, sosyal demokrat ve demokratik sol politikalara sahip çıkmalı, CHP’yi bir düzen partisi olmaktan çıkarmalı, halkçı ve devrimci kimliğiyle ön plana çıkmalı, kadrolarını ve çözüm önerilerini bu yönde oluşturmalı, halka güven vermeli, halka samimiyet duygusuyla yaklaşmalıdır.CHP tabanı ve seçmeni, içine düştüğü karamsarlık ortamından bir an önce çıkmalı, partinin ilkelerini ve ideolojisini samimi bir biçimde özümsemiş tüm üyeleri işbirliği ve güçbirliği içinde hareket etmeli, hızlı bir biçimde örgütlenilmelidir.
YAHNİCİ: ‘MİLLİYETÇİ CAMİA ÖLÜ EVİ GİBİ’
GÖREMİYORLAR, ALGILAYAMIYORLAR
MHP’nin eski ağır toplarından Şevket Bülent Yahnici, partisine ağır eleştiriler yöneltirken “MHP 1 Kasım seçimlerinden oy, puan, sandalye kaybıyla çıkmıştır. Gün itibariyle milliyetçi camia, cenaze çıkmış ölü evi gibidir” dedi.“2002’de ülkeyi seçim macerasına sürükleyen irade ile bugün, 7 Haziran’dan 1 Kasım seçimine sürükleyen irade aynı kafa yapısıdır. 3 Kasım 2002’de AKP’ye tepsi içinde iktidar sunan irade, bugün de 1 Kasım’da yine AKP’ye tek başına iktidar kapısını açmış ve iktidarı sunmuştur. 2002’de % 18 olan oylar bugün % 12’ye düşmüştür.”Yahnici’nin eleştirileri özetle şu noktalarda toplanıyor:-Yöneticiler, MHP’nin içinde bulunduğu hazin tablonun farkında değillerdir. Dünyayı okuyamayacaksınız, Türkiye’yi okuyamayacaksınız... Etrafta olup biteni göremeyeceksiniz... Gördüğünüzü anlamayacaksınız, algılayamayacaksınız... Sonra da yenilgiyi algı operasyonları ile izaha kalkacaksınız. -Seçim kampanyanızı ürettiğiniz ve üreteceğiniz fikir ve projeler üzerine değil de çıktığınız bütün TV kanallarında “dedi, demedi, dedim, demedim, demediler, vs.” gibi basitlikler üzerine kurarsanız, netice maalesef böyle olur. - Genel Başkan ve yönetim başta olmak üzere bütün Milliyetçi Hareket camiasının Necip Fazıl’ın deyimi ile “nefis muhasebesi”ne, feraset ile düşünmeye ve davranmaya ihtiyacı vardır. Türk milliyetçisi olarak, bu sözleri ifade etmeyi zaruret görmekteyim.”
BİLİYOR MUSUNUZ?
-KIRMIZI Kedi yayınları tarafından bu yıl ‘Metin Altıok Şiir Ödülleri’nin 8’incisinin 7 Kasım’da Salih Bolat’a Tüyap Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda Marmara Salonu’nda yapılacak törenle verileceğini... -SODEV’in düzenlediği Ercan Karakaş’ın yöneteceği, İlhan Cihaner ve Yrd. Doç. Dr. Burak Cop’un konuşmacı oldukları ‘Seçim Sonuçları ve Türkiye’nin Geleceği’ panelinin cumartesi günü 18.00’de TÜYAP Karadeniz Salonu’nda yapılacağını... -TÜRKİYE Bilişim Derneği’nin düzenlediği ‘Akıllı Şehirler’ temalı 9. İstanbul Bilişim Kongresi’nin 18-19 Kasım 2015 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi ev sahipliğinde, üniversitenin Cibali Kampusu’nda olacağını...
Algan Hacaloğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na açık mektup
CHP’nin eski milletvekillerinden Algan Hacaloğlu, Kılıçdaroğlu’na bir açık mektup yayınladı.
Seçim sonrasında Kılıçdaroğlu’nun “Oylarımızı ve milletvekili sayımızı artırdık... Bunu bir başarı olarak değerlendirmiyorum. Ancak, CHP’de değişim olumlu oldu, değişim aynen devam edecek...”; Prof. Mehmet Bekaroğlu’nun, büyük bir pişkinlikle “CHP’de olan ‘olumlu değişiklikleri’ seçmene anlatacak zaman olmadı ve bu nedenle de yeterince güven tesis edilemedi” açıklamasını yaptıklarına dikkat çekerek “Ne, ülkemizin içine girmekte olduğu yeni bir karanlık dönem hakkında halkımıza umut verecek bir dirhem siyasal analiz ve mesaj; ne de, bir özeleştiri... Belli ki Partimiz; son seçim öncesi kampanya dönemine hakim olan, kaderini olası bir ‘AKP-CHP koalisyonu’ beklentisine endekslemiş, ‘suskun ve teslimiyetçi’ tavrını, seçim sonrasında da sürdürmeye kararlı idi...
Önce bir saptama yapmak istiyorum. 1 Kasım seçimlerinin sonuçları, ancak 12 Haziran 2011 Genel Milletvekili seçim sonuçları ile mukayese edilirse, Partimiz açısından ‘sağlıklı ve gerçekçi’ bir analiz yapılmış olunur.“
CHP’NİN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKILMADI
Hacaloğlu, şöyle devam ediyor:
“YCHP’lileşme sürecinin” kesinlikle sürdürülemez özde bir yapılanma olduğunu; eğer bu sürecin devamı konusunda herşeye rağmen ısrarlı olunursa, bunun, M.K.Atatürk tarafından kurulmuş olan Partimizde onarılamaz olumsuz sonuçlar yaratacağını belirtmek isterim.
Özetle; bu olumsuzluklar aşılmadığı,
• CHP’nin değerleri ve kimliğine gereğince sahip çıkılmadığı,
• “Atatürk ilke ve devrimleri, ulus devlet, ulusal bağımsızlık ve bütünlük” ile, “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapılanması” ve “çağdaş Sosyal Demokrasinin evrensel değerleri” temelleri üzerinde şekillenmiş, “çoğulcu demokrasiye, hak ve özgürlüklere, emeğe ve bireysel kültürel haklara” saygılı mevcut “Parti Programı”, Partimizin tüm söylem ve politikalarının kaynağına, “rehber belgesine” dönüştürülmediği,
• “CHP’ne yaşamlarını adamış soluklu ve özverili” önderler ve kadrolar ile gerçek vefa duyguları içinde kucaklaşılmadığı; örgütümüzün paylaşım ve dayanışma gücünü yıpratan dar kadrocu yapılanmalara son verilmediği,
• CHP’ye yönelik kurulan oportunist, ilkesiz tuzaklar ve bu tuzakların eşliğinde sürdürülen “tasfiye ve partiyi kimliksizleştirme” süreçleri, parti içi demokrasi kuralları çerçevesinde “ters yüz” edilmediği,
sürece, Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz için yaşamsal önemde olan CHP’nin, varlığını sağlıklı ve başarılı olarak sürdürebilmesi mümkün olamayacaktır...
Sayın Genel Başkan... İçinden geçmekte olduğumuz bu zor günlerde, bir köklü gerçek CHP’li olarak, sizinle samimi duygularımı paylaştım. Bulunduğunuz yüce makamın sorumluluklarının bilincinde olduğunuza inanıyorum. Bu inançla, CHP’nin tarihsel misyonunun önünü tıkayan değil, Partimizin, demokrasimizin ve Türkiye’nin önünü açacak çaba ve davranışlar içinde olmanızı diliyorum. Erdemli siyasi yaşamınıza en yakışacak tavrın, bu olacağını düşünmekteyim.
BİR İSTANBULLU GÖZÜYLE GÖKSUN’DAN ANALİZ
1 KASIM seçimlerinin bir İstanbullu gözüyle Kahramanmaraş Göksun’dan analizini şöyle yapıyorum:
Sonuçlar herkes için süpriz olmuştur; özellikle aydınlara, dünyaya hatta AKP’ye... Erdoğan bile %80 katılım bekliyordu. Durumun özeti şudur:
- Aydınlar tembel ve atılımcı değillerdir. Onların temsilcisi CHP, bir Alevi-Kürt partisi haline dönüşmüştür. Başta Kılıçdaroğlu ve CHP merkez ve il yönetimleri tamamen bu görüştedir. Adayları da Alevi kökenlidir. Taşra bu bakımdan CHP’ye oy vermemektedir. Türkiye’nin %70’i Türk ancak %12’si Alevidir. CHP aydınlar dışında Türklerden oy alamamaktadır. Örneğin K. Maraş’ta boşa giden HDP’den (59.000 HDP) 12.000 oyu alamadığından, bir milletvekilliğini AKP’ye vermiştir. Bir Alevi aday Türklerden 3.000 oy ilave bulamamıştır.
2- CHP merkez yönetimi silkelenmeli ve başta Türkler olmak üzere yenilenmelidir. Metin Feyzioğlu ve Muharrem İnce potansiyel genel başkan adayları olarak öne sürülmelidirler. Halka dönük sosyal demokrat ve kalkınmacı programlar ‘Ecevit vari’ öne sürülmelidir; bu yapılmazsa %25 oy oranı geçilemez. Döner döner dururuz.
3- Halk, MHP lideri Bahçeli’den bıkmış; K.Maraş’ta 40.000 oyu AKP’ye vermiştir. Bu oylar AKP’ye 7 vekil getirmiştir. AKP’nin oyu artmasa CHP+1 milletvekili alacaktı. AKP 369.000 olan oyunu 419.000 çıkarmiştır. MHP bu olumsuzluktan çıkmalı atıl MHP kadro ve programı gençleşmelidir. MHP seçim ofisi bomboştu. Nitekim 40.000 oy MHP’den AKP’ye gidince bir vekil de AKP’ye kaymıştır.
4- AKP’ye gelince... Halk, MHP’yi affetmemiş; AKP ye oy vermiştir. Halk, AKP yönetiminden memnundur. Herkes ‘beleşten’ emekli olmuştur. Kadınları maaşa bağlamış, devlet orman ve arazileri onlara verilmiştir, çocuklar hükumete memur olmuş, son bombardımanlar Türk seçmeni AKP’ye yöneltmiştir. AKP örgütü çok çalışmış ve vekil sayısını 7’ye yükseltmiştir. Halk geçim, iş ve huzur istemektedir. Başkası palavradır.
Aslan ÖZMEN
Paylaş