Paylaş
Fazıl Say, "Bizim Türkiye rüyalarımız biraz öldü. Tüm bakan eşleri türban takıyor. İslamcılar zaten kazandı, biz % 30, onlar ise % 70. Başka yere taşınmayı düşünüyorum" diyor.
Aferin Fazıl Say’a! Bir süre önce AB’ye bağlı Avrupa Komisyonu tarafından "2008 Kültürlerarası Diyalog" çalışmalarında ’elçi’ unvanıyla görevlendirilmiş olan Say, tam da bir ’AB elçisi’ tavrıyla konuşuyor:
Harç bitti, yapı paydos!
Haberden öğreniyoruz ki Fazıl Say, Lozan’ı beğeniyormuş, ama havaalanının kente 1.5 saat uzaklıkta olmasını da bir dezavantaj olarak görüyormuş. Artık havaalanı daha yakın olan bir başka Avrupa kenti bulup, oraya yerleşir ünlü piyanistimiz! Benim kendisine önerim, ABD’ye, Orhan Pamuk’un yanına gitmesidir.
Tatlı su aydınlarının ulusal duyarlılıklarının olmadığı; vatan, millet, egemenlik, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik ve benzeri konularda söyledikleri her şeyin de aslında ’ben-merkezli’ ve çıkar eksenli olduğunun açık kanıtıdır Fazıl Say’ın tavrı...
Şimdi biri kalkıp Fazıl Say’ın bu sözleri üzerine ’ya sev, ya terk et’ dese, ne faşistliği kalır, ne de ırkçılığı... Ama Türkiye’yi terk edeceğini ilan ederek ülkesine olan sevgisinin (!) ne boyutlarda olduğunu gösteren Fazıl Say, tabii ki faşist ya da ırkçı değil!
Peki, ne?
"Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar" mı demeli Fazıl Say’a, yoksa "gemiyi önce fareler terk eder" mi?
Fazıl Say’ın seçenekleri arasında neden ’mücadele etmek’ ve ’direnmek’ yok?
Yok, çünkü "gemisini kurtaran kaptan..." anlayışı ile şekillenmiş bencilliği, ’işini bilen’ bir kişi olmasını gerektiriyor!
Fazıl Say ya da onun gibi düşünenler, 1920’lerde yaşamış olsaydı eğer, acaba ne yapardı dersiniz?
Onlar da Damat Ferit’lerin, Ali Kemal’lerin, Vahideddin’lerin yaptıklarını yapar, ya işgal kuvvetlerinin elçisi ya da Avrupa yolcusu olurlardı!
Serdar ANT
GÜNÜN SÖZÜ
"Demokrasi, rejimlerin en kötüsüdür ama daha iyisi henüz bulunmamıştır."
(Churchill)
Büyükşehir ’kaçağı’ teşvik ediyor
BÜYÜKŞEHİR Belediye Meclisi son bir hafta içinde yine ’imar’a çalıştı ve plan tadilatı ile ilgili 215 dosya daha kabul edildi. Kim söylüyor; Büyükşehir Belediyesi çalışmıyor diye... Ne hukuk, ne kural tanıyor. AKP ve CHP grupları ’ahenk’ içinde çalışıyor. Ne yazık ki dosyaların çoğunluğu, belediyenin ilgili dairelerinin itirazlarına rağmen ’evet’le geçiyor. Bu dosyalar genellikle otel, rezidans, işmerkezi ve hastanelerden oluşuyor. Bazı kaçak yapılara dahi meclis üyeleri, gelecekte torunlarından yiyeceklerini bildikleri küfüre rağmen kabul oyu verebiliyorlar.
Kaçak yapılara ruhsat verildikçe kaçaklar teşvik edilmiyor mu? Belediyenin İmar Planlama Müdürlüğü’nün raporunda, Acıbadem’in Kadıköy’deki bir hastanesi hakkında ’kaçak yapı tatil tutanağı’ olduğu belirtilerek ibret verici şu kayıt yer alıyor:
"Plan tadilatı, kaçağı yasallaştırıcı, kaçak yapılaşmayı teşvik edici ve inşaat alanını artırıcı emsal teşkil edeceği..."
Maçka’daki İnönüler’in evi kiralık
1. MEKTUP
İSTANBUL’dan Avukat Salih Nuri Tüzel, İsmet İnönü’nün torunu ve eski CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’a şu mektubu yazıyor:
"Dün akşamüzeri Maçka’daki büyükbabanızın evinin önünden geçerken gördüğüm ’Kiralık’ tabelası karşısında sabaha kadar uyumadan ne yapsam, ne yapsam diye kıvrandıktan sonra, torununa yazmayı doğru buldum. Yapmayın Allah aşkına. Sahibi Anıtkabir’de, heykeli evin önündeki parkta at üstünde, kendisi tarihte olan bir şahsın İstanbul’daki evi olsa olsa Ankara’daki gibi müze olur, lütfen buna mani olun, dedenizin hatırasına sahip çıkın hanımefendi"
2. MEKTUP
İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan da, Tüzel’e şu yanıtı veriyor:
"Duyarlılığınızı anlıyor ve saygı duyuyorum. Ancak Maçka’daki ev Ömer İnönü ve várislerine aittir ve İnönü Vakfı’nın bünyesinde yer almamaktadır.
İsmet Paşa’nın doğduğu İzmir’deki evi, Heybeliada’daki köşkü ve Ankara’daki tarihi Pembe Köşk’ü müze olarak koruyabiliyoruz. Ne yazık ki daha fazlasını yapmaya gücümüz yetmiyor."
Bir yanda kız tarafı İnönü Vakfı’nı oluşturarak Cumhuriyet’in 2 numaralı kurucusuna her türlü saygıyı gösteriyor; oğul tarafı ise koskoca bir tarihi ’kiralıyor’.
Ömer İnönü’nün oğlunun adını da söyleyelim ’İsmet’...
Biliyor musunuz
ANKARA İlahiyat mezunu olup 20 yıldan beri Stockholm’de bazı dernek üyesi ailelerin çocuklarına Türkçe ve din dersleri verirken, iki yıl önce Kopenhag’da THY satış müdürlüğüne verilen Bilal Tezcan’ın, son olarak AKP MKYK üyesi Ayşe Böhürler’in yeğeni Servet Aydın’ın yerine THY Stockholm Müdürlüğü’ne atandığını... REMZİ Kazmaz’ın yönetmenliğini yaptığı ’Vatandaş Mustafa’nın "3. Dağ Filmleri Festivali" yarışmasında 8 ülkeden 56 filmin arasında 1. olduğunu... BEŞİKTAŞ Belediyesi’nin Levent meydanındaki trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla Çalıkuşu Sokak’taki Levent Kültür Merkezi yanında 4 katlı, her gün 8.00-20.00 saatlerinde açık, 144 araç kapasiteli ücretsiz otoparkı açtığını... 1982’de Sivas’ta kurulan ilk inşaat şirketi olan Ekil İnşaat AŞ’nin kuruluşunun 25. yıldönümünün yarın Sivas Büyük Otel’de kutlanacağını...
Mesaj Panosu
GALATASARAY Topluluğu İşbirliği Kurulu’nun düzenlediği ’Nasıl bir Anayasa’ forumu bugün 14.00’de Galatasaray Üniversitesi Ortaköy’de. Yöneten Prof. Duygun Yarsuvat, konuşmacılar: Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Süheyl Batum, Doç. Korkut Kanadoğlu, Doç. Bertil Emrah Oder ve Pekin Baran. AYDINLAR Ocağı’nın düzenlediği ’Türkiye’de Terör’ konulu toplantı bugün 14.00’de Eminönü Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda. Oturum Başkanı: Prof. Ömer A.Aksu; konuşmacılar E.Alb. Erdal Sarızeybek, Doç.Dr. Emin Gürses.
Paylaş