Rekabetsiz satış

TOKİ, Ocak 2003 ile Kasım 2007 arasında 283.000 konut, sosyal donatılar, okul ve iş merkezleri vb. işleri kapsayan, yatırım maliyeti yaklaşık 18 milyar YTL olan toplam 1700 ihale yaptı.

Tabii bunlara ilişkin açılış törenlerinin önemli bir kısmı, 20 tanesi tam da geçtiğimiz yılki seçim dönemindeki 2 aya rastladı; Başbakan’ın katılımıyla... TOKİ’ye sorarsanız, "Bunlar için bizim cebimizden para çıkmadı" diyecektir. Doğrudur da... Hangi müteahhit, "Yok ben bu bedeli ödemeyeyim" diyebilirdi ki? Hele hele idarede bekleyen yaklaşık bir 7.5 milyar YTL hakedişi varken... TOKİ sadece konut da yapmadı... Emlak Bankası’ndan kendisine devredilen bazı proje ve arsaları da sattı; satmaya da devam ediyor. Çünkü TOKİ’nin paraya ihtiyacı var. Tamamlanamayan bazı projeler, Meclis’in kapanmadan önceki son gecesinde alelacele çıkarılan ’fiyat farkı kararnamesi’ gereği müteahhitlere ödeyecekleri, söz verilen yeni projeler.... TOKİ’nin nakit ihtiyacı için ’yurtdışına’ da çıkıldı. Hem de 1.5 milyar dolarlık bir paketle... Para mevcut global kriz nedeniyle bulunamadı. Satışa çıkan projelerden en önemlisi de bugünlerde 450 milyon dolar bedel ile ihaleye çıkan ’Ataköy Galeria Tesisleri’... ’Yeni Şafak’ Gazetesi bile 3 milyar dolarlık ihale diyor!..

Ancak bu piyasada olan herkes diyor ki, "Bunun adı ihale", zira bir grup dışında bu ihaleye kimse girmeyecek. Nereden mi biliyoruz? Siz olsanız tapu kaydında 2038 yılına kadar kira şerhi olan bir proje ve onun eklentilerini 450 milyon dolara satın alır mısınız?

Peki kim kurdu bu arazi üzerinde ’üst hakkını?’

TOKİ...

Kimin lehine?..

Denizciler Ataköy Turizm İnşaat AŞ (DATİ)... Yani Denizciler Ortak Girişimi...

Bir dönem Emlak Bankası’nın başını yiyen ’Denizcilik kredileri’nin lehtarları... Nasıl aldılar peki? TOKİ sayesinde...

TOKİ burayı 200 milyon dolara kiraladı; şimdi ise ’olmadı satalım’ diyor...

Sizce hangi akıllı (!) ’işadamı’ bu ihaleye girip 2038 yılına kadar dokunamayacağı bir mala 450 milyon dolar verir?

Verecek olan belli; DATİ... O da 450 milyon dolar bedelle; muhammen bedel kadar... 1 milyar dolara gider mi?

Bu konudaki tartışmanın giderek büyüyeceği anlaşılıyor.

’Çankaya’da erozyon

BUGÜN Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin yıldönümü.

Geçen yıl, seçimin yapıldığı gün Hürriyet ’Sezer duruşu’ başlığı ile çıkmıştı. Gül’ün, seçimden bir gün önce ’kırmızı ışık’ta durarak Sezervari bir duruş sergilediğini yazmıştı. Ama daha sonra aynı Cumhurbaşkanı, Sezer’in hiçbir zaman yapmadığını yaptı ve bir işadamının ultra lüks yatında tatil yaptı. Yemin ettikten sonra Cumhurbaşkanı olarak yaptığı ilk konuşmasında, laiklik ve demokrasi vurgusu yaptı, "Kapım herkese açık, Allah beni mahcup etmesin" diye konuştu. Laiklik konuşmasına karşın kurucusu olduğu parti, laikliğin odak noktası olmaktan mahkûm oldu.

’AKP medyası’ tarafından Gül’ün "Çankaya Köşkü’nü halka açacağı" yazıldı. Aradan bir yıl geçti, böyle bir uygulaması olmadı.

Ve Vatan’da yayınlanan TNS Piar şirketinin anketi... Geçen yıl yapılan ankette ’güvenilirlik’ sıralamasında 1. sırada Ordu, 2. sırada da Çankaya Köşkü (Sezer) vardı. Bu haziran ayındaki ankette ise Ordu 1. sıradaki yerini korurken, Çankaya Köşkü (Gül) % 66’dan 57’ye, yani 4. sıraya inmişti.

BİLGİ EDİNDİRME

Ve Minnesota Üniversitesi’nde iktisat doktoru öğrencisi olan Ceyhun Elgin’den bir not: "Ben Anayasa’nın tüm vatandaşlara verdiği hakka dayanarak Bilgi Edinme Kanunu’nu kullanıp Cumhurbaşkanlığı’na, 5.8.2008 tarihinde yaptığı rektör atamalarının tek tek gerekçesini sordum. Kanuna göre 15 iş günü içinde cevap verilmesi gerekiyor. Bu süre 21 Ağustos 2008’de doldu ve herhangi bir cevap gelmedi."

Bahadır ve Turgay’a ART’den ’acı’ kahve

TÜRKİYE’deki dönüşümün önünde hiçbir engel kalmadı! AKP’nin, laikliğe aykırı girişimlerin odağı olmakla suçlanarak cezalandırılmış olmasına rağmen erki elinde tutar halde bırakılması, bundan sonraki süreçte AKP’nin önünde engel oluşturabilecek hiçbir direnç noktasının kalmadığı gerçeğinin ağırlığını olanca gücüyle hissettiriyor.

"İktidar olduk ama muktedir olamadık" diyen AKP, artık ’muktedir’ de oldu.

Nitekim ilk işaretler gelmeye başladı:

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in televizyonu olarak anılan Avrasya TV (ART), tiyatro sanatçıları Bahadır Tokmak ve Turgay Yıldız’ın uzun süredir yayınlanan keskin muhalif programı ’Türk Kahvesi’ni yayından kaldırma kararı aldı.

Mustafa Özbek’in; ’Ergenekon Davası’nda adının geçmesi ve AKP’nin iktidar gücünü ’muktedir olma’ konumuna getirmesiyle birlikte politikalarını gözden geçirmek zorunda kaldığı ve iktidarla kavga etmeme yolunu seçtiği anlaşılıyor.

Muhalifler sindirilmeye devam ediyor. Bahadır ve Turgay’a geçmiş olsun diyor, inançla yürüttükleri ekmek kavgalarını, ekmekleri elinden alınmış olmasına rağmen, sürdürebilmelerini diliyorum. Dayanışacağız, başka çare yok.

Bülent GÜRSOY

Türk Mühendisler Birliği Derneği Genel Başkanı

’Referans’ uyandırmıştı

ATAKÖY Turizm Tesisleri; Galleria Alışveriş Merkezi, Regata, Dünya Göz Hastanesi, Sheraton Oteli (eski Holiday Inn.), akaryakıt istasyonu ve katlı otoparktan oluşan yaklaşık 140 bin m2’lik bir alanı kapsıyor. Arazi mart 2007’de TOKİ tarafından satışa çıkartılmıştı. Referans gazetesi "Adrese teslim ihale" başlığını atınca gelişen tepkiler üzerine ihale Başbakan’ın talimatıyla iptal edilmişti. 1.5 yıl sonra yeniden ihaleye çıktı TOKİ... 4 Eylül için gazetelere verilen ihale ilanında "Ataköy Galleria, mevcut binaları ve 100 bin m2’ye yakın inşaat alanı açık artırma ile satılacaktır" deniyor.

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar dün Habertürk’te, bu ihaleye DATİ Holding dışında bir firmanın girmesinin çok mantıklı olmadığını belirterek açıkça "Muhtemelen DATİ burayı alır" diyordu. Sonra da "Bizi kimin aldığı ilgilendirmiyor" diye konuşarak, amaçlarının DATİ’yi sıkıştırıp şu anda çok ucuza kullanılan bir arazinin devlete toplu para getirebilecek bir yapı kazanması olduğunu savunuyordu.

Gerçekten Bayraktar’ın gönlü bu yönde mi? Baskı altında mı bu sözleri ediyor?

Yoksa Özelleştirme İdaresi’ne mi kızıyor?
Yazarın Tüm Yazıları