PARİS’in, sanatçıların ağırlıklı olarak yaşadığı Montparnasse semtindeki Pullman Oteli’nde, Antalya’nın EXPO’yu kazanması, İzmir’in de ikinci kez başvuru yapmasından sonra her iki kentin heyetleri önceki akşam yapılan ‘gala’da bir araya geldiler.
İzmir’i Binali Yıldırım ve Antalya’yı da Mehdi Eker temsil ediyorlardı. Daveti ise Antalyalılar veriyorlardı. İzmir Büyükşehir’e yapılan operasyon nedeniyle İzmir heyetinin hiç keyfi yoktu, erkenden otellerine döndüler. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, EXPO (Botanik) 2016’nın bayrağının teslim alınması nedeniyle davetteki konuşmasında ‘İktidarla muhalefetin bir arada olmasından duyduğu memnuniyeti’ anlatırken; İzmirli gazeteciler bakanın seçim bölgesi İzmir’in CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan 2. operasyonu şaşırtıcı bulduklarını aktardılar. Böyle bir süreç kısa bir süre için de olsa ertelenemez miydi? Şu bir gerçek ki, Türkiye, EXPO’yu almakla büyük bir başarı gösterdi. Aslında bunu sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin bir başarısı olarak görmek gerekir. Antalyalıların, Paris’e yaptığı ‘EXPO çıkarması’ biraz sönüktü; daha coşkulu ve renkli geçebilirdi. Heyettekiler de bu durumun tartışmasını yaptılar. İzmir’in başvurusunun daha profesyonelce hazırlanmış olduğu konusunda hemfikir olundu. Antalya’nın ‘amatör’ kalmasının bir nedeninin de, daha bir yıl önceden EXPO’yu alacağının işaretinin verilmesiydi. Turizmciler, sektörün gereği olsa gerek daha işbilir ve uyanık oluyorlar; belki bu nedenle İzmir kadar para harcamadılar.
ANTALYA’NIN ÜNLÜLERİ YOKTU
Her ne kadar Antalya’da doğup büyümeseler de, adları Antalya ile özdeşleşen isimleri gözler aradı. Örneğin, müzik yaşamında Antalya’nın özel bir yeri olan Fazıl Say, 30 yılı aşkın Antalya bölgesinde oturan yazar-ressam Fikret Otyam, organ naklinde Türkiye’nin en önemli operatörü olarak bilinen Prof. Alper Demirbaş, müzik sanatçısı Levent Yüksel, babası Recep Gürbüz’den sonra geçen yıl Kırkpınar’ı kazanan başpehlivan Ali Gürbüz, Türkiye’nin en ünlü fide üreticisi, mühendis Hasan Ünal... Ünlü turizmciler Vural Öger, Ali Akkanat, yatırımcı Fettah Tamince, AKP’li siyasetçiler Vecdi Gönül, Mevlüt Çavuşoğlu, Menderes Türel, Gökçen Enç; Alanya, Gazipaşa ve Fethiye gibi önemli turizm merkezlerinin belediye başkanları niye heyette yoktular? Hatta Antalya’yı çok seven Hınçal Uluç, sanatçı Sümer Ezgü, Antalyaspor Kulübü Başkanı Hasan Akıncıoğlu ve BJK kalecisi Rüştü Reçber getirilemez miydi? Antalya’da bu kadar sinema, sanat ve tiyatro dünyasından hiç isim yok mudur? En önemlisi de Antalya’daki Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Müzesi’nin kurucularından İnan Kıraç hiç akla gelmedi mi? Fransız kadın şarkıcının söylediği Fransızca ve İspanyolca şarkıların geceye ne kadar uygun olduğu tartışılabilir. ‘Aksak Anatolia’ müzik grubunun ‘parçaları’ Antalyalıların üzerinde daha etkili oldu. Nitekim ‘zaferi’ sahneye çıkarak göbek atıp kutladılar. (Peki kadın nerede, Büyükşehir, ATSO ve devlet bürokrasisinden gelen görevli kadınların dışında ‘girişimci’ bir kadın niye yoktu; ‘çiçek ve çocuk’ adı verilen böyle etkinliğin kutlaması hiç ‘anasız’ olur mu?) Mahzuni Şerif’ten türküler de söyleyebilen grupta Antalya yöresine özgün bir parça yok muydu? Antalyalılar, Paris’e gelince halkın dilindeki ‘Mor Üzüm’ türküsü ile aslen Denizli türküsü olan ‘Gaydırı Gubbak Cemilem’ adlı oyun havasını iki gün içinde ne kadar özlemişler? Antalyalı gazeteciler arasında en renklisi Antalya ‘Ekspres’ gazetesi ortaklarından Mehmet Talay’ın merakı, Antalya-EXPO ile ilgili çerçeve yasasının ne zaman çıkacağı ve ihalelerin hangi yöntemle yapılacağıydı... İzmir’deki Universiade Oyunları ile ilgili yasada ve yapılan ihalelerde düzenleme ve denetim AKP’nin kontrolündeydi. Universiade Oyunları’nın Koordinatörü Taha Aksoy, hem Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuş, sonrada milletvekili seçilmişti.
Yıldırım: Büyük Atatürk’ün vasiyetini yerine getireceğiz
- ULAŞTIRMA Bakanı, İzmir milletvekili Binali Yıldırım, Paris’teki kokteyl-yemekteki konuşmasında ilginç bir konuşma yaptı: “Antalya’yı kutluyorum, maraton sırası şimdi İzmir’de... İzmir de EXPO’yu göğüsleyebilecektir; bunun için çok çalışacağız. Görüyorsunuz, birlikte çalışınca güzel sonuçlar ortaya çıkıyor. 2023’te hedefimiz ekonomide ilk 10 ülkenin içine girmektir. Antalya, büyük Atatürk’ün, vasiyeti olan illerden biridir. Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmek boynumuzun borcudur.” Yıldırım’ın ‘vasiyet’ olarak dile getirdiği demiryolu yatırımı... Bakana soruldu; “2016’da Aksu’da kurulacak EXPO’ya tren gelecek mi?” diye sordu. Yıldırım şöyle cevap verdi: “Ben 2016 diye bir şey söylemedim. 2023 hedeflerimiz arasında Antalya’ya demiryolu hattı döşemek var.”
TCDD’YE REKOR BÜTÇE
Söze biz girdik: “TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, ‘Parasal kaynağımız olsa, Türkiye’yi baştan başa, hatta Marmara Denizi’nin çevresini de demiryolu hattı ile çeviririm. 1 milyarlık bütçe ile ancak demiryollarını yenileyebiliyoruz’ diyor.” Bakan Yıldırım hemen araya girdi: “Demiryollarımız için 2012 bütçesine 4.5 milyon dolar koyduk; hem yenileme, hem de yeni hatlar için....” Yani, Süleyman Bey’in düşündükleri gerçekleşti demek ki... Konya üzerinden Antalya’ya demiryolu hattı indirmek hemen olanaklı değil. Bu kaynaklar İzmir, Sivas gibi hatlar için harcanacak. Aksu’daki EXPO’nun yerine kentten ulaşmak için Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Akaydın’ın dediği gibi ‘metrobüs’ gibi bir hatla sağlanacak galiba.
AKSEKİLİ RASİH HOCA
BAYKAL’a yakın bir isim olan milletvekili Osman Kaptan, Bakan Yıldırım’ın ‘Atatürk’ün vasiyeti’ sözlerini duydu ya... Bir saat kadar sonra, üç yıl önce Meclis’te yaptığım konuşmayı bilgisayarına gönderttim, dedi. Ayrıntısı uzun; ama Kaptan özetle şöyle diyor: “Ulaştırma Ana Planında Antalya’ya demiryolu getiriliyor mu? Bizim 1920-1950 arasında 30 yıl milletvekilliği yapan (Aksekili) bir Rasih Kaplan hocamız vardı; din adamı. Atatürk kendisini çok severdi. Antalya için iki şey öngörüyordu; birisi Antalya’nın geleceğini turizmde, diğeri de Konya üzerinden Manavgat’a tren gelmesinde... Fakat tabii 30 yıl milletvekilliği yapan rahmetli Rasih Kaplan bunu göremedi, fakat turizm görüldü.” Aksekili Rasih Kaplan, El Ezher’de okumuş aydın bir din adamı.