Paylaş
Kurt şunları yazıyor:
“Son yıllarda Akdeniz otelcileri kendi kafalarından uydurduğu ‘Otele damsız girilmez’ uygulaması nedeni ile kendi ülkemizde tatil yapamaz olduk. Turistik bir otelde damsız girilmez gibi saçma sapan bir uygulama olabilir mi? Hem de bu uygulama sadece Türkler için geçerli; yurtdışından gelen turistler için böyle bir uygulama yok!
Defalarca şikâyet etmemize rağmen bakanlıkta şikâyetlerle ilgilenen kişilerin otelcileri koruyucu davranış içerisinde olmaları düşündürücüdür. Büyük ihtimalle bu kişiler bedava tatilden olmamak için şikâyetleri otelcilere yansıtmıyorlar ve şikâyet sahiplerinden değişik isteklerde bulunuyorlar. Örneğin bana söyledikleri aynen şöyle:
‘Tamam bu haksız bir uygulama, bana belge getir şikâyetini işleme koyayım’ diyor. İşin enteresan yani herhangi bir tur operatörüne gidip de ‘Bana bu otellerin damsız almadığına dair belge ver’ dediğinde ‘Ne belgesi bunun belgesi mi olur? Almıyorlar işte’ diyor.
Yani şikâyetle ilgilenen arkadaşlar, böyle bir belgenin alınamayacağını bile bile işi yokuşa sürüyorlar.
Bu uygulama şu anda tüm sahil şeridindeki otellerin % 95’i tarafından uygulanmaktadır.
Cinsiyet ayrımı anayasaya ve insan haklarına aykırı ve suç teşkil eden bir uygulamadır.
Eminim ki bu uygulama ve şikâyetlerin hiçbiri Bakan Ertuğrul Günay’a ulaştırılmıyor. Ulaşsa eminim ki, bu uygulamayı durduracak tedbirler alır.”
Bu nitelikli bir soygundur
T.C. Budapeşte Büyükelçiliği II. Kâtibi Fikri Taşçı’yı dinliyoruz:
“Seyahat şirketleri modern sistemlerle insanımızı soymaktalar. Bir acenteden uçak bileti alıyorsunuz çok ucuz diye... Ancak, resmi atanma, hastalık, bir yakınınızın aniden ölümü gibi zorunlu nedenlerle biletinizi değil iade etmek, erteleyemiyorsunuz bile. Bileti erteleme değiştirme ya da başkası adına transfer şansı da verilmiyor. Acil bir durumda, biletinizin ödenmiş parası açıkça ve alçakça gasp edilmiş oluyor. Bu durum bilet satışı aşamasında müşteriye söylenmiyor bile. Kaldı ki, söylenmiş olsa bile göz göre göre insanların parasına el konulabilir mi? Sorduğunuzda verilen yanıt, sistem (bilgisayar programı kastediliyor) izin vermiyor deniliyor. Sisteme o programı yükleyen kim? Bilgisayar programcısı... Ona söylenilir, böyle; sistem (“gasp sistemi”) olmaz, olamaz diye. Bunun acilen önlenmesi gerekir. Bu şekilde doğru dürüst ve insanlarının canını yakan bir nevi nitelikli dolandırıcılık da olmaz. AB normları diye diye canımız çıkarken, insan haklarıyla bağdaşmayan bu soygun sisteminin ivedilikle önlenmesi bağlamında konuyu dile getirmek istedim.”
Bir anım
SAYIN Deniz Baykal’ın Enerji Bakanı olduğu seneler. Çatılarda ısı izolasyonu ile ilgili bir kararname çıkıyor. Tanım camyününün kullanılmasını öneren bir tanım. Halbuki onun yerine çok sayıda alternatif kullanım olabilir. Bakanlık dahil her yere yazıyorum aldıran yok. Memleketi kurtarma yarışında olan köşe yazarları ile konuşuyorum; olur yazarız deyip kulağının arkasına yatıyorlar. Bir yazı işleri müdürü de, biz ormandaki hastalıklı ağaçları yazıyoruz ilgilileri uyarıyoruz diyor; ben ise hastalığın nasıl önlenmesi gerektiği yazılmalı diyorum. Mücadeleme devam ediyorum ve seneler sonra adını şu an hatırlayamadığım Enerji Bakanı (papyon takan bir bakandı) bana elyazısı ile bir yazı yazarak (halen arşivimde saklıdır) yönetmeliği değiştireceğini bildiriyor ve sanırım Nisan 1975’te değişikliği yapıyor.
Gazetecilere her zaman kızamıyorum.
R. BOZKURT
‘Abe’ Kemal Burkay
ÖMER Ağın’dan: Kemal Burkay’a kısa bir mesaj:
“31 yıl sonra Türkiye’ye geldin. Sen ne düşünüyorsun, değerli “abe” Kemal Burkay?
AKP’nin senden beklediğine mi, yoksa eski dostlarının senden beklediklerine mi değer vereceksin! Dersim’de ‘Pir Sultan Abdal’la ilgili tiyatroyu basanlara karşı TİP saflarında savaşan Burkay’dan Behice Boran’ın tavrının tıpkısını beklemek hakkımızdır.”
100 yılda temizlenmez
ORKİNOS ve balık çiftliği olan bölgelerde deniz kirliliği devasa artmakta ve doğal balıklar ve deniz dibi ekosisteminde yer alan bitkiler dahil flora, fauna bu bölgelerde tarihe karışmış bulunmaktadır. Çok kuvvetli akıntıların ve okyanus gibi akıntı ile gelgitlerin kesinlikle olmadığı Çeşme Yarımadası denizleri ölmüş ve can çekişmekte olup, bu kirlenen denizler eğer çok büyük bir proje ile deniz diplerindeki yüz binlerce ton kirli yem ve dışkılar temizlenmez ise deniz kendi kendini 100 yılda temizleyemeyecek durumdadır. Ümit BORA
Biliyor musunuz
- MADEN-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin’in, TKİ’ye bağlı GELİ’ye (Güney Ege Linyitleri İşletmesi) alınacak 47 işçi için AKP Muğla Merkez, Milas ve Yatağan ilçe başkanlarının önerisine; AKP Muğla milletvekilleri ve İl Başkanı’nın onayına karşı çıkıp partizanca atamaya karşı çıkan GELİ Müdürü Yüksel Akın’ın görevden alınması söylentilerine karşı tepki göstereceklerini açıkladığını...
- CHP Ankara il örgütünün başındaki Tarık Şengül’ün, yönetim kurulundaki bazı istifalardan sonra Kılıçdaroğlu tarafından örgütü yeniden oluşturmak üzere görevlendirmesinden sonra gözler İstanbul’a çevrildiğini, CHP kulislerde Çetin Soysal, Ali Topuz, Ercan Karakaş, Bülent Soylan, Osman Gürcan Çelikkol ve Cemil Ekşi isimlerinden sonra ‘bomba’ bir ismin il başkanlığı için gündeme geleceğini...
- ZAMAN gazetesinde yer alan Ataşehir Belediyesi’nin ramazanda Kalan Müzik’ten 45 bin adet ilahi CD dağıtacağı haberinin hemen CHP Genel Merkezi’nin sitesine konulduğunu, bunun CHP’ye yakın internet sitelerinde tartışma yarattığını; bir genel merkez yetkilisinin “Ben olsam koymazdım” diye PM üyelerine çıkıştığını...
Paylaş