Tayyip Erdoğan'ın
Siirt'te yaptığı ‘‘süngülü, minareli’’ konuşmayı kayda aldırıp savcılığa göndererek mahkûmiyetine yol açan
Siirt Emniyet Müdürü
Osman Nuri Özdemir'di.
Özdemir görevini yapmış; her zamanki gibi banda aldırdıkları siyasetçilerin konuşmalarını savcılığa göndermişti.
Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı'yken,
PKK'ya ve
Hizbullah örgütüne karşı gösterdiği başarı nedeniyle
Siirt Emniyet Müdürlüğü'ne atanmıştı.
Türkiye gariplikler ülkesidir;
Erdoğan bugün
Siirt'ten milletvekili seçilip Başbakan oldu.
Özdemir, Öztürk'ün dediği gibi
‘‘Siirt'in rövanşı alındı’’ ve önceki gün merkeze çekiliverdi.
Emniyet Müdürü
Özdemir'i şikáyet eden kim? Bingöl Valisi
Hüseyin Avni Coş... İddiaya göre, 'Halkı tahrik etmemesi' için uyardığı Emniyet Müdürü'nü, talimatlarını dinlemeyince
Ankara'ya şikáyet etti.
'SUÇA RASTLAYAMIYOR!'
Emniyet Müdürlüğü'nden sorumlu olan ve yerinde tutulan Vali
Coş kimdir?
AKP hükümeti tarafından üç ay önce Mülkiye Müfettişliği'nden Valiliğe atanan
Coş'un ismi
Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde sık sık gündeme geldi.
KİPTAŞ ve
AKP'li -eski FP'li- Adapazarı Belediyesi arasında bir arsa alışverişi yolsuzluğu iddiasını soruşturdu. Bu konuda hazırladığı teftiş raporunda; daha önce
Tayyip Erdoğan hakkında hazırladığı raporlar gibi
'herhangi bir suça rastlayamadı'.
Mehmet Bölük, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
'BİT'ler'i sorgulayan Ocak 2001'de çıkardığı kitabında bu konuda şunları yazıyor:
‘‘Coş tek başına tüm delilleri takdir etti; kimilerini gizledi ve
İçişleri Bakanlığı ile
Danıştay'ı yönlendirdi.
Adapazarı rezaleti böylece yargıdan kaçırıldı. İnsanın aklına ister istemez,
'bölücü ve irticai faaliyetleri iki müfettiş raporu ile tespit edilecek devlet memurlarının ihracı' ile ilgili yasa önerisi geliyor. Eğer
İçişleri Bakanlığı'nda
Hüseyin Avni Coş gibi müfettişler çoğunluktaysa bu yasanın uygulanmasının tersine sonuçlar doğuracağı görülüyor.’’
ÇİLLER'İN TABANCASI
Adapazarı Belediye Başkanı, eski FP'li şimdi AKP'li
Aziz Duran'ın, bu konularda
Mehmet Bölük aleyhine açtığı davaya takipsizlik kararı verildi, ayrıca
Duran tazminat davasını da kaybetti.
Büyükşehir Belediyesi'nde teftiş yapan ve vali yapılarak ödüllendirilen -diğeri Rize Valisi
Enver Salihoğlu- Coş'un başka faaliyetleri de unutulmuş değil...
Coş, Eminönü Belediyesi'ni teftiş ederken,
ANAP'lı eski Belediye Başkanı
Ahmet Çetinsaya'nın 1995-97 dönemini ve
Ordu'dan atılan irticacı subayları belediyelere alan RP/FP'li belediye başkanlarını da aklamıştı.
Fethullahçı olarak bilinen
Coş'un, belediyelerde denetim yaptığı sırada, laik ve
Atatürkçü kişilere baskı unsuru yaratmak üzere silah teşhir ettiği biliniyor.
Polisin, daha birkaç gün önce çatışmadan çıkması, yaşanan deprem ve halkın
'çadır' bahanesiyle gösterdiği tepki karşısında psikolojik durumunu değerlendirmediği öne sürülen Vali
Coş'un, eski Başbakan
Tansu Çiller tarafından neden tabancayla ödüllendirdiğini de kendi ağzından öğrenmek istemez misiniz?
Buyurun
Coş... Acil öneri
17 AĞUSTOS depreminden sonra
Gölcük, Adapazarı, Bolu ve
Düzce'de yapılan baraka evler ne oldu? Bunlardan bazılarının boşaltıldığını gazetelerde okuduk. Bunları
TIR'larla
Bingöl'e götürmek kimsenin aklına gelmez mi?
Bakan
Zeki Ergezen'e duyuyurum.
M.M.-KARTAL Çevre Bakanlığı’nda tehlikeli fişleme
YURTDIŞINDA uzun yıllar kalan bir okurumuz telefon ederek ‘‘Nasıl birleştiriliyor bilmiyorum ama
Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı'nın içine dahil edilmemelidir. Hemen hemen tüm ülkelerde
Çevre Bakanlığı vardır, Orman Bakanlığı yoktur.
Çevre Bakanlığı kaldırılırsa, hiçbir fondan, ödenekten yararlanamayacağız bilinmelidir. AB'nin, çevre ile ilgili projelerde kullanılmak üzere milyonlarca Euro verdiğini unutmayın’’ dedi.
Bu notu yazarken
Ankara'dan bir telefon daha geldi:
‘‘Biz
Çevre Bakanlığı bürokratlarıyız. Odacımızdan müdürlerimize kadar herkes tedirginlik içinde. Bakanlığımız birleştirilirken bize birtakım sorular yöneltiliyor. Bunların içinde en ilginçi
‘‘Annenizin, babanızın bitirdiği okul nedir? Şu anda ne iş yapıyorlar?’’ sorusu... Ailemizden kime ne; neyi araştırmak istiyorlar acaba?
İmam hatipli var mı diye arıyorlar?
Böyle bir bilgiyi bizim bildiğimiz
MİT ve
polis gibi istihbarat birimleri ister ve bunlar gizlilik içinde yapılır.
En garibi bu bilgilerin elektronik ortamda istenmesi ve AKP Genel Merkezi'nde oluşturulan
'Atama Komisyonu'nda değerlendirilecek olması.
Bakanlık eski AKP Daire Başkanı olup şimdi Çevre Genel Müdürlüğü'ne getirilen
Musa Demirbaş'a çalışmalarından ötürü başarılar diliyoruz!
Bakalım bizleri nerelere layık (!) görecekler; yeni kadrolara kimleri getirecekler?
Allah'ın sizlerden öbür dünyada hesap soracağını da unutmayın!
Anayasa’yı asıl fırlatma günü bugün değil mi
CUMHURBAŞKANI'nın
MGK toplantılarında hükümet üyelerine doğru Anayasa'yı fırlatması pek ádetten değildir; şık kaçmaz.
Ancak
Cumhurbaşkanı, karşı tarafı uyarmak için çok hayati gördüğü konularda son çare olarak
Anayasa'yı fırlatmak zorunda kalabilir.
Anayasa'yı fırlatma hakkını da çok yerinde ve anlamlı bir şekilde kullanmak durumundadır, ki Anayasa'yı fırlattığına değsin...
Eski bir DSP milletvekili hatırlattı...
Cumhurbaşkanı, 18 Şubat 2001'deki
MGK'da
Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal temel ilkelerine dönük bir tehdit yokken bazı müfettiş raporları nedeniyle Anayasa kitabını fırlatma yoluna gitmişti.
Galiba tercih hakkını yanlış kullanmış!..
Anayasa'yı fırlatma günü laik Cumhuriyet'in içi sincise boşaltıldığı bugünlerde olmalı idi...
Cumhurbaşkanı hoşgörü ve anlayışını, laik cumhuriyete bağlılığı tartışılamayacak olan dönemin Başbakanı
Ecevit'ten esirgemişti.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Ecevit'i daha çok arar.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Birini aldatan ötekini de aldatır.’’
(Stefan Zweig)