Paylaş
ÖZELLEŞTİRMELERİN toplumda yarattığı emek boyutlu sıkıntıları Tekel işçilerinin direnişinden izliyoruz.
Emek boyutunun yanı sıra çevre ve ekonomik boyutu da ses etmeden hazırlanmakta. Özelleştirme kapsamına alınan Milli Emlak’ın elindeki taşınmazların satılmasıyla nerelerde, kimlerin ellerine geçeceğini yakında göreceğiz.
Lüleburgaz’da özelleştirme adına önemli gelişmeler yaşanmakta.
Milli Emlak’ın elindeki çok sayıda gayrimenkulün elden çıkarılma planları Lüleburgaz’ı önümüzdeki yıllarda olumsuzluklara sürükleyebilecektir.
Burgaz sevgisini hâlâ içinde taşıyan herkesin duyarlı olması gereken iki konu vardır.
Birincisi: Edirne Bayırı’nda Hava Kuvvetleri’nden Kara Kuvvetleri’ne devri yapılan ve çok kısa bir zamanda Milli Emlak’a aktarılması beklenen değer biçilemeyecek kıymetteki eski Hava Radar arazisi...
İkincisi: İçinde Kepirtepe Köy Enstitüsü binalarının da bulunduğu, önce Trakya Üniversitesi’ne devredilen, oradan Kırklareli Üniversitesi’ne aktarılan, kısa bir zamanda da Milli Emlak’a verileceğinden korkulan arazi... Özellikle de üzerinde manevi değeri çok yüksek olan eski Köy Enstitüsü yapılarının bulunduğu yerleşke...
Milli Emlak belki bu iki araziyi eline geçirdi...
Bu yakınlarda olmadık kişilere satılıverirse sakın şaşırmayın.
Hüseyin Kenan GÖREN / LÜLEBURGAZ
Verilen sözlerin hesabını kim soracak?
DEVLET kurumları Bilgi Edinme yoluyla verdiği sözü tutmak zorunda değil mi?
Açıklıyorum:
1. KADRO SÖZÜ: 27 Aralık 2008’de o anki Milli Eğitim Bakanı, şimdiki AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 3. hizmet bölgesinde 3 yıl, 2. hizmet bölgesinde 4 yıl, 1. hizmet bölgesinde 5 yıl çalışanların aynı gün kadroya geçirileceğini bütün TV kanallarında belirttiği günden beri umutlu bir bekleyişe geçmiştik... Ancak 3. hizmet bölgesinde çalışan arkadaşlarımızın 3. yılı Temmuz 2009’da dolmasına, yani kadroyu hak etmelerine rağmen uygulamaya geçilmemiş ve bakanlığın, hükümetin, devletin sözleşmeli öğretmenlere verdiği ilk kadro sözü tutulmamıştır.
Sonuç, hüsran!
2. KADRO SÖZÜ: Verilen sözün tutulmadığını fark ederek şu anki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu 2 Temmuz 2009 tarihinde ANKA ve Cihan haber ajansları yoluyla sendikalar ve tüm eğitim camiası huzurunda sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçişini sağlayacak tasarının kasım ayına yetiştirileceğine söz vermiştir... Ancak tarih 24 Kasım 2009 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmada böyle bir tarih vermediğini belirterek sözleşmeli öğretmenleri büyük bir üzüntüye sokmuş ve Öğretmenler Günü’nü, Sözleşmeli Öğretmenlerin Yas Günü’ne çevirmiştir. Ve bakanlığın, hükümetin, devletin sözleşmeli öğretmenlere verdiği ikinci kadro sözü de tutulmamıştır.
Sonuç, hüsran!
3. KADRO SÖZÜ: 27 Aralık 2009’da ilk kez kadro sözü verildiğinin 1 yılı dolacak olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmaması üzerine bu 1 yıl boyunca “Kadro ne zaman?” sorularımıza MEB ve AKP İletişim Merkezi’nin (AKİM) cevapları: “Sözleşmeli öğretmenlerin kademeli olarak ve her yıl belli sayıda kadroya alınması için yönetmelik taslağı üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. 2009 yılı içinde uygulamanın başlatılması beklenmektedir” olmuştur.
2009’un bitmesine birkaç gün kaldı, hâlâ bir açıklama yok.
Sonuç, hüsran!
Bizler 70.000 sözleşmeli öğretmen olarak şunu çok iyi biliyoruz ki devleti yöneten kişiler verdikleri sözleri zamanı geldiğinde tutmalıdır. Hele hele sözü veren Bilgi Edinme yoluyla bir devlet kurumuysa...
Şahısların verdiği sözleri tutmamasını bir nebze kabullensek de bakanlığın ve hükümet partisinin verdiği sözü tutmamasını asla ve asla kabullenemeyiz.
Yeni yıl geliyor, kadroya geçiş uygulaması sözünün uygulanmasını bekliyoruz.
Sinem CAN
Eşeği kaybettirip sonra buldurmak
AKP’nin son seçim taktiğini çözdüm. AKP’nin vatandaşa vaat edecek hiçbir şeyi kalmadı. Vatandaş ne AB masalına inanıyor ne de milli gelirinin 10 bin dolara çıktığı hikâyesine. AKP bu durumda önce eşeği kaybettirecek sonra buldurarak sevindirecek.
Şimdi AKP her şeye çok büyük miktarlarda zam yapacak. Seçimler yaklaştığında ise kullanım miktarı düşen mal ve hizmetlerde küçük indirimler yaparak halkı sevindirip ucuzluk yapıyorum diye oy toplayacak. AKP’nin planı bu diyorum. CHP ve MHP’lileri tedbirinizi alın arkadaş diye uyarıyorum.
Osman AKGÜN
Hayırsız ‘baba’
SAĞLIK harcamaları ile ilgili son uygulamalar, gerçekten de emekli ve çalışanları zor günlerin beklediğini gösteriyor.
Eşim SSK emeklisi ve geçen ay maaşından kesilen miktar 210 TL... Eline 540 TL kaldı. Bu uygulama sürerse gerçekten de devlet babalığını kötüye kullanarak çalışan ve emeklileri sefalete sürükleyecek demektir.
Hayırsız baba!
Suzan AKYÜZ
GÜNÜN SÖZÜ
“Herkesi bir parti lideri olarak değil, ağabey olarak uyarıyorum. Savcıların emrindeki polis, karargâh basıyor, asker direniyor. Devlet birimleri arasında böyle bir güvensizlik varsa, devletin çivisi çıkmış demektir. O çiviyi yerine çakacak bir otorite yok. Böylesi ara rejimlerde bile yaşanmadı. Ben, askerle polis arasındaki kavgadan çok korkarım. Böyle bir kavga çatışmaya gider.”
(DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk)
Biliyor musunuz
ERGENEKON adı verilen davadan neredeyse iki yıla yakındır tutuklu bulunan yazar Ergun Poyraz’ın, ‘Mustafa Kemal’in askerleri, Dr. Necip Hablemitoğlu ve E. Binbaşı İhsan Güven’e adadığı’ ‘Amerika’daki İmam’ (Togan Yayıncılık) adlı son kitabının sonunda “Cumhuriyet’in temellerine koymaya kalktıkları bombalar gün gelecek ellerinde patlayacaktır. O gün yakındır, hem de çok yakın... Hem de hiç ummadıkları kadar yakın” dediğini...
Paylaş