‘Mavi Marmara’ olayı açılışı engelledi

Yoksul ülkemiz, Erzincan’ın yaralarını sarmak üzere yardım kampanyası açıyor. Çorlu’da o yıllarda, 500 yıl önce İspanya’dan sürülen çok sayıda Musevi yurttaşımız yaşıyor. (Bizim okuduğumuz, Çorlulu Ali Paşa İlkokulu’nda 50 kişilik sınıfımızdan 20’i Musevi arkadaşımızdı.) Çorlulu musevilerden biri de
İsak Pinhas... Şucaettin İlkokulu 3. sınıfta okuyor. Babasının 5 yaşındayken ölümü üzerine yoksulluk yaşıyor. Deprem bağış parası veremiyor. Sınıftaki bir kız arkadaşı yerine 10 kuruş vermek istiyor. İsak Pinnas arkadaşının yardımını geri ödeme koşuluyla kabul ediyor. Ancak borcunu bir türlü ödeyemeyen Pinhas, okulu bırakıp bir marangozhanede çırak olarak çalışıyor. 12 yaşındayken kalan aile fertleriyle birlikte İsrail’e göç ediyorlar. Furtuni Pinhas ile evleniyor. Telaviv’de peynircilik işine giriyor; bu arada‘Edirne peyniri’ de üretiyor. Çünkü İsrail’de Trakya bölgesinden giden binlerce ‘göçmen’ yaşıyor. Bugün 80 yaşında olan Pinhas, anavatan saydığı Türkiye’yi unutamıyor. Son 20 yıldır yılın belirli aylarında İstanbul’a geliyor. Yardımseverliği bir yaşam tarzı olarak benimsemiş Pinhas çifti... İstanbul’da, Musevi Cemaati lideri Silvyo Ovadya’nın önerisiyle kendi adlarını taşıyan bir ‘Pihnas Vakfı’nı kurarak eğitim ve burs yardımı yapıyorlar. “Kanımda yardım etmek var” diyen İshak çifti, İstanbul’da Or- Ahayim Hastanesi, İhtiyarlara Yardım Derneği, Ulus Özel Musevi Lisesi’ne önemli bağışta bulunmuşlar. Bu arada, geçen yılın aralık ayında doğduğu Çorlu’da 32 derslik bir okul için Tekirdağ Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruyor ve bir okul için (3 milyon) bağış yapıyor. Olay büyük yankı uyandırıyor. İnşaatı bittikten sonra
‘Furtuni ve İshak Pinhas İlköğretim Okulu’ adı verilen okul, eylül ayında hizmete giriyor. Pihnas çiftçinin bir şartı var; açılışı Milli Eğitim Bakanı yapacak... Resmi açılış 8 Ekim olarak belirleniyor. Ancak Nimet Çubukçu’nun ‘rahatsızlığı’ nedeniyle törene katılamayacağı bildiriliyor.
İlgililer ise “açılış ileri bir tarihte yapılacak” diye vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Esas sorun; ‘Mavi Marmara’ olayı... Başbakan, İsrail’e yüklenirken, böyle bir açılışa bir hükümet üyesi katılabilir mi?
Eğer ‘Mavi Marmara’ya bağlı olarak açılış ertelendiyse, ayıp!
Furtuni ve İsak Pihnas üzgünler ama açılış için bir tarih de bekliyorlar.
Küçük hemşehrilerini kuçaklamak istiyorlar. Pihnas’lar, İsrail’deki kadar olmasa da Türkiye’deki bağışlarını sürdürecekler. Çünkü anavatan olarak Türkiye’yi çok seviyorlar.
Çorlu’daki gazeteci dostlara (Erdal Özcan, Mehmet Yirun) göre, açılışa İsrail’den gazeteciler de gelmiş. Trakyalı Museviler, İsrail’deki ‘Çorlu Ormanı’ ile ‘vatan hasretini’ gideriyorlarmış.

HSYK seçimleri çok kişinin başını yakacak

ADALET Bakanlığı’nın, 17 Ekim Pazar günü gerçekleşecek HSYK seçimleri için adaylarını belirlediği, bu adaylara ilişkin listeyi bütün adliyelere aracılar vasıtasıyla ulaştırdığına ilişkin haberler var. Bunda “Avukat ve savcılara ulaştırılan listelerin onaylanması gerektiği, aksi halde kendileri için iyi olmayacağı” mesajının verildiği iddiaları yer alıyor.
Deniliyor ki: “Adalet Bakanlığı, HSYK için belirlediği isimleri onaylaması için avukat ve savcıları tehdit etmektedir.”
CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekinci, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e tam bu noktada “Bunlar doğru mudur? HSYK üye listesine oy vermeyen avukat veya savcılar için ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye soruyor.
Adil ve tarafsız olması gereken Adalet Bakanlığı ‘adaletsizliğin kaynağı’ olmamalı.

Ermenistan’daki nükleer santral hâlâ çalışacak mı

IĞDIR’a sadece 20 kilometre mesafede, Ermenistan topraklarında yer alan büyük bir bomba var; ‘Metsamor Nükleer Santralı’. Bu santral her an patlama tehlikesiyle karşı karşıya. Santraldan insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden birçok radyoaktif madde sızıyor. Ermeniler buna ek olarak Arpaçay ve Aras nehirlerinden çektikleri suyu santralın soğutulmasında kullanarak ve yeniden nehirlere vererek suyu da kirletiyorlar.
Iğdır Tarım Müdürlüğü’nün verilerine göre son yıllarda hayvanların sakat doğumları artmış durumda. Ayrıca bölgedeki kanser vakalarında da büyük artış olduğu belirtiliyor.
Nükleer santralların yerleşim birimlerine en az 90 kilometre uzakta olması gerekirken, Iğdır’a 20, Erivan’a 50 kilometre mesafede olan Metsamor Nükleer Santralı’na, bazı Sovyet bilim adamları, bu santralın Ağrı Dağı fay hattı üzerinde olduğu ve bölgenin su kaynaklarına radyasyon karışması tehlikesinin yüksek olduğunu bildirerek karşı çıkmışlardı. Metsamor 1 ve 2 Nükleer Santralları, Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) standartlarına göre, dünyadaki 146 nükleer santral arasında, güvenlik açısından en son iki sırayı alıyor.
Iğdır Ovası, Ardahan, Kars ve Erzurum illerimiz radyasyon tehlikesi ile karşı karşıya iken Türkiye Atom Enerji Kurumu’nun aldığı önlemler nedir?
Sağlık Bakanlığımızın olası bir radyasyon vakasında, bölgede acil müdahale yapabilecek sağlık birimleri mevcut mudur?
Çevre örgütlerimiz konunun vahametinden haberdar mıdır?
IAEA, kendi standartlarına göre güvenliği olmadığını kabullendiği bu santralların, çalışmaya devam etmemesi konusunda bir girişimde bulunuyor mu?
Öyle anlaşılıyor ki, Türk halkı haklarını yine kendi savunmak durumunda.
Hadi gelin Metsamor’un kapatılması için ayağa kalkalım, tek bir güç olarak el ele verelim.
Murat BEKAR

BJK Çarşı Grubu ne der

İNÖNÜ Statının ismi, ‘Fİ-YAPI İnönü Stadı’ olmuş.
Beşiktaş yönetimi, isim sponsorluğu anlaşması ile 1+1 yıl toplam 2 yıllık süre ile konumu itibarı ile dünyanın en güzel stadlarından biri ve Türk futbolunun simgesi olmuş. İsmi Cumhuriyetin kurucularından İsmet İnönü ile özdeşleşmiş. İnönü Stadyumunun isminin Fİ-YAPI İnönü olarak kullanılmasını kabul etmiş.
Beşiktaş’lı eski bir yöneticinin duygularını ister misiniz?
“İşin ticari yanı yönetimi ilgilendirir ama İnönü adını künyeden çıkartıp anlaşma süresince, yalnız sponsor şirketin adını yazsalar Beşiktaş’ın şanlı tarihine daha uygun olurdu. Formaya sponsor aldıklarında, sponsor şirketin adını Beşiktaş armasının önüne yazmadıkları gibi... Çarşı Gurubu’nun olaya müdahalesi gerekmez mi?”

CHP grubu ve Cemevleri

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’li (Beylikdüzü) üye Halil İbrahim Akpınar, Cemevleri’nin imar planlarına ‘ibadethane’ olarak işlenmesi için bir önerge veriyor. Önerge oybirliğiyle Meclis’ten geçiyor. Daha sonra AKP’li üyeler uyanıyor; CHP’lileri “Önergeyi geri alın, yoksa yeniden görüşme yapıp reddederiz” diye uyarıyor. CHP grubu da önergeyi geri çekiyor. CHP; ‘denge’ adına önergeyi ‘yalıyor’. Hani Alevi açılımı vardı? AKP’lilerin iyi niyetine inanıyor musunuz?
(Büyükşehir Meclisi, İDO ve İGDAŞ’ı satma kararı aldı dün...Bu satışı iyi izleyin; kime gidecek?)

Mesaj panosu

LÜTFEN Avcılar İskelesinden sabah 09.00’da deniz otobüsü ihtiyacı varsa neden sabah saat 07.30’da sefer yoktur. İDO’dan birisi bana bunu izah etsin; amaç nedir?

Avcılar’dan 07.30’da İDO seferinin Kabataş’a konmasını istiyoruz. (Eskisi gibi yani)
Uğur KILAVUZ