ESAT-Kocatepe semtinde oturmaktayım. Ağustos ayı su kesinti rezaletini hadi es geçelim. Yazmaya kalksak sayfa yetmez. Ama meğer çilemiz asıl Ağustosdan sonra başlıyormuş. O tarihten beri sularımız düzenli olarak hergün kesiliyor.
ASKİ artık iyice abarttı, bir gün 24 saat, bu 24 saatin neredeyse 20 saati sular artık kesik, üstelik zamansız, programsız.
Gece su nöbetine kalkmak zorundayız, kaçırdın mı yandın.
3 aydır yetkili aramaktan bunaldık. 153’ün başına oturtulmuş güya uzman kişiler papağan gibi ’basınç düşüklüğü var’ demenin ötesinde hiç birşey söylemiyorlar.
Çankaya Bölge Şefliğini aradığımızda, arıza yok ki bizi arıyorsunuz diyorlar. ASKİ Genel Müdürlüğü’ndeki gariban memurlar artık telefonlara yetişemez durumdalar. Tüm bunlara rağmen otobüslerde ve metro duraklarında dağıtılan Belediye bültenlerinde ’Ankara’nın su sorunu yoktur, kesinti uygunlamamaktadır’ yazısını okuyunca sinirlerimiz bozuluyor.
Bu süre içinde anladığım şu ki; Ankara’nın suyu bitmek üzere, herşeyi çok bilen Başkan ise kesintili su programı uygulayamadığı için, ’gizli bir kesinti’ uygulamaktadır.
KARDEŞ ŞEHİRLER
İşin en ilginci bu çilenin ne zaman biteceğinin belli olmayışıdır. Güya Aralık ayında Kesikköprü projesi bitecekti ama ’153 Alo Belediye’den aldığım bilgiye göre daha 3 aylık bir süre var.
Merak ediyorum, Ankara Büyükşehir Belediyesi devamlı kardeş şehir buluyor. Acaba hangi kardeş şehrimizde orta çağ yaşantısı hüküm sürmektedir. Ayrıca Ankara’da yaşanan bu rezaleti hiçbir basın yayın organının haber değeri olarak görmüyor. Sanki Melih Gökçek hakkında olumsuz yazı yazmamaları konusunda bir irade var.
SU KALİTESİ KÖTÜLEŞİYOR
Depo sorunu olmayan yeni modern binalarda oturan vatandaşlar bu sıkıntıları yaşamıyor, rezalet gene eski binalarda ve gecekondularda oturan vatandaşların çilesi gibi görünse de asıl sıkıntı tüm Ankaralınındır. Çünkü su kalitesi iyice bozulmuştur, nadiren akan suyumuz sulandırılmış ayran görünümündedir. İlk su geldiğinde bazen sapsarı akıyor. Ankaralılar bu suyla yemek pişirmekte, meyva-sebze yıkamakda, banyo yapmaktadır. İçme suyumuz zaten özel su şirketlerine havale... Tüm bu pislik depoda çökelmekte ve daha sonra gelen temiz suyuda kirletmektedir. Görüldüğü gibi, deposu olmayan vatandaş günün büyük bir kısmını susuz geçirmekte, deposu olan ise depoda biriken kirli suyu bilmeden kullanmaktadır. Zaten bundan daha fazla rezil olmaları mümkün olmadığından yapılması gereken, artık Belediyenin su sorununu kabul edip, düzenli su kesintisine geçmesidir. Böylece herkes bilir ne zaman su akacak, ne zaman kesilecek.
İlker ÜÇLER
Günay keşke hayır duası da alsaydı
ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay’ın 6 yıllık görev süresi 19.11.2007’de sona erdi. Sayın Günay, görevden ayrılmadan Hürriyet muhabiri Çiğdem Toker’e verdiği demeçte de söylediği gibi EPDK, kurulduğunda sadece kağıt-kalemi vardı. Bugün 90 milyar dolarlık bir enerji piyasası oluşturuldu.
Keşke, sayın Yusuf Günay, röportajının bir bölümünde bir öz eleştiri de yapsaydı. "Piyasa oluşturduk, tüm şirketlere eşit mesafede olduk ama çalışanımın öğle yemeği, servis, kreş gibi ihtiyaçlarını karşılamayı göz ardı ettik.Torpili olmayanın terfi edebileceği bir sistem getirmedik.Kurum bilgisayarlarından sakıncasız bir çok siteye girişi bile engelledik. Buna rağmen gece gündüz, hafta sonu, bayram demeden canla başla çalışan personele teşekkürü bile unuttuk" diyebilseydi. Sayın Günay’a görev süresinin dolmasının ardından 20 yerden iş teklifi gelmiş olabilir ama, keşke hiç teklif almasaydı da tüm EPDK çalışanından hayır duası alsaydı. Bir grup EPDK çalışanı
KISA...KISA...KISA...
ODTÜ Mezunları Derneği Kent Yönetimi ve Çevre Komisyonu’nun düzenlediği ’Susuz Ankara’ paneli bugün ODTÜ Mezunları Derneği, Vişnelik Salonu’nda saat:19.00’da yapılacak. Konuşmacılar; Prof. Celal Gökçay, Mumtaz Turfan, Hacı Baydar ve Levent Tosun (odtumd@odtumd.org.tr/www.odtumd.org.tr)