Paylaş
CHP’nin aday listeleri bugün MYK’da görüşülmeye başlanıp, PM’de onaylanacak ya... İstanbul’da bir önceki dönemde ismi ‘ağır’ bir abi aradı; “Bu partide neler oluyor, nereye gidiyoruz?” dedi. Genel Merkez’e ağır eleştiriler yöneltti. Bu siyasetçi eskiden böyle değildi, olayları ve konuları küllendirirdi. Şimdi ‘kendine’ gelmiş, kükrüyor. Söyledikleri özetle şöyle:
“MHP kökenli, Genel Başkan danışmanı Rasim Bölücek de aday gösterilecekmiş. Aman derim!... Kılıçdaroğlu’nu çok etkiliyor, ama akıl verdiği ‘öneriler’in tümü boş çıktı. Gökçek’e karşı ABB için MHP’den ‘devşirilen’ Mansur Yavaş’ı getirdi, kaybettik. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanlığı adayı yaptıran oydu; Kılıçdaroğlu’na ‘Devlet Bahçeli’ye Başbakan ol’ önerisini söyleten de o... Dünyanın neresinde görülmüştür; bir ‘danışman’ın koalisyon görüşmelerine katılan dört üyenin yanında yer alması... Bu kadar hakkı olmasa gerek. DYP/DP ve AKP’den getirdiklerini de unutmayın. İyi yönlendiriyor ama sonuç yok.”
Devam ediyor:
“Akademisyen Koray Çalışkan da aday gösterilecekmiş. Neden; eğer Kadıköy’e koyarlarsa, bilin ki, arkadaşlar iki vekil daha çıkarırız diyorlardı; onun birini mutlaka kaybederiz. Son kurultayda PM’ye aday olmuş, 33 oy alabilmişti. Her cumhurbaşkanının dava açtığı kişi aday yapılırsa... Bir sosyal demokrat ‘Beni milletvekili yapın’ demez. Ben davadan korkmam, girer yatarım. Taban siyaseti nerede, taban!... Kemal Bey aklını başına almalıdır; eğer böyle işler olacaksa ben yokum!”
“Adınızı yazacağım” deyince “Şimdi yazma, eğer böyle yaparlarsa o zaman açıkla” diye ekliyor.
ÖZÇELİK YERİNE ÇEVİKÖZ MÜ
Bir başka telefonu dinliyoruz:
“Genel Başkan’ı kutluyorum, 3. bölgeden seçilen eski diplomat Murat Özçelik’i yeniden aday göstermeyeceğini 10 gün kadar önce yüzüne söylemiş; “hakkında yoğun eleştiri var” diye... Son günlerde internette dolaşan bir ‘biyografi’ sosyal medyada tartışılıyor. Zaten adaylığını çekmesi de doğru bir şey olur. Yerine emekli büyükelçi Ünal Çeviköz düşünülüyormuş, 3. bölgeye... Danışman Rasim Bölücek’in aday gösterilmesine bir şey demem; ancak Kılıçdaroğlu’nun ‘kaydırmaları’ dikkat çekici olacakmış”.
Ankara’dan bir başka partili ile konuşuyoruz: “Sürpriz var” diyor. Neymiş o!
“Hukukçu Hakkı Süha Okay’ı da listede görürsek şaşırmayalım. Seçim sonrası kurultay dengeleri nedeniyle bu isim gösterilebilir. Ama kritik seçim öncesinde kurultay dengeleri düşünülmemeli, değil mi?”
68 kuşağından, 1973/77 CHP Gençlik Kolları’nın güçlü isimlerinden ve 2012’den beri PM üyesi Halit Toraman’ın 7 Haziran’dan sonra yeniden Ankara için adaylık başvurusunda bulunması dikkat çekti. Bu arada 7 Haziran’da ‘sürpriz’ bir şekilde aday gösterilmeyen Umut Oran gibi Ali Özgündüz’ün de bu kez aday gösterilecekleri genel merkeze yakın çevrelerde ifade ediliyor.
BÜYÜKERŞEN’İN AĞIRLIĞI
Bu arada Eskişehir’den milletvekili seçilen Cumhuriyet’in eski Genel Yayın Müdürü Utku Çakırözer’in bu kez listede yer almayacağı kulislere yayıldı. Çakırözer’in, siyaset yapma tarzından Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in rahatsızlık duyduğu öne sürülüyor. Eskişehir’de bu yere eski milletvekili Melda Onur’un adı geçiyor. İzmir’de ise kimi kontenjan milletvekilleri ile ilgili ciddi rahatsızlıkların Genel Merkez’e iletildiği söyleniyor.
-Önseçime girip kaybedenler listelerde yer alabilir mi?
-O zaman sormak lazım.. Önseçime girmeseydin kardeşim. Tamam, başvuruda bulunma hakkın var ama bir kere iyi düşün... Önseçimden çıkmamışsın, beni bu sefer ‘kontenjandan’ değerlendirin demek fırsatçılık olmuyor mu? CHP geleneklerine ve siyasi ahlaka uyuyor mu?
-7 Haziran vekilleri nasıl değerlendirilebilir?
-Gerçi henüz bir acemilik var ama TV’de performansı yüksek vekil henüz göremedik. Çıkanların da AKP ve HDP’li vekiller karşısında yetersiz kaldıkları görüldüğünü söylemek gerekiyor.
Bu arada 9 milletvekili çıkarılan 3. bölgeden CHP’li Çetin Çapan ile Gökhan Gümüşdağ, Genel Merkez’e bir öneride bulunarak 10 ve 11’nci sıraların kendilerine verilmesi halinde iddialarını ortaya koymak istediklerini açıkladılar.
Cezaevlerinde de yığılma var, bedel karşılığı onlar tahliye edilebilir mi?
Bedelli askerlik iktidarın başına sorun getirecektir
ANAYASAMIZIN 10. maddesine göre din, mezhep, ırk, cins, dil ayrımı yapılmadan herkes eşittir. 72. maddeye göre, askerlik yapmak her erkek Türk vatandaşının hakkı ve görevidir. Ancak son yıllarda ‘bedelli askerlik’ konusu çıkarılmıştır. Belli yaştakiler, belli parayı ödeyerek, elleri silaha dokunmadan askerlik yapmış sayılmaktadırlar. Sanki çok kolaymış gibi kredi alarak askerlikten kurtulunabileceği bildirilmiştir. Zengin için bir kısım parayı buna ayırmak kolaydır. Fakir için kredi almak zorunda bırakılmak işi yokuşa sürmek ve göz boyamaktır.
Bedelli askerlik, eşitliğe aykırıdır. Bu günlerde olduğu gibi şehit ve sakat kalma tehlikesi vardır. Parası olan bu tehlikeden kurtulacak, olmayan tehlikeye girecektir. Bu, eşitliğe ve anayasanın askerlik görevdir hükmüne aykırıdır.
Bedelli askerliğin çıkarılmasının gerekçesi askere gitmemiş sayısındaki birikme gösterilmektedir. Bu geçerli bir sebep değildir. Bazı ülkelerde askerlik süresi bizdekinden çok kısadır. Askerlik süresi bizde de kısaltılarak birikme eritilebilir. Bu yönün göz ardı edilmesi haksızdır.
Sadece ‘birikme’ olayına bakılacaksa, cezaevlerinin tıka basa dolu olduğu söylenmektedir. Tıka basa dolu olmak birikme demektir. O zaman hükümlüler de, ceza süresi oranında para ödeyerek cezasını çekmiş sayılmalarını isteyebilir. Örneğe göre de haklı sayılmaları gerekir.
Vekil dokunulmazlığı canlarının istediğini yapma hakkı vermez. Mesela laikliği koruma yemini edenler ‘Halifeliğin’ kurulmasına karar verebilir mi? Vatanın bölünmez bütünlüğünü korumaya yemin edenler, bir kısım topraklarımızın başka devlet veya gruplara terk edilmesine karar verebilir mi?
Dinçer ÖNAL-Hukukçu
AKP neden at koşturmasın
HÜRRİYET Gazetesi baskınından, güneydoğu da yaşananlar dahil tüm olaylar için İçişleri Bakanı hakkında, hatta Başbakan hakkında, üç partiye mensup milletvekillerinden hiç kimse, hayır diyemeyecekken, bu nedenle de TBMM kararı için 276 oyu bulma sorunu bile yokken, Bunun için Anayasa 99 uncu maddesi uyarınca gensoru veren ne bir siyasi parti ne de en az 20 milletvekili var!
17/25 Aralık olayları konusunda da, Anayasa’nın 100 üncü maddesi uyarınca Meclis soruşturması açılması ve Yüce Divana sevk yeter sayısı 276 milletvekiline sahip olan üç partiden, bu konuda Meclis soruşturma önergesi için 55 İmza bile yok!
AKP dışındaki üç partiyi bu konularda birlikte veya ayrı ayrı, adım atmaktan alıkoyan nedir?
Bu soruya verilecek bir yanıt var mıdır?
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU
Paylaş