Kerimoğlu kimin başkanı

HÜRRİYET gazetesinde dün ‘Ataköy’e Yarımada’ haberiyle Ataköy sahillerinde artık karada inşaat yapılabilecek bir m2 bile boşluk kalmadığını gösterdiği anlatılıyordu. Demek ki şimdi sıra denize geldi. Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, gazeteci Ömer Erbil’in sorusu üzerine diyor ki: “Sahildeki mevcut yapılaşmalara da, buna da karşıyız. Resmen katliam yapılıyor. Elimizde yetki yok. Bakanlıklar tüm izinleri veriyor. Başvuru yapıldığında biz inşaat ruhsatı vermeyiz ancak 45 gün sonra bu yetki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçiyor” dedi.
Peki, ‘Ataköylüler’ ne diyor.
“Bülent Kerimoğlu doğruları söylemiyor” diyorlar:
“Ataköy Konakları’ndaki bir kat maliki karşılarındaki sahile Kuzu İnşaat tarafından yapılan inşaatlar ile ilgili idare mahkemesine dava açıyor ve yürütmeyi durdurma kararı alıyor. Bu karar karşısında inşaatları mühürlemesi gereken Bakırköy Belediyesi ne yapıyor biliyor musunuz? 12.09.2014 tarihinde Belediye Başkanlığı Vekili Avukat F. Nur Önce Birer imzası ile İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin 2014/995 esas sayılı dosyasından verilen ‘yürütmeyi durdurma kararı’nın kaldırılmasına karar verilmesi için bölge idare mahkemesine müracaat ediyor.

RUHSAT HARCI UĞRUNA

Kerimoğlu, Bakırköylülerin belediye başkanı değil mi? Sırf paramız yok diye 4 milyon TL civarında ruhsat harcı alma uğruna ruhsatı veriyor. Beldesinde yaşayan insanları düşünen bir belediye başkanı ruhsatı vermez. Bir başka otorite ruhsatı verdiği zaman, oylarıyla belediye başkanı seçildiği belde halkının karşısına çıkar, elindeki belgeyi göstererek “Biz sizin menfaatlerinizi düşündük. Ruhsatı vermedik. İşte ruhsatı veren Büyükşehir Belediye Başkanlığı’dır” der ve belde halkından alkış alır.
Kısaca bahsettiğimiz bu iki olay bile Kerimoğlu’nun doğruları söylemediğinin ve belediye başkanı olduğu belde halkına ihanetidir.” Sadece Bakırköy değil CHP’li öteki belediyelerde de aynı durumlar yaşanıyor. Beşiktaş Belediyesi’nde önceki gün çıkan imar kararlarını inceleyin orada da bu durumu göreceksiniz.
İstanbul’un ne kadar düşmanı varmış!

GÜNÜN SÖZÜ

-“TÜRKİYE’nin temel sorunu partiler, hırsızlıklar, karmakarışık kentler, yalan dolan değil. Bunlar her cahil toplumun tarih boyu hastalıklarıdır. Bunların tartışılması da çözüm için yeterli değildir. Sorun, önce bunların tanımını, bilimsel analizini yapmak, sonra, onlar üzerinde yapılacak entelektüel tartışmanın durulaşmasıdır. Bu arada 19. yüzyıldan kalan klişeler, uydurma tarihi yorumlar, emperyalizmin klişeleri de temizlenerek vitrinden indirilmelidir... Fakat ulaşılan çözüm yollarının, politikaya bulaştırılmadan, halkın anlayacağı bir dile indirgenmesi için büyük bir çaba gerekmektedir. Bu yeni bir kurtuluş savaşıdır. Birincisinden daha zor.
Parası da yok.”Doğan KUBAN

Cindoruk: ‘1991-95’deki Meclis’te başkanlık sistemi hiç görüşülmedi’

Erdoğan’ın önerisi nafiledir

AP ve DYP’de çeşitli görevler üstlenen eski milletvekili Hüsamettin Cindoruk 318 sayfalık ‘1995 Yılı Anayasa Değişim Tutanakları’ tıpkı basım kitabını siyasetçiler, bilim adamları ve gazetecilere gönderdi. Cindoruk’un notu şöyle:
“Ülkemiz, 21. yüzyılın 15. yılında tarihi bir parlamento seçimine hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir rejim değişikliği dayatarak, Anayasa kurallarını çiğneyerek bu seçimlerde bir iddia ortaya koymuştur. Seçim, giderek başkanlık rejimi oylaması niteliğine dönüşmektedir. TBMM kurulmadan önce, yurdun çeşitli bölgelerinde tam otuz kongre Cumhuriyet için düşünceler, heyecan ve karar oluşturmuştur. Rahmetli anayasa hocası Prof. Bülent Tanör’ün deyimi ile bu süreç bir ‘kongreler iktidarı’ dönemidir. TBMM, bu başkaldırının ve Amasya Tamimi’nin sonucudur. Cumhuriyet’in asli kurucu iktidarıdır. ‘Bekleme odasına’ alınması için bu halk hareketinin yeniden yaşanması, bir kurtuluş savaşı zaferi gerekir. 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasaları katı anayasalardır. TBMM, bu anayasaların ve asli kurucu iktidarın değiştirilmesi, gücünün azaltılması olanaksızdır.
1991-1995 yılları arasında, TBMM’de temsil edilen on siyasi partinin liderleri ve yetkili temsilcileri, çetin tartışmalar sonucunda uzlaştıkları demokratik unsurları anayasaya yansıttılar. Başkanlık sistemi konuşulmadı bile... Bir kişinin, sıfatı ne olursa olsun, Cumhuriyet’in değiştirilmesi yasak olan parlamenter sisteminden vazgeçilmesi önerisi nafiledir. Anayasaya aykırıdır.”

Bu kitap niye yasaklanmıyor

AKP tarafından, CHP’ye, Cumhuriyet dönemi ve Atatürk aleyhine dağıtılan kitabın dağıtımı niye yasaklanmıyor? Bu kitap CHP’ye hakaret olunca mı düşünce özgürlüğü kapsamına giriyor? Bu kitap savcılık (Üsküdar) kaleminde ne arıyor? Kadir Mısırlıoğlu ve kitabı basan Sebil Yayınevi yetkilileri ve diğer tüm sorumlular hakkında yaptığı suç duyurusu ne oldu? Hâkim, savcı, polis, ilçe seçim kurulları hepsi bir olmuş, adaletsiz bir seçim sürecinde boğulmaktayız. CHP’ye hakaret ve iftira içeren bu kitap kimler tarafından korunmaktadır?
Av. Onur CİNGİL-ÜSKÜDAR

Dört parti Kıbrıs’ı unutmamalı

GÜNEY Kıbrıs Rum Yönetimi geçen hafta Ermenistan’la Askeri İşbirliği Antlaşması imzaladı. Rumların önerisi üzerine iki tarafın ortak askeri tatbikat yapacağı da bildiriliyor. Bu gelişme bölgede bir süreden beri ciddi biçimde bozulmuş olan güvenlik ve istikrar ortamını yeni tehlikelerle karşı karşıya bırakacaktır. KKTC yetkililerinin gösterdiği tepkinin ve Türkiye’nin Ermenistan konusundaki duyarlılığının Kıbrıs Rumlarını bu konudaki tehlikeli ve sorumsuz politikalarından caydırabileceğine dair bir işaret ortada görülmüyor. Seçimlerden sonra Türkiye’de işbaşına gelecek hükümetin Kıbrıs konusunda son yıllarda izlenen politikaları gözden geçirerek daha kararlı bir tutum izlemesi, bu son gelişmenin ışığında kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Partilerin, iktidara geldiklerinde Kıbrıs konusunda nasıl
bir tutum izleyeceklerini açıklamaları halkımızın tercihlerini etkileyecektir.Onur ÖYMEN

BİLİYOR MUSUNUZ?

-İSTANBUL Şehir Hatları’nın filosuna dahil edilen ‘Double Ended’ tipi yolcu gemileri Durusu, Göksu ve Küçüksu törenle hizmete alındığını...
-ESKİ AKP İzmir Gazi-
emir delegesi ve ilçe yönetimi üyesi Ramazan Yorulmaz’ın AKP’den istifa ederek CHP’ye törenle geçtiğini...
-ÇORLU Omurtak Caddesi ile Atatürk Bulvarı’nın arasında bulunan devlet hastanesinin eski yerinin parka dönüştürülmesi için Çorlu’da bir kampanya başlatıldığını...