Paylaş
MEB bizi gözmezlikten geliyor
Dernekle birlikte Hüseyin Hüsnü Tekışık Vakfı ve Öğretmen Dünyası da çağrılmamış şûraya...
Sarıhan şu bilgileri veriyor:
“Çağdaş Eğitim 1976’dan, Öğretmen Dünyası 1980’den beri düzenli yayın yapan eğitim dergileridir ve şimdiye kadar eğitim alanında yayın yapmadıkları tek bir konu yoktur.
Öğretmen Dünyası 1988 yılından beri bu şûralara çağrılmakta ve katılmaktaydı. Ülkemizin en yetkin eğitimcilerini içinde barındıran ve 2003’te kurulan Ulusal Eğitim Derneği ile Hüseyin Hüsnü Tekışık’ın kurduğu Tekışık Vakfı, eğitimin temel sorunlarında birçok sempozyum ve kurultaylar düzenledi. Bunları bakanlığın ilgisine de sundu.
Bakanlık yetkilileri eğitim alanından o kadar kopukturlar ki, kimlerin eğitim alanında kafa yorduğunun, proje geliştirdiğinin farkında bile değillerdir.
Bundan önceki şûralarda yaptığımız konuşmalarda, düzenlediğimiz bilimsel etkinliklerde eğitimin milli özelliklerinin törpülenmesine, paralı eğitime ve eğitimde özelleştirmeye, yabancı dille öğretime karşı verdiğimiz mücadelede ne kadar haklı olduğumuz eğitimin bugünkü durumuna bakılarak şimdi daha iyi anlaşılmış olmalıdır.
Bu durum, hükümetin demokratikleşme iddialarının aksine bakanlığın kendi programlarından farklı görüş getiren çevrelere nasıl tahammülsüz olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar eğitim sistemini yeniden yapılandırırken yabancı uzmanlara olağanüstü bir itibar gösteren bakanlığın ulusal bir eğitimi savunan çevrelere karşı gösterdiği dışlama, görmezlikten gelme tutumu anlamlıdır. Demek ki kendi kendilerine gelin-güvey olmaya karar verdiler.”
Sayıştay, aklama merkezi midir
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın hafta sonu Silivri’de yaptığı yerel yönetimler değerlendirme toplantısı ile ilgili bir sonuç bildirisi yayınlandı. Örgütün İstanbul’la ilgili görüşleri özetle şu noktaları kapsıyor:
- Kentsel Dönüşüm (Kentsel Sürgün yerine) projeleri; hak sahiplerini yerinden etmeden, sosyal kent anlayışını öne çıkaran, insanı, doğayı ve çevreyi esas alan bilimsel verilerle, depreme karşı yenileme maliyetlerini de dikkate alarak yapılmalı... 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda olmayıp merkezi hükümetin talebi ile dikte edilen 3. köprü projesinin İstanbul’da su havzalarını, tarım alanlarını, ormanlarını ve kentin doğal genişleme eşiklerini tehdit eden, İstanbul halkına ulaşımda hiçbir çözüm getirmeyen bir proje olduğu için İstanbul’un bu sorunu toplu taşıma, Ro-Ro, Ro-La, metro raylı ve bütüncül sistemler ile çözülmeli...
- Anayasal bir kurum olan Sayıştay’ın kanunda yazılı görevlerini yerine getirirken AKP belediyelerinin usulsüz işlemlerini aklama merkezine dönüştüğü, muhalefet belediyelerini ise denetçilerin baskısı altında çalışamaz hale getirdiği...
- İBB’nin yıllık bütçesi kadar bütçeye sahip belediye şirketlerinin meclis denetiminden kaçırıldığı, bu durumun saydam belediyecilik anlayışı ile bağdaşmayacağından bu şirketlerin halkın iradesini temsil eden İBB Meclisi’nin denetimine açılması gerektiği...
Biliyor musunuz
- TKP İstanbul il örgütünün, İstanbul’da toplu taşıma araçları kullanım ücretlerine fiyat artırım kararının iptali için yürütmeyi durdurma kararı için idare mahkemesine başvururken, Kadir Topbaş’ın zamları şimdiden ya geri almasını ya da halka fazla zarar vermeden istifa etmesini istediğini...
- ANTALYA Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’ya KPSS’ye giren adaylara dağıtılan ve ‘kalitesiz’ olduğu şikâyetlerine yol açan kalem, silgi, kalemtıraş, şeker, su ve peçetelerin alımı için açılan ihaleyi hangi kurumun yaptığını, bunun için ne harcandığını sorduğunu...
‘Faili meçhuller’ hani araştırılacaktı
MERSİN Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Başbakan’a soruyor:
“Geçen ocak ayında yaptığınız bir konuşmada ‘Hrant Dink’in, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu’nun, diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak’ için uğraştığınızı söylemenize rağmen ve yine 3 Eylül 2010 günü yapılan AKP Diyarbakır mitinginde ‘... Faili meçhullerin acısını çok iyi biliriz. Ape Musa’nın, yani Musa Anter’in acısını bizler unutamayız...’ demenize rağmen; Genel başkanı olduğunuz parti, TBMM’de faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin araştırılmasına sürekli neden karşı çıkmaktadır?
Sayın Başbakan geçen ocak ayındaki bir konuşmanızda sorduğunuz gibi gerçekten faili meçhullerin faili malum hale gelmesinden kim, niye korkuyor, niye çekiniyor, kim neden bunların üstünü örtmeye çalışıyor? Gizli kapaklı işlerin aydınlığa çıkmasından kim, neden endişe ediyor?”
Faili meçhul cinayetlerin araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını sağlayacak mısınız?”
Kayseri’de Aydın’ın ekibi seçimi kaybetti
CUMHURBAŞKANI Gül, Ali Aydın’ı, HSYK üyesi olarak atanınca altı gün sonra Kayseri Baro seçimleri hafta sonu yapıldı ve hayli çekişmeli geçti.
Baro seçimleri zamanında yapılmayarak HSYK ataması sonrasına bırakılmıştı; yani geciktirilmişti.
Seçimde; Ali Aydın’ın ekibinden olduğu belirtilen ve gençlerin desteklediği Fevzi Konaç ile deneyimli avukatların desteğini alan Murat Şirvanlı yarıştı.
Sonuç mu; Murat Şirvanlı 391 oy alırken Fevzi Konaç 371 de kaldı.
Peki bu durumda, Ali Aydın’a bir tepki olarak mı avukatlar Murat Şirvanlı’yı seçtiler.
Paylaş