Paylaş
“İstanbul ile ilgili hiçbir master planda yer almayan Kanal İstanbul ile ilgili süreç şeffaf değil. Tartışılabilmeli. Klasik ÇED yaklaşımı yetersiz! Dolaylı/kümülatif etkileriyle (örneğin Yenişehir) birlikte değerlendirilmeli.”
Bir öğretim üyesinin “Projede döngü yönetimi yoktur, bu nedenle teklif niteliğindedir” demesi ilginç karşılandı.
Notlarımıza devam ediyoruz...
SEKİZ KÖPRÜ
Bir köprü maliyeti 3.5 milyar dolarken, proje kapsamında 8 köprü öngörülmektedir.
2009 tarihli ÇED İstanbul’un kuzeyini korumaktadır ancak kanal ile kuzeye yerleşilecektir.
Bütüncül olarak irdelenmiş bir proje değildir. Hem deniz hem de kara ulaşımında yüksek maliyetler getirecektir.
Öncelikli korunması gereken 100 ormandan biri etkilenecektir.
Proje ülkesel ve bölgesel düzeydeki planlama kararları ile bütüncül olmalıdır. Kanal İstanbul bir proje değil girişim niteliğindedir; sürdürülebilirlik ilkesine aykırıdır.
Kanal İstanbul bir eko-kırım projesi niteliğindedir. Bilimsel niteliği bulunmamaktadır.
KİRLENME RİSKİ
Denizler arası karşıt özellikler sadece bu bölgeye has olup, proje sonucu ciddi bir kirlenme riski bulunmaktadır. İnsan sağlığı ve biyoçeşitlilik olumsuz yönde etkilenecektir. Nitrat ve fosfat miktarları artacak, denizdeki oksijen seviyesi azalacaktır. Sera gazı artacak, kirlilik oluşacak, insan sağlığı etkilenecektir. Tarım, mera, orman ve içme suyu havzası olumsuz etkilenecek; ekolojik tahribata yol açacaktır.
ÜÇLÜ ENTEGRASYON!
İSTANBUL’un tatlı su kaynakları ve hava kalitesi bozulmaktadır.
Arkeolojik ve doğal sit alanları etki altındadır.
Yarımburgaz mağaralarından daha eski olan Ağaçlı köyü proje ile yok olacaktır.
Projenin metodu bütüncül bakış açısından yoksundur.
Bilimsel camia ve toplum kasıtlı olarak aldatılmaktadır.
Bütüncül etkiler bilerek gözden kaçırılmaktadır.
EN BÜYÜK MÜHENDİSLİK OPERASYONU
KANAL İstanbul, bugüne kadar İstanbul doğasının karşı karşıya bulunduğu en büyük mühendislik operasyonu olacak. Tüm Çatalca yarımadası şantiye alanına dönüşecek. Böylesine büyük bir müdahale, karasal ve denizel ekosistemin bileşenleri ve onlara özgü dinamiklerin iyi anlaşılmasını ve güvenilir verilerle desteklenmesini gerektiriyor. İstanbul’un karasal ve denizel ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği (habitatları, türleri, genetik değerleri) ulusal/uluslararası ve kuşaklararası düzeyde önemli olduğunun altı çizildi.
2 BİN 694 KİŞİ KATILDI
İBB’nin geçen hafta sonu düzenlediği ‘Kanal İstanbul Çalıştayı’na 2 bin 694 kişi katıldı. Kanal İstanbul’un her yönüyle ele alındığı gün boyu süren çalıştayda birbirine paralel sekiz oturum ve tüm katılımcıların kürsü kullanabileceği bir forum yapıldı. Bütün toplantıları kalabalık gruplar izledi ve notlar aldı. Kanal İstanbul Çalıştayı’nda neredeyse 999 farklı bilimsel başlık altında projeye getirilen itirazları görmezden gelip, bir tek “Sülfür gazı yayılır, erkeklik hormonlarına zarar verir” başlığını alarak “üzerinde magazinel tepinme yapılmasına” tepki gösterildi.
5 MİLYAR DOLAR GELİR
ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, “Kanal İstanbul’un yapım maliyetini toplam 15 milyar dolar, inşaat maliyetini de 10 milyar dolar olarak belirledik. Yılda 5 milyar dolar gelirimiz olacak” dedi.
Meral Akşener ise İBB’nin düzenlediği çalıştayda “Kanal İstanbul’un 9 senedir üzerinde durulmuyordu, bugün niçin birdenbire önümüze getirildi” dedi.
‘SORUNSUZ SİYASETÇİ’ CHP’YE YARAMAZ MI?
KURULTAY yaklaştı, CHP’de kazan kaynamaya başladı. Ankara’da balıkçı lokantalarında ‘abi’ il başkanı aranıyor. Peki şu anda CHP Ankara İl Başkanı kim? Rıfkı Güvener. Doğuştan partili. Demokrat bir isim. Yani tam bir ‘abi’. Milletvekili adayı olmadı, olmayacağını da söylüyor. Başta ABB Başkanı Mansur Yavaş olmak üzere belediye başkanları ile sorunu yok. Sorun da çıkarmıyor. Peki bu arayış neden? CHP Ankara’da oy patlaması yaparken, oyları düşen Çankaya’nın belediye başkanı Alper Taşdelen istemediği için mi? Yoksa CHP’ye sorunsuz ve başarılı siyasetçi yaramıyor mu?
BİLİYOR MUSUNUZ?
İZMİR Urla’da FETÖ terör suçundan tutuklanan CHP’li belediye başkanı Burak Oğuz’un yerine kaymakam kayyım olarak atanmıştı. Kulislerde çeşitli iddialar yer alıyor. Kayyım, kaymakamın asli görevine döneceği, partiler arası karşılıklı uzlaşma ile belediye meclisinde CHP’nin 1. sıra üyesi İsmet Orhon’un ‘başkanlık’ için adının geçtiğinin konuşulduğunu...
CHP’DE ‘SEÇİLMEK’ ZORLAŞIYOR
CHP PM’ye “aday” olmakta artık zor, “seçilmek” de çok zor! ‘Yerelin Gündemi’ sitesinde “Neden?” sorusuna şu cevap veriliyor:
CHP’de son yapılan tüzük değişikliği en çok parti meclisi (PM) üyeliğini zora soktu. Cinsiyet (yüzde 33) ve gençlik (yüzde 20) kotaları çıkarıldığında 60 kişilik PM’ye sadece 28 kişi seçilebilecek. Peki bu 28 talihli kim olacak?
Paylaş